Kahramanmaraş 3. İdare Mahkemesi
25 Haziran 2025
Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) Tarafından Afşin Elbistan Kömürlü Termik Santral Genişleme Projesi Hakkında Amicus Curiae Brief
Amici Curiae Bakımından Menfaat
Human Rights Watch (“İnsan Hakları İzleme Örgütü”), Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın ("Çevre Bakanlığı") 27 Aralık 2024 tarihli Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu kararının ("ÇED") yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle davacı tarafından Kahramanmaraş İdare Mahkemesi'nde açılan davaya destek vermek amacıyla bu Amicus Curiae'yi sunmaktadır. Afşin Elbistan A Kömür Santrali'nin iki ek ünitenin kurulmasıyla genişletilmesini onaylayan kararda davacı, ÇED'in kesin çevresel değerlendirmelerden yoksun olması ve çok sayıda eksiklik içermesi nedeniyle yasal gereklilikleri karşılamadığını ifade etmiştir.
Bu sunum, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün on yıllardır dünyanın çeşitli bölgelerinde hava kirliliğinin sağlık riskleri üzerine yaptığı araştırmalar ve uzmanlığından yararlanarak Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinden elde edilen resmi hava kalitesi verilerini analiz etmektedir.[1] İnsan Hakları İzleme Örgütü, Afşin Elbistan'da çevre kirliliğinden etkilenen yerel halktan kişilerle görüşmeler de dahil olmak üzere sahada araştırmalar yapmış ve elde ettiği bulguları ulusal ve uluslararası insan hakları hukuku standartları bağlamında ortaya koymuştur. [2]
İnsan Hakları İzleme Örgütü, 1978 yılında kurulmuş, kâr amacı gütmeyen, bağımsız ve partizan olmayan bir kuruluş olup, insan haklarının tüm insanlar için sağlanmasını güvence altına almak amacıyla dünya çapında 100'den fazla ülkede temel insan hakları ihlallerini araştırmakta ve raporlamaktadır. En büyük uluslararası insan hakları örgütlerinden biridir ve Avrupa, Asya, Latin ve Kuzey Amerika'daki ulusal mahkemeler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Amerikalılar Arası İnsan Hakları Mahkemesi (IACHR) ve Afrika İnsan Hakları Komisyonu (ACHR) dahil olmak üzere çeşitli yargı organları nezdinde amicus brief çalışmaları sunmuş ve Birleşmiş Milletler (BM) organların nezdinde devam eden süreçlerine müdahil olmuştur. İnsan Hakları İzleme Örgütü, sağlıklı bir çevre hakkı da dahil olmak üzere tüm insan haklarının hayata geçirilmesi için savunuculuk yapmaktadır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü yıllardır dünyanın çeşitli bölgelerinde sağlıklı bir çevre hakkının kullanılmasının önündeki yapısal engelleri araştırmaktadır. Bu çalışmada, Afşin Elbistan'daki hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkilerini araştıran 2024 tarihli raporumuzdan yararlanarak, davacının da itiraz ettiği Afşin Elbistan A Santrali kömür genişletme projesine ilişkin çevresel etki değerlendirmesini, ek bağlam ve güncellenmiş hava kalitesi analiziyle birlikte ele aldık ve bu değerlendirmenin mahkemeye ve bilirkişilere davayla ilgili karar vermelerinde yardımcı olacağını umuyoruz.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Kahramanmaraş İdare Mahkemesi'ne sunduğu bu çalışma iki ana konuyu içermektedir:
(a) İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün kendi araştırmalarının yanı sıra uzmanlardan alınan bilgiler, 1 Ocak 2019 - 31 Aralık 2024 tarihleri arasındaki hava kalitesi izleme sonuçlarının analizi ile yakın çevrede yaşayan yerel halktan kişilerle yapılan görüşmeler de dahil olmak üzere gerçeklere dayalı bilgiler ve,
(b) İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün uluslararası insan hakları hukuku alanındaki uzmanlığını içeren ulusal ve uluslararası hukuk kapsamındaki ilgili standartlar.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Mayıs 2024'te Afşin Elbistan'daki hava kirliliği deneyimleri hakkında 11'i kadın, 4'ü yaşlı olmak üzere 28 bölge sakini; yakın köylerden seçilmiş 2 muhtar; Elbistan ilçesi belediye başkanı, 2 akademisyen, bölgede çalışan 5 sağlık çalışanı, 2 avukat, 1 kamu görevlisi ve 6 yerel aktivistle görüştü.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ayrıca, verileri kamuya açık olan en yakın hükümet izleme istasyonundan alınan son hava kalitesi verilerini, AB Kopernik programından alınan hava kirliliği uydu verilerini ve resmi hükümet belgelerini de inceleyip analiz etti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, ilgili makamlara araştırma bulgularını paylaşan ve bölgedeki hava kirliliğinin altında yatan faktörler ile yerel halkı sağlık risklerinden korumak için ne gibi önlemler alındığı hakkında bir dizi ayrıntılı soru soran mektuplar yazdı. Mektuplar, Çevre Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı altında yapılanan yedi birime, ek üniteler için başvuruda bulunan kömürlü termik santrali işleten şirketin ana şirketine, bir kamu iktisadi teşebbüsü olan Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne ve ilgili belediye ve yerel hükümet yetkililerine gönderildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu'na da mektup yazarak Afşin ve Elbistan ilçelerine ilişkin sağlık verilerini talep etti. Hiçbirinden yanıt gelmedi. İnsan Hakları İzleme Örgütü temsilcileri, araştırma bulgularını paylaşmak ve kuruluşun daha önce bakanlığa yönelttiği soruları yazılı olarak yeniden ileteceğini bildirmek üzere 17 Eylül 2024 tarihinde Çevre Bakanlığı ÇED Dairesi Başkan Yardımcısı ile bir araya geldi. Çevre Bakanlığı bugüne kadar gönderdiğimiz sorulara yanıt vermemiştir.
Afşin-Elbistan'daki hava kalitesi analizimiz, devlete ait, Çevre Bakanlığı tarafından izlenen Elbistan hava kalitesi izleme istasyonundan ve açık kaynaklı uydu veri kaynaklarından elde edilen verilerin değerlendirilmesini yansıtmaktadır.
Özet
Bu Amicus Curiae, ÇED'in Türkiye'deki ulusal ve uluslararası yasal standartları karşılamadığını ve bu nedenle kömürlü termik santral genişleme projesinin onaylanmaması gerektiğine ilişkindir.
Değerlendirmemize göre ÇED;
- Bölgenin hava kirliliği sorununu entegre bir yaklaşımla analiz eden mevcut hava kalitesinin yeterli değerlendirmesinden yoksundur.
- Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkisini göz ardı etmektedir.
- Afşin Elbistan A Santrali'nin teknolojik eksiklikleri dikkate alınmadığı için en kötü durum senaryosunu yeterince değerlendirmemektedir.
- Planlanan projeleri ve ilgili mevcut endüstriyel tesisleri gözeten bir kümülatif etki değerlendirmesinden yoksundur.
- Yerel halk ile istişare ve halkın katılım haklarının hayata geçirilmesi bakımından başarısız bir süreç işletilmiştir.
Bölgede ve Afşin-Elbistan'dakine benzer koşullara sahip kömürlü termik santrallerin bulunduğu alanlarda yapılan akademik çalışmalar, kömürlü termik santrallerin yerleşim alanlarına tehlikeli yakınlığına ve bunun da yerel halk üzerinde ciddi sağlık etkilerine yol açtığına işaret ediyor.
Afşin-Elbistan'daki hava kirliliğine bağlı sağlık riskleri uzun süredir artan bir endişe kaynağı iken, ÇED'deki hatalı yaklaşım ve eksiklikler temelinde Afşin Elbistan'a toplam 688 MW kapasiteli iki ek ünitenin onaylanması, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınan sağlıklı bir çevre hakkı, sağlık hakkı, yaşam hakkı ve aile, konut ve özel yaşam hakkının ihlal edilmesine neden olacaktır.
ÇED'in hava kalitesi değerlendirmesi, son derece sınırlı kapsamı ve Elbistan'ın mevcut hava kirliliği sorunu ile ilgili sağlık riskleri de dahil olmak üzere önemli bilgileri hava kalitesi değerlendirmesine entegre etmemesi nedeniyle yetersizdir.
Türkiye’de ÇED Yönetmeliği ve 2872 sayılı Çevre Kanunu'na göre ÇED, planlanan projelerin olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da beklenen etkilerin çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi amacıyla gerçekleştirilir.[3] ÇED süreçlerinde, projenin etkilerinin değerlendirilmesi için doğru coğrafi ve zamansal kapsamın seçilmesi kritik önem taşır.[4]
ÇED Yönetmeliği, bir projenin çevresel etkilerinin belirlenmesinde, projenin planlandığı alanda zararın önlenmesi veya en aza indirilmesi için bilimsel araştırma ve veri toplama çalışmalarının yapılması gerektiğini belirtmektedir.[5]
ÇED Yönetmeliği, konusu itibariyle birbirine bağlı ve birbirini tamamlayan birden fazla faaliyeti içeren entegre projeler için tek bir ÇED sürecinin yürütülmesini yasal bir gereklilik olarak ortaya koymuştur.[6] Türkiye'deki içtihat, bu yasal gereklilik uyarınca "etkilerin entegre bir şekilde değerlendirilmesinin" önemini vurgulamıştır.[7] Danıştay da entegre bir proje kapsamında birden fazla tesis için ayrı ayrı düzenlenen ÇED onay raporlarının tek başına değil, bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiştir.[8] Entegre yaklaşımın önemi Hava Kalitesi Yönetimi ve Değerlendirme Yönetmeliği'nde de yer almaktadır.[9]
Dünya Sağlık Örgütü, sağlığın çevresel değerlendirmelere entegrasyonuna ilişkin kılavuzunda, sağlığı da kapsayan çevresel değerlendirmelerin hastalıkların önlenmesi ve gereksiz sağlık maliyetlerinin önüne geçilmesi için elzem olduğunun altını çizmektedir.[10] Kılavuza göre, Avrupa'daki 21 ülkeden 39 katılımcının yüzde 82'si çevresel değerlendirme sürecinde sağlıkla ilgili hususları uygulamaktadır.[11] Kılavuz, "daha bilinçli karar almayı teşvik etmek ve sağlık etkilerinin ve bunları önleme, azaltma ve yönetme fırsatlarının belirlenmesini iyileştirmek için çevresel belirleyicilerin ötesinde sağlığın daha geniş tanımının dikkate alınmasını" önermektedir.[12]
Benzer şekilde, AB ÇED Direktifi de "çevresel etki değerlendirmesinin, bir projenin nüfus ve insan sağlığı üzerindeki doğrudan ve dolaylı önemli etkilerini [...] tespit etmesini, tanımlamasını ve değerlendirmesini" gerektirmektedir. İnsan sağlığına yönelik risk derecesi de projenin çevresel etki değerlendirmesine tabi tutulup tutulmayacağını belirleyen kriterler arasında sayılmaktadır.[13] Bu amaçla AB Direktifi, ÇED'in projeden önemli ölçüde etkilenmesi muhtemel faktörler arasında insan sağlığını da içermesini zorunlu kılmaktadır.[14]
1.1. ÇED’in Hava Kalitesi Değerlendirmesi Bakımından Kapsam Sorunu
ÇED, kömür genişletme projesi için bölgedeki hava kirliliğinin başlangıç seviyelerini yeterince değerlendiremeyen bir hava kalitesi değerlendirmesi sunmaktadır.[15] Yani, ÇED'in hava kalitesi standartlarını belirleme yaklaşımı, ÇED şirketi tarafından son derece sınırlı bir alanda ve sınırlı bir zaman diliminde yapılan hava kalitesi ölçümlerine dayanmakta ve daha sonra bu sorunlu sonuçları gelecekteki emisyonları tahmin etmek için kullanmaktadır.[16] Mekânsal ve zamansal sınırlamaların yanı sıra hava kirliliğine ilişkin mevcut temel verilerin entegre edilmesindeki başarısızlık nedeniyle, ÇED şirketinin hava kalitesini ölçme yaklaşımı yasal standartlara uymamakta ve karar vericiler için yanıltıcı sonuçlar üretmektedir.
