Türkiye'de bir mahkeme, 4 Şubat'tan beri tutuklu bulunan iki öğrencinin serbest bırakılmasına karar verdi. Şilan Delipalta ve Anıl Akyüz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ocak ayında Türkiye’deki Boğaziçi Üniversitesi’ne yaptığı tartışmalı rektör atamasına karşı izinsiz bir gösteriye katıldıkları için tutuklandılar. Tutuklanmaları, bu yıl Türkiye'deki öğrenci protestolarına yönelik geniş çaplı baskının bir parçası.
Ocak ayından bu yana devam eden barışçıl gösterilerde polis, 700 civarında protestocuyu aşırı güç kullanarak gözaltına aldı. Bu protestocuların büyük çoğunluğu kısa bir süre sonra serbest bırakıldılar. 25 Mart'ta en az beş öğrencinin LGBT bayrakları taşıdıkları için gözaltına alındığı bildirildi. 1 Nisan'da polis 35 öğrenciyi şiddet kullanarak kısa süreliğine gözaltına aldı. Öğrencilerin gözaltına alındığı anları kaydeden görüntülerde, polisin bazı öğrencileri boğazlarından yakalayıp yere fırlattığı görülüyordu. Bu şoke edici görüntüler, Erdoğan hükümetinin rektör atamaları ile yüksek öğretimi kontrol etmeyi amaçladığını düşünen ve bu nedenle protestolara katılan yapan öğrencilere karşı hükümetin artan tahammülsüzlüğünü gösteriyor.
Protestoların başlangıcından bu yana en az 12 öğrenci belli sürelerce tutuklu kaldılar ve onlarcası sadece barışçıl toplanma haklarını kullandıkları için "polise mukavemet", "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" ve "halkı kin ve nefrete teşvik etmek" gibi suçlamalarla yargılanıyorlar. Yetkililer onlarca öğrenciye ev hapsi, yurtdışı yasağı ve imza gerekliliğinin de bulunduğu bir dizi kısıtlayıcı adli kontrol tedbirleri uyguladılar. Boğaziçi Üniversitesi de düzinelerce öğrenciyi “kampüs güvenlik personeline hakaret etmek” ve “yükseköğretim kurumunda izinsiz toplantı düzenlemek” gibi suçlamalarla, üniversiteden geçici uzaklaştırma veya yükseköğretim kurumundan çıkarma ile sonuçlanabilecek disiplin soruşturmaları altına aldı.
Türkiyeli yetkililer, barışçıl öğrenci gösterilerini baskılama politikasından acilen vazgeçmeli, toplanma ve ifade özgürlüklerine saygı göstermelidir. Öğrencilere, gösterilere katıldıkları için yöneltilen keyfi suçlamalar ve adli tedbirler kaldırmalıdır.
Boğaziçi Üniversitesi de öğrencilere yönelik devam eden disiplin soruşturmalarını sonlandırmalı ve kampüsteki muhalif sesleri susturmak için yetkilerini kötüye kullanmamalıdır.