Skip to main content

Türkiye: Kömürlü Termik Santral Genişleme Projesi Hakkında Amicus Brief

Kusurlu Çevresel Etki Değerlendirmesi; Özen Yükümlülüğüne Uygun Yeni Değerlendirme Yapılmalı

Afşin-Elbistan A Kömürlü Termik Santrali, Kahramanmaraş, Türkiye, Mayıs 2024. © 2024 Human Rights Watch.

(İstanbul 3 Temmuz 2025) – İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün yaptığı açıklamada Türkiye’de Kahramanmaraş ilinde Kahramanmaraş İdare Mahkemesi’nin ildeki Afşin Elbistan A kömürlü termik santralinin genişletilmesi projesine onay veren Çevresel Etki Değerlendirmesinin (ÇED), kömürlü termik santral genişleme projesinin çevre ve sağlık hakları üzerindeki zararlı etkileri yeterince saptayıp saptamadığının titizlikle incelemesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye’de yetkililer, bölgedeki hava kirliliğini daha da artıracağına yönelik endişelere rağmen, Afşin-Elbistan A Termik Santrali'nin bir parçası olarak iki yeni ünitenin inşasına izin veren ÇED’i Aralık 2024'te onayladı. Bunun üzerine yerel halktan kişiler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve yerel belediyeler bu karara karşı davalar açtı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “Türkiye’de yetkililerin Afşin-Elbistan kömürlü termik santralini genişletme kararında, insan yaşamı, sağlığı ve çevre üzerindeki potansiyel ek zararları yeterince dikkate almamış olmasından derin endişe duyuyoruz” dedi. Williamson “Kömürlü termik santral genişleme projesini onaylayan son ÇED’de, Türkiye’de yetkililerin güvenilir, geçerli ve şeffaf bilimsel yöntemler kullanarak yeni bir değerlendirme yapmaya karar vermesi gereken kusurlar tespit ettik.” şeklinde konuştu.

Mahkemenin ÇED’e ilişkin yargısal denetimine katkıda bulunmayı amaçlayan ve yasal bir beyan niteliğini taşıyan Amicus Brief kapsamında, ÇED Raporu’nun ilgili ulusal ve uluslararası hukuk standartları açısından değerlendirildiğinde çok sayıda eksiklik içerdiği tespit edildi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2024 yılı Eylül ayında yayınladığı araştırmada, Afşin- Elbistan A Santrali yakınlarındaki hava kirliliği seviyelerinin tehlikeli derecede yüksek olduğunu ve bölge sakinlerinin, akademik çalışmaların toksik hava kirliliğine atfettiği sağlık sorunları yaşadığını ortaya koymuştur. İnsan Hakları İzleme Örgütü, hükümetin sağlık, yaşam ve sağlıklı çevre hakkına ilişkin yükümlülükleri uyarınca, yetkililerin kömürlü termik santralin genişletilmesine izin vermemesi gerektiğini ifade etti. Mahkemeye sunulan Amicus Brief, söz konusu bu araştırmaya ve ilgili ulusal ve uluslararası hukuk standartlarına dayanmaktdır.

Amicus Brief kapsamında ayrıca, ÇED’in temel eksiklikleri de vurgulanmaktadır. Bunlar arasında; hava kalitesinin yetersiz değerlendirilmesi, olası kömürlü termik santral genişlemesinin neden olacağı potansiyel sağlık etkilerinin değerlendirilmemesi ve yerel halkla yürütülen istişare sürecinin yetersizliği bulunmaktadır. Bu ciddi eksiklikler ve ihmaller hem söz konusu değerlendirmenin hem de Türkiye'nin hava kirliliği kontrol yönetmeliklerinin hedefi olan, planlanan projenin çevre üzerindeki potansiyel etkilerinin tam olarak değerlendirilmediği anlamına gelmektedir.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, araştırma çalışması kapsamında hava kirliliği analizi için Elbistan Hava İzleme İstasyonu'nun bölgedeki hava kirliliği verilerini kullanmıştır. Bu veriler, 10 mikrometreden küçük partikül madde (PM10) ve kükürt dioksit (SO2) kirleticilerinin, Türkiye'nin Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği'nde belirlenen sınırları sistematik olarak aştığını ortaya koymuştur.

Partikül madde (PM10) ve kükürt dioksitin (SO2) sağlık üzerindeki potansiyel zararlı etkisi, solunum ve kalp-damar sorunları ile ciddi akciğer hasarı da dahil olmak üzere oldukça büyüktür. Araştırma kapsamında analiz edilen uydu verileri de Afşin-Elbistan A Termik Santrali çevresindeki ortalama SO2 konsantrasyonunun, Elbistan Hava İzleme İstasyonu’nun ölçüm verilerinden önemli ölçüde daha yüksek olduğunu göstermiştir.