1.1.1. Mekansal Sınırlama
ÇED Yönetmeliği, projenin "etki alanını" "işletme öncesinde, işletme sırasında ve işletme sonrasında planlanan bir projeden etkilenen alan" olarak tanımlamaktadır.[17] Bu bağlamda, ÇED Yönetmeliği Ek 3, kömür santrali projeleri de dahil olmak üzere belirli endüstriyel tesislere ilişkin ÇED'lerin çerçevesini tanımlamakta ve proje etki alanını projeden etkilenmesi muhtemel çevre olarak tanımlamaktadır.[18]
Bu açık tanıma rağmen ÇED, ÇED'lere özgü yönetmeliklerde atıfta bulunulmayan bir terim ve yöntem kullanarak projenin "etki alanını" "yakın çevresi" tanımı üzerinden belirlemekte ve bölgedeki meteorolojik ve çevresel özellikleri dikkate alarak planlanan projenin etkisini hesaplayamamaktadır.
ÇED, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği'ne atıfta bulunarak "etki alanı" ilave ünitelerin baca yüksekliğinin yarıçapının 50 katı olarak tanımlamaktadır.[19] Sonuç olarak ÇED, hava kirliliğinin uzun mesafeler kat ettiği ve çakışan kirlilik kaynaklarının daha geniş ölçekli etkilere yol açabileceği gerçeğini göz ardı ederek hava kalitesi standartlarını çok küçük bir yarıçap içinde değerlendirmektedir.
Ancak, bu prensibin benimsendiği yürürlükteki yönetmelikteki (Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği) tanımın uygulama alanı çok farklıdır, emisyon izinlerine ilişkin kuralları belirlemektedir ve bir ÇED'in "etki alanını" tanımlamak için kullanılması doğru bir yaklaşım değildir. Daha da önemlisi, 2022 tarihli ÇED Yönetmeliği, 2009 tarihli Endüstriyel Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği'ne herhangi bir atıf içermemektedir ve lex specialis olarak kabul edilemez.[20] Buna ek olarak, Afşin Elbistan kömür santrali genişleme projesinin Çevre Bakanlığı tarafından özetlenen özel ÇED şablonu, "etki alanı" tanımının dava konusu projeyle ilgili olduğunu göstermemiştir.
1.1.2. Zamansal Boyut
Bir ÇED kapsamında hava kalitesi değerlendirmesinin zamansal kapsamı, hava kirliliğinin temel seviyelerinin doğru bir şekilde belirlenmesini ve planlanan projenin zaman içindeki katkısının analiz edilmesini içerir. Bu amaçla, değerlendirmenin doğruluğunu belirleyen temel faktörler arasında hava kirliliği verilerinin toplandığı zaman dilimi, kirlilik seviyelerinin yılın farklı zamanlarında nasıl dalgalandığını anlamak için mevsimsel değişkenlik, kısa ve uzun vadeli etkiler ve planlanan projenin ömrü boyunca hava kalitesi üzerindeki etkisini değerlendirmek için gelecekteki etkilerin projeksiyonu değerlendirmeler kapsamında yer almaktadır.
ÇED Yönetmeliği kapsamında, inşaat, işletme ve işletme sonrası aşamalarda çevresel etkilerin değerlendirilmesi gerekli olup, mevcut hava kalitesi koşulları ve zaman içindeki potansiyel değişiklikleri hakkında veri toplanmasını zorunlu kılmakta ve uzun vadeli etkilerin değerlendirilmesini sağlamaktadır.[21] Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’ne göre, hava kirliliği ölçümlerinin mevsimsel değişimleri ve uzun vadeli etkileri dikkate alması gerekmektedir. Yönetmelik, bir tesisin işletmecisinin zaman içindeki gelişmeler hakkında düzenli güncellemeler sunmasını şart koşmaktadır.[22] Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği de hem kısa vadeli izleme hem de uzun vadeli tahminler için hava kirliliği seviyelerindeki zamansal değişimlerin değerlendirilmesini gerektirmektedir.[23] Bu yasal referanslar, ÇED süreçlerindeki hava kalitesi değerlendirmelerinin yalnızca kısa vadeli ölçümlere dayanmaması gerektiğini, zamana bağlı değişimleri ve gelecek projeksiyonlarını da hesaba katması gerektiğini doğrulamaktadır.
Hava kalitesi değerlendirmelerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için kilit öneme sahip meteorolojik özelliklerin ve karakteristiklerin ilgili zaman dilimine ilişkin tutarsızlıklar konusunda da endişeler bulunmaktadır. ÇED şirketi, Elbistan meteoroloji istasyonunun 2015 yılına ait meteorolojik verilerini kullanmıştır; bu veriler Aralık 2024 tarihli ÇED'in tamamlanmasından dokuz yıl öncesine aittir ve muhtemelen iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle değişen mevcut meteorolojik özellikleri yansıtmamaktadır.
ÇED kapsamında hangi yıla ait meteorolojik verilerin kullanılacağına dair karar, raporun tamamlanmasından beş yıl önce, 2019 yılında Kahramanmaraş Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile yapılan yazışmalara dayanmaktadır. Referans yıl olarak 2015'in seçilmesi, 2016 yılına ait meteorolojik verilerin kullanıldığı benzer bir ÇED olan Afşin C kömürlü termik santralinde benimsenen yaklaşımla da tutarsızdır.
1.1.3. Temel Veri Kaynaklarının Değerlendirmelere Entegre Edilmemesi
ÇED'in en önemli kusurlarından biri, bölgede devlet tarafından işletilen tek hava kalitesi yer izleme istasyonu olan Elbistan hava kalitesi izleme istasyondan alınan tarihi ve güncel verilerin analiz edilmemesi ve değerlendirmelere entegre edilmemesidir.[24] Bu durum, ÇED Yönetmeliği'nin planlanan projenin çevre üzerindeki potansiyel etkilerinin tam bir değerlendirmesini yapma amacının büyük ölçüde ihlal edilmiş olma ihtimali anlamına gelmektedir.
Hava kirliliğinin ve bölgenin bu özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, uzun vadeli izleme istasyonlarından ve daha geniş ölçekli alanlardan elde edilen verilerin değerlendirilmesi önemlidir. Örneğin, hava kirleticilerin başlangıç seviyeleri zaman içinde sabit kalmayabilir. Örneğin, karayolları yakınındaki PM2.5 ve NOx genellikle trafiğin yoğun olduğu saatlerde daha yüksektir.[25] Yer izleme istasyonlarından elde edilen verilerin dahil edilmesinin önemini gösteren bir başka yakın tarihli örnek, toplam 99.326 binanın yıkıldığı veya ağır hasar gördüğü ve hava kirliliğine katkıda bulunan 6 Şubat 2023 depremleridir.[26]
ÇED'e dahil edilmesi gereken bir diğer önemli veri kaynağı, Afşin Elbistan A Santrali'nin önceki işletmecisi olan kamu iktisadi teşebbüsü Elektrik Üretim Anonim Şirketi'nin yer izleme istasyonudur. Yetkililerin hava kirliliği envanter raporu gibi bu veriler de ÇED'in değerlendirmesinde yer almamaktadır.[27]
1.2. Mevcut Hava Kirliliği Sorununun Hava Kalitesi Değerlendirmesine Entegrasyonu Eksikliği
ÇED'in en önemli eksikliklerinden biri, kamu otoritelerine ait (Çevre Bakanlığı’na ait hava kalitesi izleme istasyonu) işletilen hava kalitesi izleme istasyonu tarafından kaydedilen hava kirletici limitlerinin sistematik olarak aşılmasına rağmen, bölgedeki sistematik hava kirliliğinin değerlendirilmesinin ÇED kapsamında hava kalitesi değerlendirmesine entegre edilmemiş olmasıdır. Bu ihmal, ÇED'in nihai hedefleriyle ve Türkiye'nin hava kirliliği kontrol yönetmelikleriyle çelişmektedir.
ÇED sadece projeye özgü verilerin toplanması ve analizini içermemeli, aynı zamanda mevcut tüm hava kirliliği veri kaynaklarını dikkate alan bir hava kalitesi değerlendirmesi, kamu verileri ile mevcut ÇED'de yer alan pasif difüzyon ölçümleri yoluyla ulaşılan veriler arasında karşılaştırma ve Çevre Bakanlığı tarafından yayınlanan verilere dayanarak bölgedeki sistematik kirliliğin değerlendirilmesi ve gerekçelendirilmesini de içermelidir.
Araştırmamızda, kömürlü termik santralden 22 km uzaklıkta bulunan Elbistan Hava İzleme İstasyonu'nun yayınladığı verilere dayanarak bölgenin son beş yıldaki hava kirliliği seviyelerini değerlendirdik.[28] Bu hükümet verilerine göre PM10 ve SO2 kirleticileri son beş yılda Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği tarafından belirlenen sınırları sistematik olarak aşmıştır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacıları tarafından yerinde gözlemlenen ikinci bir hava kalitesi izleme istasyonu, Çoğulhan'daki eski belediye binasının yakınında yer almakta ve Elektrik Üretim Anonim Şirketi tarafından işletilmektedir. Ancak bu istasyondan elde edilen veriler kamuya açık değildir. Bugüne kadar bu veriler hiç yayınlanmadı ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yetkililere yaptığı taleplere rağmen bu kayıtlar paylaşılmadı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporlamasına ek olarak, benzer araştırma bulguları tıp meslek örgütleri ve çevre kuruluşları tarafından kurulan Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yayınlanan çeşitli raporlarda da paylaşılmıştır.[29]
1.2.1. Tehlikeli Kükürt Dioksit Kirlilik Seviyeleri
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün 1 Ocak 2019 ile 31 Aralık 2024 tarihleri arasındaki hava kalitesi izleme verileri üzerinde yaptığı analiz, Afşin-Elbistan kömür santrallerini çevreleyen alanda tehlikeli derecede yüksek hava kirliliği seviyeleri tespit etmektedir. Copernicus Sentinel-5P misyonundan elde edilen uydu verilerinin analizi, santraller ve çevresindeki köylerde ortalama kükürt dioksit (SO2) konsantrasyonunun, verileri yayınlanan en yakın hava kalitesi izleme istasyonunun bulunduğu Elbistan'a göre önemli ölçüde daha yüksek olduğunu da gösteriyor. Kömür santrallerine yakın mahallelerde yaşayanlar, bölgedeki santrallerden kaynaklanan riskler veya bu risklerden kendilerini nasıl koruyacakları konusunda ilgili otoritelerden herhangi bir bilgi almadıklarını söyledi.
Yukarıdaki grafik, Ocak 2019 ve Aralık 2024 tarihleri arasında Elbistan hava kalitesi izleme istasyonunda ölçülen günlük ortalama SO2 konsantrasyonunu göstermektedir. Şubat ve Mayıs 2020 arasında faaliyetler geçici olarak durdurulduğunda kirlilik seviyeleri düşmeye başlamıştır. Kirlilik seviyeleri, 6 Şubat 2023'te meydana gelen iki depremin ardından 2023'ün büyük bir bölümünde faaliyetler durduğunda daha belirgin bir şekilde azalmıştır. Karşılaştırma için, yukarıdaki grafikte DSÖ tarafından önerilen günlük SO2 konsantrasyon sınırı olan 45 µg/m³, önerilen AB 2030 standart sınırı olan 50 µg/m³ ve 2019 Türkiye standart sınırı olan 125 µg/m³ yer almaktadır. © 2025 İnsan Hakları İzleme Örgütü.
