(Londra, 21 Şubat 2012) – İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün yayınladığı raporda Somali’de savaşan tarafların Somalili çocukları kendi ordularında savaştırmaktan ya da hizmet etmekten vazgeçmediğini söyledi. Örgüt, İslamcı isyancı grup El-Şebab’ın giderek daha yoğun bir biçimde çocukları askere aldığını, zorla evlendirdiği ve tecavüz ettiğini, okullara ve öğretmenlere saldırdığını ifade etti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü çocuk hakları direktör vekili Zama Coursen-Neff “Çocuklar için Somali’de güvenli hiçbir yer yok; El-Şebab isyancıları çocukları savaştırmak, tecavüz etmek ve zorla evlendirmek için evlerden ve okullardan kaçırıyor” dedi.
104 sayfalık “Çocuklara Yer Yok: Somali’de Çocukları Askere Alma, Zorla Evlilik ve Okullara Saldırı” başlıklı raporda 2010’dan bu yana Somali’de süren çatışmanın tüm taraflarınca çocuklara karşı işlenen hukuk dışı askere almalar ve diğer savaş hukuk kuralları ihlalleri detaylı olarak anlatılıyor. Rapor, aralarında el-Şebab ordusundan kaçmış olan 21 çocuğun da bulunduğu ve ülkeden Kenya’ya kaçmış 164 Somalili çocuk ile aileleri ve öğretmenler ile yapılan görüşmelere dayanılarak hazırlandı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, el-Şebab’a karşı savaşan Somali Federe Geçiş Hükümeti (TFG) ve Afrika Birliği silahlı kuvvetleri (AMISOM) dahil çatışmanın tüm taraflarına saflarındaki çocuk askerlerin tamamını serbest bırakmaları, savaşan birliklerle önceden bağlantısı olmuş çocukları korumaları ve okulları, öğretmenleri ve öğrencileri saldırıdan kollamaları için çağrıda bulundu.
Somali’deki çatışmanın şiddetlendiği 2010 ve 2011’den beri, el-Şebab küçülen saflarını güçlendirmek için giderek daha yoğun bir biçimde, aralarında 10 yaşındakilerin bile bulunduğu çocukları birliklerine katıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, el-Şebab’ın çocuk askerleri haftalarca süren zorlu eğitimden sonra ön cephelere gönderdiğini ve burada bazıları yetişkin askerleri korumak için “gülle hedefi” olarak hizmet verdiklerini öğrendi. Diğerleri ise canlı bomba olmaya zorlanmıştı. 15 yaşındaki bir erkek çocuğu İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne 2010’da “tüm sınıf arkadaşlarımın arasından – yaklaşık 100 erkek çocuk – sadece iki kişi kaçabildik, diğerleri öldürüldü. Çocuklar temizlendi. Tüm çocuklar öldü ve daha büyük askerler kaçtı” dedi.
El-Şebab kız çocuklarını da kaçırarak ev içi ve ön cephe hizmeti yaptırmanın yanı sıra el-Şebab savaşçılarılarına eş de yapıyor. Çocuklarını el-Şebab tarafından askere alınmaktan ya da kaçırılmaktan korumaya çalışan aileler ya da kaçmaya çalışan çocuklar ağır bedel ödüyor ve hatta öldürülüyorlar.
Somali yetkililerinin 2010 sonunda çocukların askere alınması ve kullanılmasını sona erdireceğine dair taahhütlerine rağmen TFG ordusu ve onlarla birlikte hareket eden milisler ekiplerine çocukları yerleştiriyorlar. Bugüne dek TFG bu ihlalle ilgili olarak kimseyi sorumlu tutmadı. Ayrıca el-Şebab destekçileri olarak gördüğü çocukları, onlara uluslararası standartlara uygun olarak rehabilitasyon ve koruma sağlamak yerine, gözaltına aldı.
“El-Şebab’ın yaptığı korkunç ihlaller Somali Federe Geçiş Hükümeti’nin çocukları asker olarak kullanmasını mazur gösteremez” diyen Coursen-Neff “TGF’nin çocukların askere alınması ve kullanılmasını sona erdireceği taahhütüne uymasını ve bunu yapanları cezalandırması gerektiğini” söyledi. “TFG’yi destekleyen hükümetler bu ihlallere tahammül edilmeyeceğini net olarak ortaya koymalıdır.”
İnsan Hakları İzleme Örgütü El-Şebab’ın ihlal ettiği savaş hukuku kuralları arasında okullara, öğretmenlere ve öğrencilere saldırmanın da bulunduğunu ifade etti. Silahlı grup, savaşçılarını ve ağır silahlarını sıklıkla öğrencilerle dolu olan okullara yerleştiriyor ve çocukları “canlı kalkan” olarak kullanıyor. Dehşet içindeki çocuklar İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne okulda nasıl alıkonduklarını, çoğunlukla TFG ve Afrika Birliği kuvvetlerinin hedef gözetmeksizin karşı ateş açmalarını nasıl beklediklerini anlattı.
