Skip to main content
Kobane’nin güneyindeki bir çiftliğe düzenlenen saldırıda kullanılan ve Abdo ailesinden on kişinin ölümüne neden olan Türk menşeli bir insansız hava aracından atılan mühimmat enkazı, Mart 2025. © 2025 Özel

(Beyrut, 29 Mayıs 2025) – Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü), bugün yaptığı açıklamada, 16 Mart 2025’te Türkiye ya da Türkiye destekli Suriyeli gruplar tarafından düzenlenen bir insansız hava aracı saldırısında, yedi Kürt çocuk, bunların 18 yaşındaki ablaları ile anne ve babalarından müteşekkil bir ailenin yaşamını yitirdiğini bildirdi. Hayatını kaybedenlerin tamamının sivil olduğu anlaşılıyor. Saldırı sivillere verilenzararın en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin saldırganlar tarafından alınıp alınmadığı yönünde ciddi kaygılar doğuruyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika direktör yardımcısı Adam Coogle, “Civarda bir askeri hedef bulunsa bile, saldırının sorumluları sivillerin zarar görmemesi için azami çabayı göstermeliydi,” dedi ve ekledi: “Bir ailenin böylesine büyük bir yıkımın hedefi olması, saldırganların sivilleri korumaya yönelik yeterli önlemleri almadığını gösteriyor.”

Uluslararası hukuka aykırı olduğu yönünde ciddi şüpheler doğuran bu saldırı, yeni Suriye hükümetinin geçmişte ağır hak ihlallerinde bulunmuş grupları kendi yapısına dahil ettiği süreçte hak ihlallerinin sürdüğüne dair kaygıları artırıyor. Aynı zamanda Türkiye’nin bu gruplara sağladığı desteğin sürmesi de başka bir endişe kaynağı. Bu saldırı, Suriye’deki çatışmalarda sivillerin öldürülmeye devam ettiğine dair çarpıcı bir hatırlatma. .

10 Mart’ta Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şaraa ile Kürtlerin öncülük ettiği, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Abdi, bu güçlerin Suriye ordusuna katılmasını ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşünü düzenleyen bir anlaşma imzaladı.

16 Mart’ta, Kobanê’nin güneyinde, SDG’nin kontrolündeki köylerin yakınında yer alan bir çiftliğe insansız hava aracıyla Türk yapımı bir mühimmat atıldı; yukarıda anılan aile yaşamını bu saldırıda yitirdi. Söz konusu çiftlik, Türkiye’nin desteklediği Suriye Ulusal Ordusu (SNA) unsurlarının bir dönem kontrol ettiği bölgenin sınırına yakın bir noktada yer alıyor. Aile fertlerinden yalnızca 9 yaşındaki bir kız çocuğu hayatta kaldı. Geçici hükümetin savunma bakanlığına bağlanan eski SNA fraksiyonlarının birçoğu hâlen bölgede etkinliğini sürdürüyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, saldırı sonrasında yaşananlara tanıklık eden üç komşu, bir yerel insan hakları aktivisti ve çiftliğin sahibiyle görüştü. Araştırmacılar, patlama anı, yaralıların olay yerinden çıkarılması, tahribat, mühimmat kalıntıları ve kanlı giysiler gibi sahneleri içeren; bölge sakinleri tarafından sağlanmış ve çevrim içi olarak paylaşılmış 21 fotoğraf ve video kaydını inceledi.

Çiftliğin sahibi 33 yaşındaki Sheraz Qamislo, saldırıdan on gün önce, 44 yaşındaki Othman Abdo’yu Kobanê’nin 25 kilometre güneyindeki çiftliğinde çalışmak üzere yatılı bir tarım işçisi olarak işe aldığını söyledi. Qamislo, Abdo’nun Kürt silahlı gruplarla bilinen bir bağlantısı olmadığını belirtti.