Elbistan sınırları içinde bulunan Elbistan yer seviyesi izleme istasyonunda kaydedilen SO2 değerlerinin, santrale daha yakın yerlerdeki seviyelerden çok daha düşük olması muhtemeldir. Santralin hemen bitişiğindeki Çoğulhan Mahallesi üzerinde 1 Ocak 2019'dan 31 Aralık 2024'e kadar yer seviyesindeki ortalama SO2 dikey sütun yoğunluğu, aynı dönemde Elbistan'daki izleme istasyonu üzerinde kaydedilen ortalama yoğunluktan neredeyse üç kat daha yüksekti.
Afşin-Elbistan kömürlü termik santrali A çevresinde 1 Ocak 2019‘dan 1 Haziran 2024‘e kadar ortalama SO2 (Kükürtdioksit) haritası, santralin yakın çevresinde, 22 km uzaklıktaki Elbistan‘daki en yakın izleme istasyonuna göre önemli ölçüde daha yüksek seviyeler gösteriyor. Veriler © Copernicus Sentinel-5P Google Earth Engine ile işlenmiştir. Analiz ve grafik © İnsan Hakları İzleme Örgütü.
Türkiye’de ilgili kamu otoriteleri tarafından Afşin-Elbistan A santralinin uzun yıllar boyunca çevre düzenlemelerinin gerektirdiği desülfürizasyon arıtma sistemleri olmadan çalışmasına izin verilmiştir. Çevre düzenlemelerine uymadığı gerekçesiyle 1 Ocak 2020'de kapatılmasıyla sonuçlanan yasal itirazlara ve kampanyalara rağmen, hükümet Mayıs 2020'de santralin yeniden açılmasına ve santrallere zarar veren depremlere kadar çalışmaya devam etmesine izin verdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Ocak 2019 ve Aralık 2024 tarihleri arasında Elbistan yer izleme istasyonunda kaydedilen SO2 konsantrasyonlarına ilişkin analizi, yasal gereklilikleri tamamlamadığı için A santralinin faaliyetlerinin Şubat ve Mayıs 2020 arasında geçici olarak durdurulmasıyla kirlilik seviyelerinin düşmeye başladığını gösteriyor.
Kirlilik seviyeleri, 6 Şubat 2023'te tüm bölgeyi etkileyen ve santrale hafif hasar veren iki depremin ardından 2023'ün büyük bir bölümünde A ve B santrallerinin faaliyetlerinin durmasıyla daha da önemli ölçüde azalmıştır.
Santrallerin çalışıp çalışmaması SO2 seviyeleri için en güçlü belirleyicidir ve santrallerin çalışması SO2 seviyeleri üzerinde herhangi bir çevresel faktörden çok daha büyük bir etkiye sahiptir. Sıcaklık, bağıl nem, güneş radyasyonu, rüzgâr hızı ve yönü ile atmosferik basınç gibi çevresel koşullar kontrol edildiğinde, SO2 seviyeleri santraller çalışırken çalışmadıkları zamana göre ortalama 8,6 µg/m3 daha yüksektir.[30]
1.2.2. Tehlikeli PM10 Kirlilik Seviyeleri
Yukarıdaki grafik, Elbistan hava kalitesi izleme istasyonunda Ocak 2021 ve Aralık 2024 tarihleri arasında ölçülen günlük ortalama PM10 konsantrasyonunu göstermektedir. Yıl boyunca, günlük standartlar düzenli olarak aşılmaktadır. 2024 yılında, PM10 standartları yılın neredeyse yarısında aşılmıştır. Karşılaştırma için, 2019 Türkiye güncel standardı (50 µg/m³), DSÖ tavsiyesi ve önerilen AB 2030 standartları (45 µg/m³) da gösterilmektedir. © 2025 İnsan Hakları İzleme Örgütü
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Ocak 2021 ve Aralık 2024 tarihleri arasında Elbistan hava kalitesi izleme istasyonundaki PM10 konsantrasyonlarına ilişkin analizi de kirlilik seviyelerinin son yıllarda yüksek kaldığını, ortalama PM10 konsantrasyonunun DSÖ'nün tavsiye ettiği yıllık seviyenin dört katından fazla ve 2019 Türkiye standardının 1,75 katı olduğunu gösteriyor.
1.2.3. Tehlikeli PM2.5 Kirlilik Seviyeleri
2.5. mikrondan daha küçük partikül maddelerin (PM2.5) insan sağlığı üzerindeki etkisi büyüktür. PM2.5 alt solunum yollarının derinliklerine ulaşarak ciddi solunum ve kardiyovasküler sorunlara yol açabilir ve kolayca kan dolaşımına girerek akciğerlere nüfuz edebilir.
Türkiye'nin hava kalitesi standartları DSÖ tarafından tavsiye edilen limit değer standartlarının çok daha altındadır ve Türkiye’de mevzuatın dünya çapında en fazla ölümden sorumlu olan zararlı PM2.5 kirleticisi için bir sınır içermiyor oluşu büyük bir mevzuat boşluğudur. Bununla birlikte, Çevre Kanunu'nun 3. Maddesinde yer alan kirliliğin önlenmesi ilkesine dayanarak, ÇED'de PM2.5 için bir değerlendirme yapılması gereklidir. PM2.5 için yasal bir sınır değer olmamasına rağmen, Elbistan hava kalitesi izleme istasyonu 2019 yılından bu yana PM2.5 ölçümü yapmaktadır. Bu doğrultuda PM2.5 kirliliğinin boyutlarının değerlendirilmesi, projenin uzun ömürlü olacağı göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'deki hava kalitesi standartlarında gelecekte beklenen gelişmeler ışığında gereklidir ve Çevre Kanunu’nda yer alan ilkeler ile uyumludur.
Türkiye, PM2.5 için bir kirletici sınırı belirlemek de dahil olmak üzere AB Direktiflerine tam uyum sağlamak için açık taahhütlerde bulunmuştur. Bu taahhütler, çevre ile ilgili karar alma sürecinde ihtiyatlılık ilkesi ile, kömür santrallerinden yüksek oranda salınan ve insan sağlığı için en zararlı hava kirleticisi olan PM2.5 kirleticisinin kapsamlı bir şekilde analiz edilmesini gerektirmektedir.
Esasen, ek ünitelerin 2027 ile 2062 yılları arasında faaliyette olması beklenmektedir. ÇED, gelecekteki çevresel etkileri ve emisyonlar da dahil olmak üzere bu etkilerin yasalara uygun olup olmadığını değerlendiren bir süreçtir. Türkiye’de hükümet, Türkiye’de yürürlükte olan mevzuatını AB hava kalitesi standartlarıyla uyumlu hale getirme niyetini defalarca belirttiğinden, bu durum AB'de 2030'dan itibaren yürürlükte olacak 2024/2881 sayılı AB direktifi kapsamında bir uyum değerlendirmesi yapılmasını gerektirmektedir. Ayrıca, bakanlık tarafından yayınlanan ÇED rehberinde, ÇED şirketlerinin AB'de yürürlükte olan ve PM2.5. sınır değerini içeren 2008/50/EC direktifini dikkate almaları önerilmektedir.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Elbistan'daki izleme istasyonunda Ocak 2021'den Haziran 2024'e kadar kaydedilen PM2.5 seviyelerine ilişkin analizi, ortalama PM2.5 konsantrasyonunun DSÖ'nün önerdiği yıllık seviyenin beş katından fazla ve önerilen 2030 AB standardının neredeyse üç katı olduğunu ortaya koydu.
Yukarıdaki grafik, Elbistan hava kalitesi izleme istasyonunda Ocak 2021 ve Aralık 2024 tarihleri arasında ölçülen günlük ortalama PM2.5 konsantrasyonunu temsil etmektedir. Karşılaştırma için, WHO tavsiyesi (günlük ortalama 45 µg/m³'ten yüksek olmayan) ve önerilen AB 2030 standardı (günlük ortalama 25 µg/m³'ten yüksek olmayan) da gösterilmektedir. © 2025 İnsan Hakları İzleme Örgütü
1.3. Sağlık Risklerinin Entegre Edilmemesi
Kömürlü termik santral genişleme projesinin planlandığı Afşin-Elbistan bölgesindeki yüksek hava kirliliği seviyeleri önemli sağlık riskleri oluşturmaktadır. Uluslararası anlaşmalardan çevre kirliliğini önlemeye yönelik yönetmeliklere kadar Türkiye'deki mevcut çevre mevzuatı, çevreye zarar verebilecek projelerin sağlık etkilerinin dikkate alınmasına atıfta bulunmaktadır. Bu bağlamda, Afşin Elbistan'daki kömür genişletme projesine ilişkin ÇED Raporunda sağlık riski değerlendirmesi yapılmaması, çevre ve sağlığın korunmasına ilişkin mevcut mevzuatın amaç ve ilkeleriyle tutarlı değildir.[31]
Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği'nde yer alan kirletici sınır değerleri insan sağlığının korunması amacına hizmet etmektedir.[32] Bu nedenle, herhangi bir ÇED süreci, hava kirliliğine maruz kalma ile bağlantılı olanlar da dahil olmak üzere olumsuz sağlık etkilerini hafifletmek veya azaltmak amacıyla çevresel etkileri değerlendirmelidir. ÇED'de sağlık etkilerinin uygun ve tutarlı bir şekilde incelenmemesi, idari makamların sağlığı korumak için önlem alma konusundaki pozitif yükümlülüğünün yerine getirilmemesi anlamına gelmektedir.
1.3.1. Afşin Elbistan’da Hava Kirliliğinin Sağlık Riskleri
Bilimsel araştırmalar, kömürlü termik santrallerden kaynaklanan hava kirleticilerine maruz kalmanın diğer kaynaklardan kaynaklanan maruz kalmaya kıyasen iki katından daha fazla ölüm riskiyle ilişkili olduğunu ve yeni kömürlü termik santrallerin iptal edilmesinin hava kirliliğine bağlı ölümleri küresel olarak azaltacağını ortaya koymuştur.[33]
PM10 ve PM2.5 kirleticilerinin insan sağlığı üzerindeki etkisi büyüktür. PM2.5 alt solunum yollarının derinliklerine ulaşarak ciddi solunum ve kardiyovasküler sorunlara yol açabilir ve kolayca kan dolaşımına girerek akciğerlere nüfuz edebilir. Endişe yaratan bir diğer kirletici de akciğerlerde zararlı etkilere neden olabilen, kardiyovasküler ve sinir sistemlerine zarar veren ve tip 2 diyabete ve hatta ölüme katkıda bulunan SO2'dir.[34]
2002 yılında Sağlık Bakanlığı Kanser Kontrol Dairesi Başkanı, Afşin-Elbistan'da önümüzdeki beş yıl içinde bir kanser patlaması beklendiğini söyledi.[35] Yetkili, 30 yıl önce burada bir kömür santrali inşa edildiğini ve kömür santralinin bölge halkı için ciddi bir tehlike oluşturduğunu belirtti.
Çelikler Holding, internet sitesinde "çevre ve toplum üzerindeki olumsuz etkileri önlemeyi ve önlenemedikleri durumlarda [bu tür etkileri azaltmak için] uygun önlemleri almayı amaçladıklarını" belirtmektedir.[36] Şirket, zararlı hava kirleticilerinin salınımını en aza indirmek için alınan önlemlerle ilgili sorulara ve filtre ile arıtma sistemleri tesiste tam olarak kurulduğundaki projeksiyon taleplerine yanıt vermemiştir.
Araştırmamız sırasında Afşin-Elbistan'daki kömür santrallerinin çevresinde yaşayan insanlar, soludukları zehirli havayla ilgili olabileceğini düşündükleri sağlık sorunlarını anlattılar. Çoğulhan ve civarındaki altı köyden çocuklar santrale yakın okullara gidiyorlar. Elbistan'da bir sağlık çalışanı İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne, özellikle çocuklar arasında solunum yolu hastalıklarının yüksek oranda görüldüğünü gözlemlediklerini söyledi.
