Istanbul’daki onaltıncı Onur Yürüyüşü’nün bu seneki tarihi 1 Temmuz olarak belirlendi. İstanbul’daki lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel, interseks toplumu ve destekçileri haftaya yapılacak yürüyüş için hazırlıklara başlamış olsalar da yürümelerine izin verilip verilmeyeceği henüz netlik kazanmadı.
İstanbul Valiliği, 2015’ten bu yana güvenlik kaygılarını ve kamu düzenini koruma ihtiyacını gerekçe göstererek yürüyüşü yasaklıyor. Valilik, ayrıca, seçilen yerlerin toplantı ve gösteri yürüyüşleri için uygun olmadığı bahanesine de sığınıyor. Geçtiğimiz yıllarda tüm bu yasaklara rağmen toplanmaya çalışanlara, emniyet güçleri çok sert bir şekilde müdahale ederek, yürüyüşe katılanları göz altına almak ve dağıtmak için aşırı güç kullandı.
Kamu ahlakını ve toplumsal değerleri bahane gösteren aşırı sağcı ve milliyetçi gruplar da, LGBTİ bireylerin yürümesini engellemeye çalıştı. Yetkililer, garip bir şekilde, yürüyüşü yasaklamak için bu tür tehditleri de bahane olarak gösterdiler.
LGBTİ faaliyelerini ve etkinliklerini yasaklamak Türkiye’de rutin ve yaygın bir uygulama haline geliyor. İstanbul’daki Onur Yürüyüşü ve Trans Onur Yürüyüşü’nün yasaklanmasının ardından, Ankara Valiliği de Kasım 2017’de şehirdeki tüm LGBTİ etkinliklerini süresiz olarak yasaklamıştı. LGBTİ etkinlikleri Türkiye’nin birçok başka şehrinde de yasaklandı.
LGBTİ ve insan hakları aktivistleri hükümetin yasaklarına ve farklı grupların tehditlerine karşı çok sayıda suç duyurusunda bulundular. Türkiye’deki LGBTİ bireylerin ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerinin kısıtlanması, LGBTİ bireylerin temel insan haklarını ihlal etmekle kalmıyor, Türkiye’nin bu yöndeki uluslararası yükümlülüklerini ihlal ettiği anlamına da geliyor.
Türkiye, bir Avrupa Konseyi üyesi olarak, Komisyon’un cinsel yönelim veya toplumsal cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılıkla mücadeleye ilişkin standartlarına uymalıdır. 2010 yılında alınmış bir tavsiye kararı uyarınca, üye devletler, herkesin, cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelinde ayrımcılığa maruz kalmaksızın, toplanma özgürlüğü hakkını etkili bir şekilde kullanmasını sağlamalı. Aynı tavsiye kararına göre, hükümetler idari ve yasal düzenlemeleri istismar ederek, ifade ve barışçıl toplanma özgürlüklerini, kamu sağlığı, kamu ahlakı ve kamu düzeni gibi gerekçelerle kısıtlamamalı.
İstanbul Valiliği keyfi yasaklarını kaldırmalı ve bu seneki İstanbul Onur Yürüyüşü’nün gerçekleşmesine izin vermelidir. LGBTİ bireylerinin ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüklerini hiçbir ayrımcılığa maruz kalmaksızın özgürce kullanmalarını sağlamak, Türkiye’nin yükümlülüğüdür. Toplum düzenini sağlamak için görevlendirilen emniyet güçleri ise yürüyüşe katılanları korumak için orada bulunduklarını unutmamalıdır.