El-Şebab yetkilileri kontrolleri altındaki bölgelerde bulunan okullarda çocukları ve öğretmenleri askere almakta ve okul müfredatında İslam’ın kendilerinin inandığı katı yorumunun öğretilmesini dayatmakta. Öğrenci ve öğretmenler İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne el-Şebab’ın İngilizce ve diğer başka dersleri yasakladığını, ve hatta direnen öğretmenleri öldürdüğünü anlattı. Sonuç olarak öğrenciler kaçınca ve çok sayıda çocuk da okula gitmeyince birçok okul kapandı. Hala açık olan okullar ise anlamlı bir eğitim veremiyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü TFG ve bağlı milisleri ile Afrika Birliği askeri birliklerine de, askeri operasyon yürüttükleri – Mogadişu dışındaki bölgeler dahil – tüm bölgelerde bulunan okulları tespit etmeleri, böylece okulların karşılaşabileceği riskleri en aza indirmeleri için çağrıda bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Afrika Birliği ve ABD gibi Geçici Federe Hükümetine destek veren uluslararası devletlerin hükümetin işlediği çocukları askere almak ve asker olarak kullanmak gibi insan hakları ihlallerine yeterince önem vermediklerini söyledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü uluslararası kuruluşlar ve bölgedeki devletler dahil hükümetlere, 23 Şubat 2012’de Londra’da Somali krizini konuşmak için bir araya geldiklerinde çocukların korunması ve diğer insan hakları meselelerini gündemin üst sıralarına koymaları çağrısında bulundu. İnsan haklarının izlenmesi ve raporlanmasına verdikleri desteği arttırmaları ve çocukların korunması ve eğitimlerine güvenli biçimde devam edebilmeleri için savaşan taraflar üzerindeki tüm etkilerini kullanmalıdırlar.
Coursen-Neff “Eğer dünya liderleri Londra’daki toplantıda Somali’nin geleceğini tartışmak istiyorlarsa, bu ruhları yaralanmış çocukları daha fazla dehşet görmekten korumalı ve eğitim ve güvenliklerine yatırım yapmalıdır” dedi.
Rapordan örnek tanıklıklar:
“13 yaşındaki arkadaşımla aynı sınıftaydık. El-Şebab onu kampa götürmeye kalkıştığında annesinin tek oğlu olduğunu söyledi. Ona konuşması bitmeden öldürüleceğini söylediler. Silahın kabzasıyla vurup sınıftan dışarı sürüklediler. Öğretmen müdahale etti ve el-Şebab öğrencilere onlarla gitmemelerini söyleyenin kendisi olduğunu söylediler. Sonra onu sınıfın göz önünde vurdular.” – 15 yaşındaki bir oğlan çocuğunun 2010 yılında El Aşabiye’de yaşanan bir öldürme olayını anlatıyor
“Sonra bizi çatışmaya götürdüler. El Şebab’la TFG savaşıyordu. Tüm küçük çocuklar ilk sıraya kondu. Ben de oradaydım. Oradaki çocukların bazılar öldü, aralarında benim sınıf arkadaşlarım da vardı. Tüm sınıf arkadaşlarımdan – yaklaşık 100 oğlan çocuğuyduk – sadece iki kişi kaçabildik, diğerleri öldürüldü. Tüm çocuklar temizlendi. Çocuklar öldü ve büyük askerler kaçtı.” – 2010 ortalarında Mogadişu’daki okulundan el-Şebab tarafından askere alınan 15 yaşındaki oğlan çocuğu
“2010 ortalarında el-Şebab beni evimizden aldı. Tüm mahalle onların kontrolündeydi; beni bir eve hapsettiler. Bana “Seni liderimizle evlendireceğiz” dediler. O evde bir ay tutuldum. Gece gündüz ağlıyordum. Daha sonra, gidip babama sormam lazım dedim. Beni serbest bıraktılar. Anneme istemediğimi söyledim. Ondan sonra da TFG kontrolündeki Hamer Wayne mahallesinde oturan babannemin yanında yaşamaya başladım.” – Mogadişu, Bondhere’den 16 yaşında bir kız çocuğu
“Okula gittiklerinde sürekli korkuyordum. Gün bittiğinde hep oğlun askere alındı mı ya da kızın kaçırıldı mı diye endişelenirsin. Çocuğunun eve geldiği her gün şükran duyarsın. Her gün okuldan bir olayın haberi gelir.” – Bakara, Mogadişu’da okuldaki çay molası sırasında 17 yaşındaki kızı kaçırılan bir anne
“Bir gün el-Şebab okula girdi ve ilk kata çıktı. Büyük silahlarla okuldan dışarı ateş ediyordu… 15-20 el-Şebab mensubu ilk kata girip ateş etmeye başladı. Kapıyı kapadılar, biz sınıfta oturduk. Sabah 10 ya da 11 den akşam 6.00’ya kadar sınıfta kilitli kaldık – sürekli ateş sesi geliyordu. Karşı ateş açıldığını duyduk ama okula denk gelmedi, etrafı vurdular.” – Hawlwadag, Mogadişu’dan 18 yaşındaki bir öğrenci Ekim 2010’da yaşadığı bir olayı anlatıyor.