Astım veya kardiyovasküler sorunlar gibi belirli sağlık sorunları olan kişiler, çocuklar, yaşlılar, hamile kadınlar, işçiler, yoksulluk içinde yaşayanlar ve diğer sosyal ve ekonomik olarak marjinalleştirilmiş grupların üyeleri, hava kirliliğine ve olumsuz etkilerine maruz kalma riski en yüksek olanlar arasındadır.[37]
Bilimsel araştırmalar 83 ülkeden elde edilen verilere dayanarak, bir ülkenin enerji üretmek için kömürlü termik santrallere ne kadar bağımlı olursa akciğer kanseri riskinin de o kadar arttığını göstermektedir.[38] Afşin-Elbistan kömürlü termik santralinin çevresindeki bölgelerde yaşayan insanlar için hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkilerini inceleyen araştırma sayısı az olmakla birlikte, 2009 yılında yapılan bir doktora tezinde, yakın köylerde yaşayan ve sigara içmeyenlerin, santralden daha uzakta yaşayanlara kıyasla genotoksik hasara daha fazla maruz kaldığı ve bunun da kanser riskini artırabileceği tespit edilmiştir.[39] Benzer şekilde, 2007 yılında yapılan bir akademik çalışmada, Afşin-Elbistan A termik santralinde uçucu kül nakliyesinde çalışan ve sigara içmeyen işçilerin sitogenetik hasar (kromozomlarında kansere yol açabilecek değişiklikler) yaşama olasılığının daha yüksek olduğu bulunmuştur.[40]
1.3.2. Kömür Santrali Genişleme Projesinin Sağlık Riskleri
ÇED, hava kirliliğine atfedilen sağlık risklerine ilişkin herhangi bir veri toplama, analiz veya değerlendirmeden yoksundur. ÇED'de iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkileri küresel düzeyde ele alınırken[41], bir bölgedeki en önemli halk sağlığı sorunu olan hava kirliliğine ilişkin bir sağlık değerlendirmesi yapılmamış olması önemli bir eksikliktir.
Proje alanının sosyo-ekonomik özelliklerinin analiz edildiği bölümde ÇED, Kahramanmaraş ilindeki sağlık merkezlerini ve hastaneleri listeliyor, ancak sunulan ilgili uzmanlık alanlarını tartışmıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından 2017 yılında hazırlanan bir raporda Elbistan'ın onkoloji servisi kurulması için öncelikli bölge olarak belirlenmesi ve bu tavsiyeye uyulmaması da kayda değerdir.[42] Sağlık Bakanlığı, İnsan Hakları İzleme Örgütü‘nün Afşin ve Elbistan ilçelerindeki kanser yaygınlığı ve başka çalışmalar yapılıp yapılmadığına ilişkin sorularına yanıt vermemiştir.
Hava kirliliğine maruz kalmak, solunum yolu hastalıkları ve enfeksiyonları, kalp hastalıkları, felç, akciğer kanseri ve olumsuz doğum sonuçları dahil olmak üzere çok çeşitli sağlık etkilerine neden olmaktadır. Bu bağlamda, kötü hava kalitesinin yaşam, sağlık, su, gıda, barınma ve yeterli yaşam standardına sahip olma hakları da dahil olmak üzere çok çeşitli insan hakları üzerinde etkileri bulunmaktadır. BM Özel Raportörünün güvenli, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreden yararlanmaya ilişkin insan hakları yükümlülükleri konusundaki raporunda, insan haklarına saygı gösterilmesi ve hem dış ortam hem de evlerdeki hava kalitesinin iyileştirilmesi gibi birbiriyle ilişkili zorunluluklara kapsamlı atıflarda bulunulmaktadır.[43] BM Özel Raportörü, devletlerin temiz hava soluma hakkını kendi eylemleriyle ihlal etmemeleri; bu hakkın üçüncü taraflarca, özellikle de işletmeler tarafından ihlal edilmesini önlemeleri ve bu hakkı yerine getirmek için yasalar, politikalar ve programlar oluşturmaları, uygulamaları ve yürürlüğe koymaları gerektiği sonucuna varmaktadır.[44]
1.4. Yetersiz Kötü Durum Senaryosu Değerlendirmesi
ÇED Yönetmeliğine göre, yeterli bir değerlendirme yapılabilmesi için maksimum emisyonlar ve en kötü durum dağılım koşulları, maksimum faaliyet seviyeleri altında birlikte ele alınmalıdır.[45] ÇED'e göre, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğine atıfta bulunularak "etki alanı" olarak adlandırılan yerlerde referans ölçümler gerçekleştirilmiştir.[46] Bu ölçümler, yaz dönemi için Ağustos-Eylül 2022 ve kış dönemi için Kasım-Aralık 2022 olmak üzere iki dönemde dört farklı yerde gerçekleştirilmiştir.
Elektrik Üretimi Şeffaflık Platformu'ndan elde edilen veriler, ÇED şirketi tarafından pasif difüzyon örnekleme yöntemleri kullanılarak yapılan ölçümlerin Afşin A ve B Santrallerinin tam kapasite ile çalışmadığı dönemlerde gerçekleştirildiğini göstermekte olup, bu durum referans değerin doğruluğu konusunda şüphe uyandırmaktadır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, toplam enerji üretimini Afşin santralinin 2795 MWe'lik kapasitesiyle karşılaştırdı (A Santrali (toplam 1355 MWe kapasiteli 4 ünite) + B Santrali (toplam 1440 MWe kapasiteli 4 ünite) = 2795 MWe). Özellikle, ÇED şirketinin kömür santrali yakınında kendi hava kirliliği ölçümlerini yaptığı ve sonuçları çevresel etki değerlendirme raporu için kullandığı 1 Ağustos 2022 - 31 Ağustos 2022 ve 1 Kasım 2022 - 30 Kasım 2022 dönemlerini inceledik.Bu zaman dilimlerinde santral toplam kapasitesinin ortalama yüzde 24'ünde çalışıyordu. Ağustos ayında kapasitenin ortalama yüzde 21'i, Kasım ayında ise yüzde 28'i kullanılmıştır.
Mevcut santralin teknik eksiklikleri, en kötü durum değerlendirmesinin doğruluğuna ilişkin endişeleri daha da artırmaktadır. 26 Aralık 2023 itibariyle, ilk kükürt arıtma sistemi kurulan dört A santrali ünitesinden yalnızca birinin yeniden çalışmasına izin verilmiştir. ÇED'in kendisi, mevcut kömür santralinin diğer üç ünitesinde SO2 için uygun ve tam kurulu filtrelerin bulunmadığını ve Afşin Elbistan A Santralindeki ünitelerin hiçbirinde NOx kirletici kontrol sisteminin olmadığını ortaya koymaktadır.[47] Tam ve yeterli desülfürizasyon ve DeNOx sistemlerine sahip olmayan bu ünitelerden öngörülen emisyonların dikkate alınıp alınmadığı ÇED'de belirsizdir.[48]
En kötü durum senaryosunun değerlendirilmesine ilişkin bir diğer endişe nedeni de, son yıllarda uygulanan ağır idari para cezalarının da gösterdiği üzere, halihazırda faaliyet gösteren ünitede kirletici limitlerinin yaygın olarak aşılmasıdır.[49] Arızalara dayalı bu aşımlar dikkate alınmadığı sürece, referans ve en kötü durum senaryosunun değerlendirilmesi güvenilir olmayacaktır.
Ayrıca, bu filtreleme sistemlerinin verimliliği kullanılan teknolojiye ve kullanım ömrüne bağlı olarak değişmektedir.[50] Bu filtreleme ve arıtma tesislerini hava kirliliğine bir çözüm olarak sunan ÇED, verimlilik eksiklikleri, arızalar veya zaman içinde bozulma durumunda ne gibi önlemler alınacağı konusunda herhangi bir bilgi vermemektedir.
Kükürt giderme için mevcut en iyi teknoloji SO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilirken, yeniden çalıştırılmasına izin verilen ünitede hangi teknolojinin kullanıldığı belirsizdir.[51] Hava kirletici filtrelerin zamanla performans verimliliğini kaybettiğine dair endişeler de vardır.[52] Çevresel etki değerlendirmesinde de kabul edildiği üzere, mevcut kömür santraline yeni üniteler eklenirse, bölgedeki SO2 kirlilik seviyeleri artacaktır.[53] Ayrıca, mevcut en iyi kükürt giderme teknolojisi SO2'ye maruz kalmayı önemli ölçüde sınırlayabilse de, daha önce maruz kalmanın neden olduğu sağlık zararlarını geri alamaz.
ÇED'deki diğer referanslar da değerlendirmenin kurulu teknolojinin mevcut durumuna göre en iyisi olmayabileceğini göstermektedir. Örneğin ÇED, ilave iki ünitenin emisyonlarını önlemek ve azaltmak için planlanan elektrostatik filtrasyon uygulaması için Temmuz 2006'da kabul edilen bir referans belgenin referans alındığını belirtmektedir. Ancak söz konusu referans belge 2017 yılında güncellenerek[54] NOx, SO2, PM ve cıva emisyonlarını daha da azaltmak için gelişmiş filtreleme ve kimyasal sistemler gibi yeni teknolojileri zorunlu kılmıştır.
Türkiye'nin ÇED Yönetmeliği, planlanan projenin mevcut, planlanan veya potansiyel olarak ilgili faaliyetlerle bağlantılı olarak projeden doğrudan etkilenen belirli alanlar veya kaynaklar üzerinde yaratabileceği çevresel risklerin ve etkilerin tanımlanmasını ve analiz edilmesini gerektirmektedir. Ancak ÇED, modellemesinde bölgedeki mevcut ve planlanan tüm kirletici üreten faaliyetleri ve projeleri göz ardı ettiği için tam bir kümülatif etki değerlendirmesi içermemektedir.
ÇED'e göre, genişleme projesi kapsamında planlanan beşinci ve altıncı ünitelerin, aşağıdaki mevcut veya planlanan tesislerin bulunduğu Afşin-Elbistan ilçelerinde inşa edilmesi amaçlanmaktadır:
- Mevcut A tesisi (işletmede)
- Mevcut B tesisi (işletmede)
- Elbistan Enerji Santrali Entegre Projesi (kömür santrali, endüstriyel atık depolama alanı ve kömür madenleri dahil) (planlama aşamasında)
- Diler Elbistan Kömür İşletmesi Entegre Projesi (planlama aşamasında)
- Afşin C Kömür Santrali, açık ocak kömür madeni ve düzenlenmiş atık projesi (planlama aşamasında)
Ancak, Diler Kömür Santrali Entegre Projesi ve kömür dışı projeleri içeren herhangi bir kümülatif etki değerlendirmesinin bulguları veya sonuçları ilgili bölümde paylaşılmamıştır.[55] Aslında ÇED, Afşin A, B santralleri ve planlama aşamasında olan C santralinin kümülatif etki değerlendirmesine dahil olduğunu belirtmektedir.[56]Mevcut yasal içtihatlara ve yönetmeliğe aykırı olarak, ÇED'te de bahsedilen diğer planlanan projelerin (Diler ve Elbistan enerji santrali projeleri) veya kirlilik yaratan endüstriyel tesislerin (Kipaş kağıt fabrikası) kümülatif etki değerlendirmesine dahil edilmediği görülmektedir. [57]
Yargı denetiminde, kümülatif etkiler değerlendirilirken "bölgede faaliyet gösteren diğer kirletici tesisler (termik santraller, çelik fabrikaları, demir çelik tesisleri, rafineriler, petrokimya tesisleri vb. gibi)" de dikkate alınmalıdır.[58] Danıştay 2018 yılında verdiği bir kararda, kümülatif etki değerlendirmesinin ihtiyatlılık ilkesinin uygulanması ve sağlıklı bir çevre hakkının korunması için gerekli olduğunun altını çizmiştir.[59]
ÇED'de kümülatif etkilerin değerlendirilmesindeki bir diğer önemli eksiklik, tesislerin tam kapasiteyle çalışırken emisyonlarının hesaplanmasında dikkate alınıp alınmadığı konusunda netlik olmamasıdır. Diğer bir deyişle, tüm mevcut tesisler ve yeni tesisler birlikte tam kapasiteyle çalıştığında öngörülen emisyonların yasal sınır değerler içinde kalıp kalmayacağı belirsizdir.