Çiftliğin sahibi ile üç komşusu, çiftliğe 15 kilometre mesafede eski Suriye Ulusal Ordusu (SNA) unsurları ile Türk güçlerinin birlikte faaliyet gösterdiği bir askeri üs bulunduğunu belirttiler. İnsan Hakları İzleme Örgütü, söz konusu üssün tam konumunu doğrulayamadı.

Çiftlikle arasında bir tarla bulunan ve kuzey yönünde bir kilometre mesafede yaşayan Halim Ahmed, 16 Mart gecesi, saat 23:40 sularında askeri üs yönünden önce bir insansız hava aracı sesi, ardından da birkaç “şiddetli patlama” duyduğunu söyledi. “İki dakika sonra, çiftliğin yanındaki vadiye bir mühimmat isabet etti,” dedi.

Halim’in yanındaki binada yaşayan bir diğer komşu Aqeed Khashom da, askeri üs yönünden bir insansız hava aracı sesi ile topçu ateşi sandığı sesler duyduğunu, ardından çocuk çığlıklarının geldiğini söyledi. Topçu atışı ve SİHA saldırısının yaklaşık 15 dakika sürdüğünü belirtti.

Öcalan Ahmed adlı başka bir komşu, patlama sesleri duyduğunu ve çiftliğin alevler içinde kaldığını gördüğünü anlattı: “Birkaç dakika sonra, SİHA’nın vadiyi vurduğunu duydum ve ondan sonra artık hiçbir ses işitmedim.”

Bir komşunun, çiftlik yönünde yüksekçe bir noktadan çektiğini belirttiği video kaydında, araç farları, bir duman bulutu ve uzakta bir patlama görülüyor. Ayın şekli ve konumu saldırının zaman ve tarihiyle örtüşüyor.

Kısa bir süre sonra, çiftlik yönünden gelen motosikletli bir adam Halim ile Öcalan’ı can kayıplarından haberdar etmiş. Her ikisi de bu kişinin Abdo’nun ailesini ziyarete gelmiş komşulardan biri olduğunu, ancak onu şahsen tanımadıklarını belirtiyorlar.

Halim ile Öcalan hemen olay yerine koşmuşlar. Muhtemelen ilk saldırıdan kaçmaya çalışmış aileyi, evleriyle çiftlik binası arasındaki tarlada bulmuşlar. Aile bireylerinden yalnızca ikisi hayattaymış, ancak onlardan biri de daha sonra hastanede yaşamını yitirmiş. Khashom, “Bu bir katliamdı,” diyor.

Hayatını kaybedenler şunlardı: 44 yaşındaki Othman Berkel Abdo, 41 yaşındaki Ghazala Usman Abdo, 18 yaşındaki Ronida, 14 yaşındaki Ahin, 12 yaşındaki Dijla, 11 yaşındaki Dlovan, 7 yaşındaki Yasser, 5 yaşındaki Saleha, 4 yaşındaki Fawaz ve henüz 9 aylık Avista. Kurtulan tek kişi olan 9 yaşındaki Nareen’in bacağı, başı ve karnı şarapnel parçalarıyla yaralanmıştı.

Köylüler ve Kobaneliler, bir insansız hava aracı saldırısında hayatını kaybeden Abdo ailesinin on üyesini defnetmek için bir araya geldi, Mart 2025. © 2025 Özel

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün incelediği sekiz fotoğraf ve bir video kaydında, en az beş çocuğun, bir kadının ve Othman Abdo’ya benzeyen bir erkeğin kanlar içindeki cansız bedenleri görülüyor.