Bu kirlilik seviyeleri, yerel halk sakinleri tarafından bildirilen sağlık sorunlarına ışık tutmaktadır. 2024 yılında, (planlanan genişleme sadece A santralini kapsamındadır) Afşin-Elbistan A ve B kömürlü termik santrallerinin yakınlarında yaşayan insanlar, İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne sağlık sorunlarının toksik havayla ilişkili olabileceğine inandıklarını belirtmiştir. Ayrıca Elbistan'daki bir sağlık uzmanı, yakınlarda yaşayan insanlarda, özellikle de çocuklar arasında, solunum yolu hastalıklarının yüksek bir oranda görüldüğünü gözlemlemiştir. Benzer şekilde, Afşin-Elbistan'dakine benzer koşullara sahip bölgelerde yürütülen akademik çalışmalar, kömür santrallerinin yerleşim yerlerine yakınlığının, bölge sakinleri üzerinde ciddi sağlık etkileriyle sonuçlandığını ortaya koymuştur.

Türkiye'nin Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği tarafından belirlenen kirletici limitleri, insan sağlığını korumayı amaçlamaktadır. Bu nedenle, her etki değerlendirmesi, hava kirliliğine maruz kalmaya bağlı olanlar da dahil olmak üzere, olumsuz sağlık etkilerini ortadan kaldırma veya azaltma hedefiyle çevresel etkileri değerlendirmelidir. Yetkililerin, ÇED kapsamında sağlık etkilerinin değerlendirmesinin başarısız olmasına rağmen ÇED’i onaylaması, sağlık hakkını korumak için yeterli önlemlerin alınıp alınmadığı konusunda ciddi endişeler doğurmaktadır.

Yaşam, vücut bütünlüğü, sağlık, bilgi edinme ve sağlıklı çevre haklarına saygı gösterme, bu hakları koruma ve yerine getirme yükümlülükleri, hükümetlerin hava kirliliğini önlemek için harekete geçmelerini ve temiz havanın sağlanması için çaba göstermelerini gerektirir.

Türkiye’nin bu konudaki yükümlülükleri, ulusal, bölgesel ve uluslararası hukuki taahhütlerine yansımıştır. Türkiye'nin de taraf olduğu Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme uyarınca, sağlık hakkının tam olarak hayata geçirilmesi, çevrenin ve çevre sağlığının dikkate alınmasını gerektirir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de birçok davada, bireylerin refahını etkileyen ciddi çevre kirliliğinin, onların özel hayata ve aile hayatına saygı haklarını ihlal ettiğine karar vermiştir. Mağdurların evlerinin kirlilik kaynağına yakınlığı, hükümetin bu haklara saygı gösterme ve onları koruma konusundaki yükümlülüklerinin kapsamını ve bir ihlalin gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemede önemli bir faktör olmuştur.

Türkiye Anayasası'nın 56. Maddesi, 'herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu' belirtir. Anayasa Mahkemesi, konutların çevreyi etkileyen tesise, işletmeye veya diğer bir faaliyete yakınlığının, 56. Maddenin ihlal edilip edilmediğini belirlemek için yeterli olduğuna hükmetmiştir. Mahkemenin ayrıca, çevreyle ilgili kararlardan etkilenebilecek olanların bilgiye erişiminin ve karar alma sürecine aktif katılımlarının azami önemine işaret eden içtihatları da bulunmaktadır.

“İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün sunduğu Amicus Brief, ÇED raporundaki hava kalitesi değerlendirmelerinin yetersizliğine dikkat çekmekte ve bu santral genişletme projesine, zaten var olan ciddi hava kirliliğini, sağlık risklerini ve hak ihlallerini daha da artıracağı gerekçesiyle karşı çıkıyoruz” dedi Williamson. “Bu durum ayrıca, kömüre olan bağımlılığı uzatarak iklim krizine katkıda bulunacak ve fosil yakıtlardan uzaklaşmaya yönelik acilen ihtiyaç duyulan küresel çabaları baltalayacaktır.”

GIVING TUESDAY MATCH EXTENDED:

Did you miss Giving Tuesday? Our special 3X match has been EXTENDED through Friday at midnight. Your gift will now go three times further to help HRW investigate violations, expose what's happening on the ground and push for change.
Region / Country