Afşin Elbistan A santralinin genişletilmesine ilişkin ÇED’de, projenin uygulanmaması seçeneğini göz ardı ederek, santralin genişletilmesinin uygunluğunu dikkate almamaktadır. Çevre Bakanlığı tarafından yayınlanan Termik Santraller ÇED Kılavuzu, "bir termik santral projesi için alternatifler değerlendirilirken projenin uygulanmaması alternatifinin her zaman göz önünde bulundurulması ve karşılaştırılması gerektiğini" belirtmektedir.[60]
ÇED'in analizi, uluslararası normlar ve Türk hukukundaki usule ilişkin ÇED standartlarının gerektirdiği şekilde, etkilenen toplulukların yeterli istişare ve katılımını sağlamadığı için kusurludur.[61]
3.1. “Etkilenen Halka” Danışılmaması
ÇED Yönetmeliği uyarınca, proje sahasının yakınında yaşayan insanlar "etkilenen halk" olarak kabul edilir ve karar alma sürecine katılımları yasal bir gerekliliktir.[62] ÇED süreci, projeden etkilenmesi muhtemel halkın anlamlı katılımını içermemiştir ve bu da karar alma sürecinde büyük bir eksiklik teşkil etmektedir.
Halkın katılımı toplantısı proje sahasından yaklaşık 24 km uzakta gerçekleştirilmiştir ve Çoğulhan ve Berçenek toplulukları için kolay erişilebilir değildir.[63] Planlanan kömür genişletme projesinin Çoğulhan köyündeki en yakın yerleşim alanlarına sadece 200 metre ve Berçenek'e 5 km mesafede yer alacağı göz önüne alındığında, mahkemenin ÇED sürecinde bu topluluklardan etkili bir halk katılımı olup olmadığını değerlendirmesi merkezi önem taşımaktadır.
Aşağıdaki harita, yerleşim alanlarının yanı sıra ilk ve orta dereceli okulların proje sahasına ve projenin bir parçası olarak kömür taşımak için kullanılacak konveyör bantlarına yakınlığını göstermektedir.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Çoğulhan ve Berçenek'te görüştüğü ve hava kirliliğiyle bağlantılı olduğunu düşündükleri çeşitli sağlık sorunlarından muzdarip kişiler, planlanan genişleme hakkında yetkililerden herhangi bir resmi bildirim almadıklarını belirttiler. Çoğulhan ve Berçenek sakinleri, kendilerini Afşin ve Elbistan gibi yakın ilçelere götürecek herhangi bir toplu taşıma veya servis hizmeti bulunmadığını belirtmiştir. Özellikle Berçenek sakinleri, yıllardır yakın ilçelere ulaşım hizmeti alamadıklarını, bu nedenle o bölgelerdeki hastanelere gitmenin zor ve masraflı olduğunu belirtmiştir.
Herhangi bir toplu taşıma veya servis hizmeti sağlanmayan bu mahallelerin sakinleri için halkın katılımına katılmak, kendi imkanlarını kullanmalarını gerektirmiş, bu da ek bir yük oluşturmuş ve etkin katılımın önünde bir engel teşkil etmiştir.
ÇED'in Halkın Katılımı Bölümü'nde yer alan toplantı tutanakları, projeye en yakın mahallelerde yaşayanların hiçbirinin toplantıya katılmadığını gösteriyor.[64] Toplantı kayıtları ve fotoğraflar da çok az kadının katıldığını gösteriyor.[65] İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmasına katılan kadınlar, yerleşim yerlerine tehlikeli derecede yakın olan mevcut kömürlü termik santrallerden ciddi şekilde etkilendiklerini belirttiler.
3.2. Sağlık Endişelerine Esaslı Yanıt Verilmemesi
Santrale 24 km uzaklıktaki Afşin Belediyesi Düğün ve Konferans Salonu'nda 27 Nisan 2022 tarihinde düzenlenen ÇED halkın katılımı toplantısında katılımcılar tarafından dile getirilen şiddetli hava kirliliğine bağlı sağlık sorunlarına ilişkin endişe ve sorular ÇED şirketi ve ilgili makamlar tarafından yeterince ele alınmamıştır.
Toplantıya katılanlar özellikle kömür genişletme projesinin planlandığı sahanın yakınındaki yerleşim alanlarındaki ciddi hava kirliliğine ilişkin endişelerini dile getirmişlerdir. ÇED, toplantıya katılan kişilerin hava kirliliği ve çeşitli solunum sağlığı sorunları ve akciğer kanseri de dahil olmak üzere sağlık riskleri konusunda ciddi endişelerini dile getirdiklerini belirtmektedir.[66] Görüşülen kişiler, hastalıklara katkıda bulunan bir faktör olarak hava kirliliği konusunda önemli endişelerini dile getirmişlerdir.[67]
A santrali - ve daha sonra inşa edilen ve iki kilometre uzaklıkta bulunan B santrali - yakınlarındaki hava kirliliği seviyeleri tehlikeli derecede yüksektir ve bölge sakinleri zehirli havadan kaynaklandığına inandıkları solunum yolu hastalıkları, alerji ve kanser gibi sağlık sorunları yaşamaktadır. Dahası, bu sağlık endişeleri 2002 yılında, dönemin Sağlık Bakanlığı Kanser Dairesi Başkanı'nın Afşin Elbistan bölgesindeki kanser oranlarının artmasının beklendiğini ifade etmesiyle[68]medyada resmi olarak kabul edilmiştir.
Nisan 2022 tarihli halkın katılımı toplantısının resmi kayıtları[69], halkın hava kirliliğinin sağlığı etkilediğine dair endişelerine verilen yanıtların çoğunlukla emisyonların nasıl azaltılabileceğine dair teknik açıklamalar şeklinde formüle edildiğini göstermektedir. Aslında, ÇED şirketi ve yetkililerin muğlak, soyut, karmaşık ve anlaşılması zor açıklamalarla yanıt vererek katılımcıların ciddi sağlık endişelerini geçiştirdiği görülmektedir. Daha da önemlisi, ne toplantıda ne de ÇED'de verilen yanıtların hiçbiri, bölgedeki hava kalitesinin mevcut durumu, potansiyel sağlık riskleri veya bu riskleri azaltmaya yönelik önlemler hakkında net bilgi sağlamadığından, halk tarafından dile getirilen soruları ve sağlık endişelerini ele almak için yeterli değildir.
3.3. Diğer İstişare Eksiklikleri
ÇED'de yer alan bilgilere göre, ÇED sürecinde oluşturulan İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu'na Sağlık Bakanlığı veya Elbistan Belediyesi bünyesinde halk sağlığı ile ilgili herhangi bir kurum dahil edilmemiştir. ÇED Yönetmeliği'ne göre "proje başvuru dosyasındaki bilgiler dikkate alınarak Çevre Bakanlığı tarafından ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile bakanlık yetkililerinden oluşan bir komisyon kurulur.
Projenin etki alanının Elbistan ilçesi sınırlarıyla örtüştüğü ve proje sahasına en yakın hava izleme istasyonunun Elbistan'da bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda, Elbistan Belediyesi'nin dışarıda bırakılması halkın katılımı sürecine daha fazla uyulmaması anlamına gelmektedir. Elbistan Belediye Başkanı, İnsan Hakları İzleme Örgütü ile yaptığı görüşmede, ÇED sürecinde yetkililerin Elbistan Belediyesi'ni hiçbir şekilde bilgilendirmediğini veya kendilerine danışmadığını belirtmiştir.
Projenin yakın çevresindeki bir yerel yönetimin ÇED inceleme ve değerlendirme sürecinde yer almaması, sadece belediyenin çevre ve sağlıkla ilgili çalışmaları açısından değil, aynı zamanda yerel halkın deneyimlerinin dikkate alınmasını sağlamak açısından da bir eksikliktir. Yerel toplumla etkileşim halinde olan bir yerel yönetim otoritesinin dışlanması, muhtemelen yerel sakinlerin endişelerinin ve deneyimlerinin göz ardı edilmesiyle sonuçlanacaktır.
Sağlıklı bir çevre hakkı Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından tanınmıştır[70] ve bu hakkın hayata geçirilmesi diğer insan haklarının yerine getirilmesi için elzemdir. Diğerlerinin yanı sıra yaşama, vücut bütünlüğü, özel, aile ve konut hayatı, sağlık, bilgi edinme ve sağlıklı bir çevre haklarına saygı gösterilmesi, bu hakların korunması ve yerine getirilmesine ilişkin insan hakları yükümlülükleri, hükümetlerin hava kirliliğini önlemek için harekete geçmesini ve temiz hava sağlamak için çaba göstermesini gerektirmektedir. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)[71], Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (MSHUS)[72], Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (ESKHS)[73] ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS)[74] dahil olmak üzere bu hakları güvence altına alan ve bu tür eylemleri gerektiren birçok insan hakları sözleşmesine taraftır. Türkiye Anayasası'nın 90. maddesi uyarınca, usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan uluslararası antlaşmalar kanun hükmündedir, yani devlet tarafından usulüne uygun olarak imzalanan ve onaylanan bu antlaşmalar Türkiye'nin iç hukukunun bir parçasıdır.
4.1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
AİHS'nin 2. ve 8. maddeleri sırasıyla yaşam hakkını ve özel, aile ve ev yaşamı hakkını korumaktadır. Her iki madde de hakların kullanılmasına müdahale eden eylemlerden kaçınma konusunda negatif yükümlülükler ve bu haklara saygı gösterilmesini ve hakların korunmasını sağlayacak bir çerçevenin oluşturulması konusunda pozitif yükümlülükler getirmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2. madde kapsamındaki pozitif yükümlülüklerin, çevreye zarar verme biçimleri de dahil olmak üzere tehlikeli faaliyetler bağlamında 8. madde kapsamındaki yükümlülüklerle büyük ölçüde örtüştüğünü ve devletin her iki madde kapsamındaki önlemleri almasının beklendiğini tespit etmiştir. Devletin öncelikli görevi, yaşam hakkı ile özel, aile ve konut hayatına yönelik tehditlere karşı etkili bir caydırıcılık sağlamak üzere tasarlanmış yasal ve idari bir çerçeve oluşturmaktır.
Çevre kirliliğinden kaynaklanan ve asgari bir ciddiyet düzeyine ulaşan olumsuz etkiler, devletin 8. madde kapsamındaki yükümlülüklerini devreye sokacaktır. Bu asgari ciddilik düzeyinin belirlenmesi görecelidir ve rahatsızlığın yoğunluğu ve süresi ile fiziksel veya ruhsal etkileri gibi tüm koşullara bağlıdır. Çevrenin genel bağlamı da dikkate alınmalıdır.[75] Ciddi çevre kirliliği ve gürültü, emisyonlar, kokular veya diğer müdahale biçimlerinin etkileri bireylerin refahını, sağlığını (ruh sağlığı dahil) veya evlerinden yararlanma becerilerini etkilediğinde, devletin Sözleşme kapsamındaki yükümlülükleri devreye girer ve özel, aile ve ev yaşamı hakkı ihlalleri ortaya çıkabilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) birçok davada, bireylerin refahını etkileyen ciddi çevre kirliliğinin özel ve aile yaşamı haklarını ihlal ettiğine karar vermiştir. AİHM, insan hakları ihlallerini tespit ederken, evlerin kirlilik kaynağına yakınlığını dikkate almıştır.[76] Mahkeme içtihadında, hükümetlerin kirlilik tehlikelerine karşı gerekli özeni gösterme, kişisel ve aile yaşamları üzerindeki etkilerini rekabet eden çıkarlara karşı tartma ve zararlı etkileri önlemek veya azaltmak ve insanlara yeterli bilgi sağlamak da dahil olmak üzere insanların yaşamlarını ve sağlıklarını korumak için etkili önlemler alma konusunda pozitif bir yükümlülüğü olduğunu ortaya koymuştur. ÇED prosedürü açıkça devletin pozitif yükümlülüğünün ayrılmaz bir parçasıdır.