Ronida, 2024 yılının ortalarında, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt kolluk kuvvetleri olan Asayiş’e katılmıştı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün, olay yerinde çekilmiş mühimmat kalıntılarına ait bir videoda yaptığı inceleme, kalıntıların, insansız hava araçlarıyla atılan ve yarı aktif lazer arayıcıyla yönlendirilen Türk yapımı MAM-L tipi lazer güdümlü bombanın parçalarıyla uyumlu olduğunu ortaya koyuyor. Bu, bombayı yönlendiren operatörün saldırıyı gerçek zamanlı olarak izleyebildiğini gösteriyor. İncelenen hasar görüntüleri, mühimmat gövdesine yerleştirilmiş önceden şekillendirilmiş parçalara sahip bir mühimmatla uyumlu, düzenli parçalanma hasarı sergiliyor. Bunlar özellikle açık alandaki korumasız kişilere yönelik öldürücü etkiyi artırmak üzere tasarlanmış mühimmatlar.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, saldırının gerçekleştiği gece çiftlikte herhangi bir Kürt silahlı gücünün bulunup bulunmadığını doğrulayamadı. Qamislo, komşular ve yerel bir insan hakları aktivisti, Suriye Demokratik Güçleri’ne ait en yakın mevzinin 15 ila 20 kilometre mesafede olduğunu ve çiftlikte ne herhangi bir silahlı güce ne de karşı ateşe dair bir belirti görmediklerini ifade etti. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün incelediği fotoğraf ve videolarda, enkazın arasında ne askeri personel ne de askeri teçhizat ya da silah tespit edildi.

Uluslararası insancıl hukuk, sivilleri ya da sivil hedefleri doğrudan hedef alan, ayrım gözetmeyen ya da sivillere orantısız zarar veren saldırıları yasaklar. Siviller, doğrudan çatışmalara katılmadıkları sürece saldırılardan korunma hakkına sahiptir. Askerî operasyonlar sırasında, çatışan taraflar sivil halkı ve sivil yapıları çatışmaların etkilerinden korumak için sürekli olarak azami özen göstermek zorundadır. Taraflar, saldırı ya da savunma hâlinde mümkün olan her türlü önlemi alarak sivillere ve sivil yapılara verilecek zararı en aza indirmelidir. Hedefin askerî bir nitelik taşımadığı ya da saldırının sivillere orantısız zarar vereceği anlaşılırsa, bu saldırının iptal edilmesi ya da durdurulması gerekir.

Eğer saldırı Türk güçleri tarafından gerçekleştirilmişse, nihai sorumluluk Türkiye’dedir. Eğer saldırıyı eski Suriye Ulusal Ordusu (SNA) fraksiyonları düzenlediyse, bu fraksiyonları orduya entegre eden Suriye makamları, hem bu güçlerin gerçekleştirdiği ihlallerden hem de bu ihlallerin önlenmesi ve faillerinden hesap sorulmasından sorumludur. Türkiye’nin, hâlâ bazı eski SNA fraksiyonlarını denetlemeye devam ettiği, onlara silah, maaş, eğitim ve lojistik destek sağladığı göz önünde bulundurulduğunda, onun da bu ihlallerde sorumluluğu olabilir.

Türkiye ve Suriye geçiş yönetimi saldırıya dair tarafsız, kapsamlı ve şeffaf soruşturmalar yürütmelidir. Uluslararası hukuka aykırı saldırıların mağdurlarına tazminat ödenmeli ve sivillere yönelik can kaybını en aza indirmek için alınabilecek tüm makul önlemler hayata geçirilmelidir. Türkiye, hak ihlallerinde bulunan komutanlar ve gruplara verdiği desteği kesmeli ve mağdurların zararlarını tazmin ve telafi etmelidir.

Coogle, “Türkiye ve Suriye geçiş süreci yetkilileri, söz konusu saldırıya ilişkin tarafsız, kapsamlı ve şeffaf soruşturmalar yürütmelidir,” dedi ve ekledi: “Yetkililer, hukuka aykırı saldırıların mağdurlarının zararlarını tazmin ve telafi etmeli ve sivil can kayıplarını en aza indirmek için uygulanabilecek tüm önlemleri almalıdırlar.”

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country