Cordella ve Diğerleri / İtalya davasında AİHM, yerel makamların, bir çelik fabrikasının neden olduğu ve çevrede yaşayan nüfusun sağlığını tehlikeye atan hava kirliliğiyle ilgili olarak kirli bir bölgenin arındırılmasını sağlamamasının özel hayata saygı hakkının ihlali anlamına geldiği sonucuna varmıştır.[77] AİHM, ulusal makamların başvuranların özel hayata saygı hakkının etkili bir şekilde korunmasını sağlamak için gerekli önlemleri almadığını vurgulamış ve çevre kirliliğinin başvuranların sağlığını tehlikeye attığını kanıtlayan resmi bilimsel çalışmalara rağmen durumun yıllarca devam ettiğine dikkat çekmiştir.
4.2. Birleşmiş Milletler Anlaşmaları
BM İnsan Hakları Komitesi, çevresel bozulma ve kirliliğin, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin sırasıyla 6. ve 17. maddeleri kapsamında yaşam ve özel, aile ve konut yaşamı haklarının ihlaline yol açabileceğini tespit etmiştir. Yaşam hakkı ile ilgili olarak Komite, devletlere, yaşama yönelik doğrudan tehditlere yol açabilecek veya bireylerin onurlu yaşam hakkından yararlanmalarını engelleyebilecek çevre kirliliği de dahil olmak üzere toplumdaki genel koşulları ele almak için uygun önlemleri alma yükümlülükleri olduğunu belirtmiştir.[78] Komite ayrıca, 17. maddenin devletlerin özel ve aile yaşamı hakkını korumak için pozitif önlemler almasını gerektirdiğini ve bu önlemlerin kirliliğe neden olan faaliyetler üzerinde uygun kontroller yapılmasını içerdiğini belirtmiştir. Kirliliğin özel ve aile yaşamı ve konut hakkı üzerinde doğrudan etkileri varsa ve bu kirliliğin olumsuz sonuçları yoğunluğu veya süresi ve verdiği fiziksel veya ruhsal zarar nedeniyle ciddiyse, çevrenin bozulması özel ve aile yaşamı ile konutun ihlalini teşkil edebilir.[79]
Türkiye'nin de taraf olduğu Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin 12.2-b maddesine göre, sağlık hakkının tam olarak gerçekleştirilmesi çevre kirliliğinin önlenmesi ve kontrol altına alınmasını gerektirmektedir.
Çocuk Haklarına dair Sözleşme'nin 24(2) Maddesi, devletlerin "çevre kirliliğinin tehlike ve risklerini göz önünde bulundurarak" çocukların ulaşılabilir en yüksek sağlık standardına sahip olma hakkını tam olarak uygulamalarını açıkça gerektirmektedir. Çocuk Hakları Komitesi de çocukların temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkına sahip olduğunu, bu hakkın yaşama, hayatta kalma, gelişme ve ulaşılabilecek en yüksek sağlık standardına sahip olma hakları da dahil olmak üzere birçok hakla doğrudan bağlantılı olduğunu belirtmiştir. Çocuklar için bu hakkın hayata geçirilmesinden kaynaklanan acil bir yükümlülük, hem dış mekan hem de ev içi hava kirliliğini azaltarak hava kalitesini iyileştirmek için harekete geçmektir.[80]
Türkiye Anayasası'nın 56. Maddesi "herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu" belirtmektedir. Anayasa Mahkemesi, çeşitli kararlarında, çevresel etkilere ilişkin başvuruları, Anayasa'nın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı (56. madde) ve özel yaşam hakkı (20. madde) güvencelerini tetikleyecek ağırlıkta olup olmadıklarını belirlemek üzere ele almıştır.[81] Anayasa Mahkemesi, başvurucunun konutunun çevresel etkiye neden olan tesis, işletme veya diğer faaliyetlere yakınlığının her iki madde kapsamında karar vermek için yeterli olduğunu belirlemiştir.
Anayasa Mahkemesi kararlarına göre, karmaşık çevre sorunlarının ele alınması ve çözümlenmesinde karar alma süreci, çevreye ve bireysel haklara zarar verebilecek faaliyetlerin etkilerini önceden değerlendirecek ve önleyecek şekilde oluşturulmalıdır.[82] Bu şekilde, bireysel ve kamusal çıkarlar arasında adil bir denge kurulacak ve karşıt görüşlerin ifade edilmesine olanak tanıyacak gerekli çalışmalar ve değerlendirmeler yapılacaktır. Bu bağlamda, bilgiye erişim ve karar alma sürecine aktif katılımın yanı sıra, karardan etkilenebilecek bireylerin karar alma sürecinde görüş ve menfaatlerinin yeterince dikkate alınmadığını ifade edebilmeleri için ilgili her türlü işleme karşı yargı yoluna başvurma hakkına sahip olmaları ve iddialarının yargı mercileri tarafından dikkatle değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda, yukarıda bahsi geçen anayasal güvencelere saygılı bir yargı sürecinin yürütülmesi ve sonucun ilgili ve yeterli gerekçelerle açıklanması gerekmektedir.
Türkiye’de mevzuat ve Anayasa Mahkemesi kararları, çevresel etkileri olması beklenen bir projeden etkilenen kişilerin etkin katılımını sağlamak için usule ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesini de ihlal olarak kabul etmiştir. Devletin çevresel konular bağlamındaki usule ilişkin yükümlülükleri daha önce Anayasa Mahkemesi'nin çeşitli kararlarında ortaya konmuştur. Buna göre, olası olumsuz çevresel etkilerin önlenmesi veya en aza indirilmesi amacına ulaşılabilmesi için sürece dahil olan tarafların çıkarlarının dikkatle değerlendirilmesi ve bu değerlendirmenin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için ilgili tarafların sürece etkin katılımının sağlanması gerekmektedir.[83]
Afşin-Elbistan'daki hava kirliliği seviyesi, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Eylül 2024 tarihli raporu da dahil olmak üzere çok sayıda akademik çalışma tarafından kanıtlandığı üzere, tehlikeli ve sürekli limit aşımlarından kaynaklanan ciddi ve öngörülebilir bir zarar riski olduğunu ortaya koymaktadır. ÇED sürecinde hava kalitesinin bütüncül olarak değerlendirilmemesi, bölgenin hava kirliliği envanterine ilişkin verilerin toplanmaması ve analizlerin yapılmaması ÇED sürecinin merkezinde yer alan bir eksikliktir. Anayasa Mahkemesi içtihatları ışığında, böyle bir eksikliğin bireylerin yararlanma hakkına sahip olduğu anayasal güvencelere zarar verdiği kabul edilmelidir.
Sonuç ve Talepler
Bu sunum, Afşin A Santrali'nin genişletilmesine mevcut ÇED temelinde izin verilmesi durumunda, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün araştırmasında tespit ettiği insan hakları ihlallerinin daha da kötüleşeceğini ve Türkiye’de hükümetin insan hakları yükümlülüklerinin ihlalini teşkil edeceğini açıklamaktadır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün bulguları ÇED'deki hava kalitesi değerlendirmelerini doğrulamıyor. Bölgenin hava kirliliği ve sağlık risklerine karşı hassasiyeti göz önüne alındığında, proje mevcut koşulları daha da kötüleştirecek ve hak ihlallerine yol açacaktır.
Türkiye'nin insan hakları yükümlülükleri ışığında, mahkemeyi, ÇED ve buna dayalı olarak alınan kararlar da dahil olmak üzere, yetkililer tarafından gerçekleştirilen eylem veya eylemsizliklerin bu insan hakları yükümlülükleriyle uyumlu olup olmadığını değerlendirirken aşağıdaki soruları ele almaya davet ediyoruz.
Soru 1: Afşin Elbistan'daki hava kirliliği, birçok insanın hayatını tehdit eden önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Bu bağlamda, ÇED şirketinin hava kalitesi ölçüm yöntemleri, süresi, yerleri ve ölçüm sayısı mevcut temel seviyelerin belirlenmesi ve gelecekteki hava kirliliği etkilerinin öngörülmesi için yeterli midir?[84]
Soru 2: ÇED'in hazırlanması sırasında şirket ilgili il çevre yetkilileriyle herhangi bir resmi yazışma yaparak hava kalitesi ölçümlerinin süresi, yerleri ve sayısı hakkında bilgi talep etti mi ve ayrıca mevcut hava kirliliği verilerini kamuya açık hale getirip getirmeyeceğini sordu mu? Bu tür bilgileri talep etmediyse veya bu tür sorular sormadıysa, neden sormama kararı aldı?
Soru 3: ÇED şirketi tarafından hem yaz hem de kış aylarında bir aylık periyotlarla yapılan hava kalitesi ölçümlerinde, her iki mevsimde de rapor edilen benzer kirletici seviyeleri (PM10 ve SO2 için) güvenilir veriler olarak kabul edilir mi?
Soru 4: ÇED'in hava kalitesini, bölgedeki kirletici etkisi yüksek enerji santrallerinin düşük kapasitede çalıştığı veya hiç çalışmadığı günlerde yapılan kirlilik ölçümlerine dayanarak değerlendirmesi doğru bir yaklaşım olur mu? Bu değerlendirme, ÇED'in özel şablonu altında en kötü durum senaryosu değerlendirme kuralına uygun mudur?
Ekler
- Afşin Belediye Başkanlığı[85]
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü[86]
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü, ÇED İzleme ve Çevresel Denetim Dairesi Başkanlığı[87]
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, Hava Yönetimi Dairesi Başkanlığı[88]
- Kahramanmaraş İl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü[89]
- Çelikler Holding Enerji Grubu[90]
- Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Kanser Dairesi Başkanlığı[91]
- Sağlık Bakanlığı, Çevre Sağlığı Dairesi Başkanlığı, Halk Sağlığı Gene Müdürlüğü[92]
[1] Human Rights Watch, “Bosnia and Herzegovina: Deadly Air Pollution Killing Thousands. Needs Government Action, Less Reliance on Coal”, 26 Ağustos 2022, https://www.hrw.org/news/2022/08/29/bosnia-and-herzegovina-deadly-air-pollution-killing-thousands (erişim tarihi: 14 Mart 2025); Human Rights Watch, “’You Can Smell Petrol in the Air’ UAE Fossil Fuels Feed Toxic Pollution, 4 Aralık 2023, https://www.hrw.org/report/2023/12/04/you-can-smell-petrol-air/uae-fossil-fuels-feed-toxic-pollution (erişim tarihi: 25 Haziran 2025); Human Rights Watch, “’ We’re Dying Here’: The Fight for Life in a Louisiana Fossil Fuel Sacrifice Zone”, 25 Ocak 2024, https://www.hrw.org/report/2023/12/04/you-can-smell-petrol-air/uae-fossil-fuels-feed-toxic-pollution (erişim tarihi: 25 Haziran 2025).
[2] Human Rights Watch “Türkiye: Kömürle Çalışan Zararlı Termik Santrali Genişletmeyi Planlıyor, 22 Eylül, 2024, https://www.hrw.org/news/2024/09/02/turkiye-plans-harmful-coal-expansion (erişim tarihi: 26 Haziran 2025).
[3] 29 Temmuz 2022 tarihli ve 31907 Numaralı Resmi Gazete’de yayınlanan ÇED Yönetmeliği, 4. Madde düzenlemesi, https://mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=39647&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5, (erişim tarihi:14 Mart 2025); 2872 Sayılı Çevre Kanunu, 2. Madde, 20. Paragraf, https://mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2872&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 (erişim tarihi: 14 Mart 2025).
[4] Franco DiGiovanni and Miguel Coutinho, “Guiding Principles for Air Quality Assessment Components of Environmental Impact Assessments”, International Association for Impact Assessment, Şubat, 2017 s.12-15, https://www.academia.edu/126820022/Guiding_Principles_for_Air_Quality_Assessment_Components_of_Environmental_Impact_Assessments, (erişim tarihi: 14 Mart 2025). ÇED Yönetmeliği, çevresel değerlendirme süreçlerinde coğrafi ve zamansal kapsamın önemini vurgulayarak "etki "yi md.4 (r); "Planlanan bir projenin hazırlık, inşaat ve işletme aşamalarında veya işletme sonrasında çevre unsurlarında meydana gelebilecek doğrudan veya dolaylı, kısa veya uzun süreli, geçici veya kalıcı, olumlu veya olumsuz değişiklikler" olarak, etki alanını ise md.4 (s); "Planlanan bir projenin işletme öncesinde, işletme sırasında ve işletme sonrasında etkilediği alan" olarak tanımlamaktadır.
[5] ÇED Yönetmeliği, Md. 1, 2, 4, 12 (4), 12(11-a).
[6] ÇED Yönetmeliği, Md. 25.
[7] Çanakkalı İdare Mahkemesi’nin Karabiga Termik Santrali hakkında kararı, Dosya Numarası: 2014/217\ paragraf: 17-18.
[8] Danştay 14. Dairesi’nin ÇED Kapsamında yer alan entegre projeler hakkında kararı, Dosya Numarası: 2019/26, Karar Numarası: 2019/2052, 12. Paragraf.
[9] 6 Haziran 2008 tarihli ve 26898 Numaralı Resmi Gazete’de yayınlanan Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeiliği, Md. 9, https://mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=12188&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5 (erişim tarihi: 14 Mart 2025).
[10] Nowacki J (2018). The integration of health into environmental assessments – with a special focus on strategic environmental assessment [Dissertation at the University Bielefeld, Germany]. Copenhagen: WHO Regional Office for Europe, s. 46, https://iris.who.int/bitstream/handle/10665/345654/WHO-EURO-2018-3054-42812-59745-eng.pdf?sequence=1 (erişim tarihi 14 Mart 2025).
[11] Ibid, s.27. (erişim tarihi 14 Mart 2025)
[12] Ibid, s.107. (erişim tarihi 14 Mart 2025)
[13] Directif 2014/52/EU Avrupa Parlamentosu ve Konseyi, 16 Nisan 2014, Md. 3 and Ek- III,1 (g), https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=celex%3A32014L0052, (erişim tarihi: 14 Mart 2025).
[14] Ibid, Annex IV, 4.
[15] Afşin Elbistan Termik Santrali İlave Ünitler V ve VII Projesi Nihai ÇED Raporu,
[16] ”pasif difüzyon” adı verilen metodoloji.
[17] ÇED Yönetmeliği, md. 4 (s).
[18] ÇED Yönetmeliği, Ek 3: "Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Çevresel Özellikleri: Proje alanının ve önerilen projeden etkilenmesi muhtemel çevrenin nüfusu, faunası, florası, jeolojik ve hidrojeolojik özellikleri, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlıkları ve sit alanı özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi, tarihi çevreleri ve sit alanlarını etkileyecek su tabanındaki değişiklikler (Ek-5'teki Hassas Bölgeler Listesi dikkate alınarak) ve benzeri özellikleri." [1] 3 Temmuz 2009 tarihli ve 27277 numaralı Resmi Gazete’de yayınlanan Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrol Yönetmeliği, Ek -2, s.9, https://mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=13184&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5 (erişim: 14 Mart 2025).
[19] 3 Temmuz 2009 tarihli ve 27277 numaralı Resmi Gazete’de yayınlanan Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrol Yönetmeliği, Ek- 2, s.9, https://mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=13184&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5 (erişim March 14, 2025).
[20]Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği endüstriyel tesisler için belirli terimleri düzenlerken, ÇED yönetmeliği etki alanını projenin potansiyel etkilerinden etkilenebilecek alan olarak tanımlayarak daha geniş ve açık uçlu tanımlar getirmekte ve bu alanın ancak uygun bilimsel yöntemler, alana özgü belirli çevresel özellikler ve farklı kirlilik türleri dikkate alınarak belirlenebileceğini belirtmektedir. Eğer ÇED Yönetmeliği etki alanını Sanayi Kaynaklı Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği ile aynı şekilde tanımlamayı amaçlamış olsaydı, ya aynı tanımı benimser ya da Sanayi Kaynaklı Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliğine doğrudan atıfta bulunurdu.
[21] ÇED Yönetmeliği, md. 2 (c) and Ek 3.
[22] Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği, Ek-2, Md. 2 (2).3,14.
[23] Hava Kalitesinin Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği, Ek- 5.
[24] Çevre Bakanlığı, 2008 yılında proje sahasına 22 km mesafedeki Elbistan'da bir hava kalitesi izleme istasyonu kurdu ve o zamandan beri PM10, SO2, PM2.5 (2019 itibariyle), NO2 seviyelerini izliyor. Bakanlık verileri havaizleme.gov.tr web sitesinde yayınlamaktadır (erişim tarihi 14 Mart 2025) Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği'nin 13. Maddesi, Çevre Bakanlığı'nı insanları yaşadıkları yerlerdeki hava kalitesi standartları hakkında bilgilendirmekle yükümlü kılmaktadır. Proje sahasının yakınında yaşayan insanlar (ÇED Raporunda tanımlanan yakın çevre içinde yer aldığı belirtilen köylerde ve A ve B kömür santrallerinin yakınında yaşayan insanlar da dahil olmak üzere) Elbistan Hava kalitesi yer izleme istasyonundan yayınlanan veriler aracılığıyla hava kalitesi standartları hakkında bilgiye erişebilirler.
[25] Guiding Principles for Air Quality Assessment Components of Environmental Assessments, s.7.
[26] ”2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu”, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Mart 2023, s.36, https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2023/03/2023-Kahramanmaras-ve-Hatay-Depremleri-Raporu.pdf (erişim: 14 Mart 2025).
[27] Çevre Bakanlığı‘nın periyodik olarak hava kirliliği envanter raporları hazırladığı hakkında basın açıklaması cevreselgostergeler.csb.gov.tr/hava-kirletici-emisyonlari-i-85733 , (erişim 14 Mart 2025).
[28] Çevre Bakanlığı‘na ait hava kalitesi izleme istasyonları verilerine https://www.turkiye.gov.tr/cevre-ve-sehircilik-ulusal-hava-kalite-izleme-agi aracılığıyla erişilebilir. Elbistan Hava Kalitesi İzleme İstasyonu’nda izlenen PM10, SO2, PM2.5 ve NO2 kirletici seviylerine ilişkin 1 Ocak 2019 ile 31 Aralık 2024 tarihleri arasında veriler. (erişim tarihi: 14 Mart 2025).
[29] 18 sağlık ve çevre kuruluşunun oluşturduğu Temiz Hava Hakkı Platformu‘nun yıllık olarak yayınladığı “Kara Rapor“ adlı çalışma, https://temizhavahakki.org/raporlar/ (erişim: 14 Mart 2025). “Kara Rapor 2024”, Temiz Hava Hakkı Platformu, Editör, Deniz Gümüşel, Eylül 2024, s. 25, 41. https://temizhavahakki.org/wp-content/uploads/2024/12/Kara-Rapor-2024_final.pdf (erişim 14 Mart, 2025).
[30] Linear regression. Effect of operational status on SO2 (µg /m³): β = 8.60, SE = 0.42, t = 20.28, p < 0.0000000000000002, R² = 0.042
[31] Ayrıca ÇED, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkisine küresel ölçekte muğlak bir şekilde atıfta bulunurken, hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkisinin bölgesel olarak değerlendirilmesine yer vermeyerek tutarlı bir yaklaşım benimsememektedir, ÇED Raporu, s. 276.
[32] Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği, Md.1.
[33] ”Particulate pollution from coal associated with double risk of mortality than PM 2.5. from other sources“, https://hsph.harvard.edu/news/particulate-pollution-from-coal-associated-with-double-the-risk-of-mortality-than-pm2-5-from-other-sources/, Harvard T.H Chan School of Public Health, (erişim: 14 Mart 2025). Jon Sampedro, Ryna Yiyun Cui, Haewon McJeon, Steven J. Smith, Nathan Hultman, Linlang He, Arijit Sen, Rita Van Dingenen, Ignacio Cazcarro ”Quantifying the reductions in mortality from air pollution by cancelling new coal power plants”, ,Volume 2, 2021, 100023, ISSN 2666-2787, para. 2, https://doi.org/10.1016/j.egycc.2020.100023., (erişim: 14 Mart 2025).
[34] Khalaf EM, Mohammadi MJ, Sulistiyani S, Ramírez-Coronel AA, Kiani F, Jalil AT, Almulla AF, Asban P, Farhadi M, Derikondi M.” Effects of sulfur dioxide inhalation on human health: a review.“ Rev Environ Health. 2022 Dec 22;39(2):331-337. doi: 10.1515/reveh-2022-0237. PMID: 36635910.,
[35] ”Afşin Elbistan için Kanser Uyarısı”, 26 Eylül 2002, Hürriyet, https://www.hurriyet.com.tr/gundem/afsin-elbistan-icin-kanser-uyarisi-99981 (erişim: 14 Mart 2025)
[36] Çelikler Holding web sitesi, Sürdürülebilirlik web sayfası, https://celiklerholding.com/en/page/su, (erişim 14 Mart 2025).
[37] ”Air Pollution: A Threat to Children”, UNICEF, https://www.unicef.org/stories/air-pollution-threat-childrens-rights (erişim: 14 Mart 2025); “Equity Impacts of Air Pollution”, DSÖ, https://www.who.int/teams/environment-climate-change-and-health/air-quality-and-health/health-impacts/equity-impacts (erişim: 14 Mart 2025).
[38] Lin, CK., Lin, RT., Chen, T. et al. A global perspective on coal-fired power plants and burden of lung cancer. Environ Health 18, 9 (2019). https://doi.org/10.1186/s12940-019-0448-8, (erişim: 14 Mart 2025).
[39] Emre Durmaz, ”Determination of Possible Genotoxic Risks due to Exposure to Toxic Substances Originating From the Thermal Power Plant in Individuals Living Around Afşin Elbistan Coal Plants Using Comet and Chromosome Aberration Methods”, Gazi University, Phd Thesis, pages 109-214, https://www.hrw.org/sites/default/files/media_2024/08/260931%20HRW.pdf
[40] Mustafa Celik, Lale Donbak, Fatma Unal, Deniz Yüzbasıoglu, Hüseyin Aksoy, Serkan Yılmaz,
Cytogenetic damage in workers from a coal-fired power plant, Mutation Research/Genetic Toxicology and Environmental Mutagenesis, Volume 627, Issue 2, 2007, Pages 158-163, ISSN 1383-5718,
https://doi.org/10.1016/j.mrgentox.2006.11.003.
(https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1383571806003950), (erişim: 14 Mart 2025).
[41] Nihai ÇED Raporu, s. 275.
[42] ”Türkiye’de Onkoloji Hizmetleri Yeniden Yapılanma Programı, 2010-2023, s.19, https://www.kanser.org/saglik/userfiles/file/11Mayis2011/turkiye_onkoloji_hizmetleri_kitapcik.pdf (erişim: 14 Mart 2025).
[43] Clean Air and Human Rights, Special Rapporteur on the human right to a healthy environment, 2019, Clean Air and Human Rights, OHCHR, https://unfccc.int/news/clean-air-is-a-human-right-un-special-rapporteur, (erişim: 11 Haziran 2025)
[44]“Issue of human rights obligations relating to the enjoyment of a safe, clean, healthy and sustainable environment“, Report of the Special Rapporteur, UN Human Rights Council, Fortieth Session, February 25 - Mart 22, 2019, para 23, 46, 60, https://docs.un.org/en/a/hrc/40/55 (erişim: 14 Mart 205).
[45] Kötü Durum Senaryorsu Değerlendirmeleri, ÇED Yönetmeliği Ek-2. Guiding Principles for Air Quality Assessments, s. 8.
[46] s. 148; etki alanı ile ilgili tartışmalar yukarıda açıklanmıştır.
[47] Nihai ÇED Raporu, Ek-2, Hava Kalitesi Değerlendirme Raporu, s.3.
[48] NOx emisyonları kontrol sistemleri.
[49] 2023 yılında Çevre Bakanı, kirletici seviye aşımlarını soran bir soru önergesine verdiği yanıtta, Afşin Elbistan'daki kömür santrallerinde tespit edilen 19 çevre yönetmeliği ihlalinin toplam 5.367.520,00 TL para cezasıyla sonuçlandığı bilgisini verdi. Soru önergesi, 15 Ocak 2022 tarihli ve Çevre Bakanı'nın yanıtı şu adreste mevcuttur https://cdn.tbmm.gov.tr/KKBSPublicFile/D28/Y1/T7/WebOnergeMetni/98b22168-9626-449a-bbf7-75c86fb36932.pdf; Bakanlığın bölge sakinlerinin başvurularına verdiği 1 Kasım 2022 tarihli yanıtta, Afşin A Santrali'nde 2020 yılında 16, 2021 yılında ise 7 çevre denetimi gerçekleştirildiği ve toplam 1.801,656 TL para cezası uygulandığı belirtilmiştir. 7 Mayıs 2022 tarihinde Çevre Bakanlığı tarafından yapılan denetimde ise tesisin 1. ünitesinde hava kirliliğine neden olan bir arıza meydana geldiği tespit edilmiş ve 394.548,00 TL para cezası uygulanmıştır. "Havayı Kirleten Termik Santrale 394 Bin 548 Lira Para Cezası Verildi", (İngilizce tercümesi: Havayı kirlettiği için kömür santraline 394.548 lira para cezası kesildi),8 Mayıs 2022, https://anlatilaninotesi.com.tr/20220508/havayi-kirleten-termik-santrale-394-bin-548-lira-para-cezasi-verildi-1056179310.html, (erişim March 14, 2025).
[50] “Türkiye’de Kronik Kömür Kirliliği”, HEAL, 2021, p. 26, https://www.sivilsayfalar.org/wp-content/uploads/2021/02/Turkiyede-Kronik-Komur-Kirliligi-Raporu.pdf (erişim: 14 Mart 2025).
[51] “Air pollution from electricity-generating large combustion plants: an assessment of the theoretical emission reduction of SO2 and NOX through implementation of BAT as set in the BREFs”, Avrupa Çevre Ajansı, 2008, https://www.europeansources.info/record/air-pollution-from-electricity-generating-large-combustion-plants-an-assessment-of-the-theoretical-emission-reduction-of-so2-and-nox-through-implementation-of-bat-as-set-in-the-brefs/ (erişim: 14 Mart 2025).
[52]Türkiye’de Kronik Kömür Kirliliği, s.26, https://www.sivilsayfalar.org/wp-content/uploads/2021/02/Turkiyede-Kronik-Komur-Kirliligi-Raporu.pdf (erişim14 Mart 2025).
[53] Nihai ÇED Raporu, s. 213.
[54] Güncellenmiş versiyon: Thierry Lecomte, José Félix Ferrería de la Fuente, Frederik Neuwahl, Michele Canova, Antoine Pinasseau, Ivan Jankov, Thomas Brinkmann, Serge Roudier, Luis Delgado Sancho; Best Available Techniques (BAT) Reference Document for Large Combustion Plants; EUR 28836 EN; doi:10.2760/949, chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://eippcb.jrc.ec.europa.eu/sites/default/files/2019-11/JRC_107769_LCPBref_2017.pdf,(erişim tarihi: 14 Mart 2025).
[55] Nihai ÇED Raporu, s. 145.
[56] Hava Kalitesi Değerlendirme Raporu, Ek 12, s. 23.
[57] Nihai ÇED Raporu, s.70.
[58] Danıştay 14. Dairesi’nin 20 Aralık 2018 tarihli kararı, dosya numarası: 2018/2676, karar numarası: 2018/7082, para. 13.
[59] Danıştay 14. Dairesi’nin 26 Aralık 2018 tarihli kararı, dosya numarası 2018/2806, karar numarası: 2018/8205, para 11.
[60] ”Termik Santraller ÇED Rehberi”, Çevre Bakanlığı, (erişim: 14 Mart 2025).https://webdosya.csb.gov.tr/db/ced/icerikler/termik-santraller-20180418123658.docx, (erişim: 14 Mart 2025).
[61] ÇED Yönetmeliği, Md. 4, (t), (y), (z).
[62] Md. 3, para: (y) and (z).
[63] Nihai ÇED Raporu, s. 286.
[64] Ibid, 286-287.
[65] Ibid, 287.
[66] ÇED Raporu, s. 287–91. Afşin Elbistan A Temik Santrali V. ve VI. Ünite İlave Projesi ÇED Raporu, 27 Aralık 2024.
[67] Yorumlarında şu ifadelere yer vermişlerdir: "Bu bölgede yaşıyorum. Akciğer hastalığından muzdaribim. Bu projeye kesinlikle karşıyım"; "Ailemden birçok kişi tesisler nedeniyle kanserden öldü"; "Kardeşimi kanserden kaybettim. Bu bölgede çok sayıda hasta insan var."
[68] “Afşin Elbistan için Kanser Uyarısı”, 26 Eylül 2002,https://www.hurriyet.com.tr/gundem/afsin-elbistan-icin-kanser-uyarisi-99981 , (erişim: 14 Mart 2025).
[69] Nihai ÇED Raporu, s. 286-291.
[70] United Nations General Assembly Resolution on ”The human right to a clean, healthy and sustainable environment”, July 26, 2022, https://digitallibrary.un.org/record/3982508?ln=en&v=pdf (erişim: 14 Mart 2025).
[71] Türkiye‘nin taraf olma tarihi: 18 Mayıs 1954.
[72] Türkiye‘nin taraf olma tarihi: 23 Eylül 2003.
[73] Türkiye‘nin taraf olma tarihi: 23 Eylül 2003.
[74] Türkiye’nin taraf olma tarihi: 4 Nisan 1995.
[75] Fadeyeva v. Russia – Başvuru No, 55723/00, 9 Haziran 2005 para. 69. https://hudoc.echr.coe.int/rus#{%22itemid%22:[%22001-69315%22]}
[76] AİHM Başvuru No: 31612/09, Pavlov and Other v. Russia, para 63: “Mahkeme ayrıca, 8. maddenin uygulanabilir olduğunu tespit ettiği bir dizi davada, başvuranların evlerinin kirlilik kaynaklarına yakınlığının Mahkeme tarafından dikkate alınan faktörlerden biri olduğunu gözlemlemektedir (bkz. örneğin, Jugheli ve Diğerleri (4,5 metre); Dubetska ve Diğerleri (420 ve 430 metre); Giacomelli/İtalya, no. 59909/00, ECHR 2006‑XII (30 metres); Tătar v. Romania, no. 67021/01, 27 Ocak 2009 (100 metre); Fadeyeva, (450 metre); ve López Ostra v. İspanya, 9 Aralık 1994, Series A no. 303‑C (30 metres)). https://hudoc.echr.coe.int/tur#{%22fulltext%22:[%22russia%20air%20pollution%22],%22documentcollectionid2%22:[%22GRANDCHAMBER%22,%22CHAMBER%22],%22itemid%22:[%22001-219640%22]}, (erişim tarihi 14 Mart 2025).
[77] AİHM, Cordella and Others v. Italy, Başvuru Numarası: 54414/13, 24 Ocak 2019, https://hudoc.echr.coe.int/tur#{%22itemid%22:[%22001-189421%22]}, (erişim: 14 Mart 2025).
[78] 36 Numaralı Genel Tavsiye: Madde 6, Yaşam Hakkı, CCPR/C/GC/36, 3 Eylül 2019, para. 30, https://www.ohchr.org/en/calls-for-input/general-comment-no-36-article-6-right-life, aynı zamanda Portillo Cáceres v Paraguay, Başvuru No. 2751/2016, 9 Ağusots 2019, BM Doc. CCPR/C/126/D/2751/2016, para. 7.3, https://juris.ohchr.org/casedetails/2784/en-US, (erişim tarihi: 14 Mart 2025)
[79] Portillo Cáceres v Paraguay, op. cit. para. 7.8.
[80]General Comment on children’s rights and the environment with a special focus on climate change, CRC/C/GC/26, 22 Ağustos 2023, paras. 63 – 65.
[81]Anayasa Mahkemesi, Mehmet Kurt, (Başvuru Numarası: 2013/2552, para: 58, 67, https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2013/2552, Anayasa Mahkemesi, Hüseyin Tunç Karlık and Zahide Şadan Karluk, Başvuru Numarası: 2013/6587, para 57, https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2013/6587.
[82] Anayasa Mahkemesi, Hüseyin Tunç Karlık, Zahide Şadan Karluk, Başvuru Numarası: 2013/6587, para 75.
[83] Anayasa Mahkemesi, Hüseyin Tunç Karlık, Zahide Şadan Karluk, Başvuru Numarası: 2013/6587, para 64,
Anayasa Mahkemesi, Ahmet Bilgin and Others, Başvuru Numarası: 2015/11709, para 53, https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2015/11709, (erişim: 14 Mart 2025). Anayasa Mahkemesi, Ahmet İsmail Onat, Başvuru Numarasır: 2013/6714, para 79-81, https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2013/6714, (erişim: 14 Mart 2025).
[84]Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği Ek-2, paragraf 13'e göre "Endüstriyel kaynak katkılarının değerlendirileceği yerlerde, en yakın yerleşim alanının rüzgar yönüne en az bir örnekleme noktası yerleştirilir. Arka plan konsantrasyonunun (temel seviyeler) bilinmediği alanlarda, hakim rüzgar yönüne ek bir örnekleme noktası yerleştirilmelidir. 2021 yılında Afşin C Santrali ÇED Raporu'na karşı açılan ve Kahramanmaraş İdare Mahkemesi'nde sonuçlanan davada sunulan bilirkişi raporunda, Afşin C Santrali çevresinde ÇED şirketi tarafından pasif difüzyon örneklemesi ile ölçülen SO2 seviyelerinin yaz ve kış aylarında aynı bulunması eleştirilmiş, iç mekan ısıtması için kömür kullanımı nedeniyle kış aylarında beklenen SO2 seviyelerinin daha yüksek olması gerektiğinden, ÇED'de yaz ve kış için aynı SO2 seviyesi inandırıcı bulunmamıştır. Mahkeme, bilirkişi raporunun bu görüşünü benimsemiş ve bu yöntemin bu ÇED'in amaçları doğrultusunda kabul edilebilir olup olmadığı konusunda soru işaretleri yaratmıştır. Kömür genişletme projesinin ÇED Raporunun 148 ve 149. sayfalarında, Tablo III 2.19.4 PM10 ölçüm sonuçlarının ortalamasını göstermektedir ve buna göre kış dönemi ölçümlerindeki PM10 oranı yaz dönemi PM10 ölçümünden daha düşük görünmektedir. SO2 için ise yaz dönemi ölçüm ortalaması (7.981) ile kış dönemi ölçüm ortalaması (8.089) birbirine yakındır.
[85] İlgili mektup metni için: https://www.hrw.org/sites/default/files/media_2025/07/Af%C5%9FinBel_30May2024_Redacted.pdf
[86] İlgili mektup metni için: https://www.hrw.org/sites/default/files/media_2025/07/%C3%87DGM_30May2024_Redacted.pdf
[87] İlgili mektup metni için: https://www.hrw.org/sites/default/files/media_2025/07/%C3%87DGM_BarisEcevitAkgun_30May2024_Redacted.pdf
[88] İlgili mektup metni için: HavaYonetimiDB_30May2024_Redacted.pdf
[89] İlgili mektup metni için: https://www.hrw.org/sites/default/files/media_2025/07/Kahramanmaras_IlCevre_30May2024_Redacted.pdf
[90] İlgili mektup metni için: CeliklerHoldingEnerjiGrubu_31May2024_Redacted.pdf
[91] İlgili mektup metni için: KanserDairesi_30May2024_Redacted.pdf
[92] İlgili mektup metni için: SaglikBak_CevreSaglik_30May2024_Redacted.pdf