(New York) – İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün bir açıklama yaparak yeni uydu görüntülerinin ve görgü tanıkları ifadelerinin Humus’un Baba Amr mahallesinin bombalanmasının geniç çaplı bir tahribat ve çok sayıda sivilin ölmesi ve ağır yaralanmasına yol açtığını ortaya koyduğunu söyledi. Örgüt, bombardıman nedeniyle hareket ve yardım çabalarının son derece kısıtlandığını ve binlerce sivilin en temel ihtiyaçlar maddelerine bile erişemediklerini ifade etti.
Yerel kaynaklar Suriye ordusunun Humus’s saldırıya başladığı 3 Şubat 2012’den bu yana yaklaşık 700 sivilin öldürüldüğünü ve binlercesinin ise yaralandığını belirtiyor. Silahlı muhalif unsurların gizlendiği Baba Amr mahallesindeki ölümlerin çoğu rasgele bombalamalar ve keskin nişancıların ateşleri sonucunda meydana geliyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü son iki hafta içinde şehirden kaçan 15 Humus sakini ile askeri saldırı sırasında Baba Amr’da bulunan iki uluslararası gazeteciyle görüştü.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu direktörü Sarah Leah Whitson “Bu yeni uydu görüntüleri ve görgü tanıklarının ifadeleri Baba Amr’da yapılan vahşetin boyutlarını ortaya seriyor. Bu öldürmelere rağmen Rusya ve Çin her türlü uluslararası eylemi engellemeye devam ediyor” dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Humus’un Baba Amr mahallesinin 25 Şubat’taki görüntüsünü içeren bu ticari uydu fotoğrafını edindi ve analiz etti. Fotoğrafın geniş açı görüntüsünde halkın yaşadığı bölgelerin kullanılan patlayıcı kara silahları nedeniyle ne denli zarar gördüğünü net bir biçimde ortaya koyuyor. Fotoğraf, yaklaşık dört ila altı hafta önce çekilen görüntülerden bu yana meydana gelen hasarı gösteriyor.
Analistler Baba Amr fotoğrafına belli özellikleri gösteren işaretler yerleştirdi:
- Kırmızı kareler yıkılmış ya da hasar görmüşbinaları gösteriyor
- Sarı kareler arazi ya da yollar gibi açık alanlardaki çarpmadan oluşan kraterleri gösteriyor.
Yollar ve tarla gibi açık alanlarda endirekt atış yapan silahların yol açtığı en az 950 krater görülebiliyor. Bu kraterlerin sayısı saldırıların sıklığını ve kaç top ve havan mermisi düştüğünü ortaya koyuyor. Mahallede 640 binada gözle görülür hasar var. Ancak binaların gördüğü hasar, uydu görüntülerine bakarak hafifmiş gibi algılanabilir çünkü uydu fotoğraflarında binaların yan taraflarında isabet eden patlayıcı silahların yaptığı zarar gözükmez.
Bu uydu fotoğrafının çekildiği 25 Şubat’tan beri Suriye ordusu Baba Amr’a saldırıyı yoğunlaştırdı. Medya kuruluşları Suriye ordusunun 29 Şubat’ta mahallede kara saldırısı başlattığını ve 1 Mart itibariyle kontrolü yeniden ele geçirdiğini bildiriyor.
Batılı bir gazeteci 6 Şubat’ta Baba Amr’da ziyaret ettiği derme çatma bir saha hastanesini şöyle anlattı:
Bir oda ve koridordan ibaretti. Bombardıman yüzünden bedenleri paramparça olmuş üç kişi vardı. On küsur yaralı vardı ama doktor yoktu; sadece yaralılara yardım etmeye çalışan iki hemşire vardı.Yardıma ihtiyaçları olduğunda yaralıların akrabaları yardım etmeye çalışıyordu. Aynı anda sadece iki kişiye bakabiliyorlardı.
Baba Amr Suriye hükümetine karşı protestoların başından beri muhalefetin kalesi durumunda. Geçen yıl boyunca güvenlik güçleri aktivist ve göstericileri yakalamak için Baba Amr’a defalarca saldırdılar. İnsan Hakları İzleme Örgütü silahlı muhalif grupların da bölgedeki güvenlik güçlerine, kontrol noktaları dahil, saldırdığını belgelemiştir. Bombardımanın başladığı Şubat ayı başlarından bu yana silahlı muhaliflerle hükümet güçleri arasında karşılıklı ateş açıldığına dair haberler çıktı. Tanıklar muhaliflerin küçük ve hafif silahlara sahip olduğunu söyledi.
Ancak, Baba Amr’da silahlı muhalif güçlerin bulunması ya da yaptıkları, meskun bir bölgeye yapılan ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün uydu görüntülerinin gösterdiği ve tanıkların ortaya koyduğu kapsam ve nitelikte bir saldırıyı hiçbir biçimde meşru kılmaz. Ne de Suriye hükümetinin Baba Amr’ı terk etmek isteyen siviller için güvenli bir koridor oluşturulmasını reddetmesini affettirebilir.
Batılı gazeteciler ve son dönemde Baba Amr’dan çevre ülkelere kaçan bölge sakinlerine göre mahallede birkaç bin kişi mahsur kalmış durumda ve iki haftadır su ve elektrikleri yok.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün görüştüğü tüm tanıklar bombardımanın her sabah yaklaşık 6:30 gibi başladığını ve gün batıncaya kadar devam ettiğini söylediler. Tanıklara göre bombardıman daha seyrek olmakla birlikte gece boyunca da sürüyormuş. Uluslararası bir gazeteci İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne 6 Şubat’ta iki saat içinde 200 patlama saydığını, bir diğer gazeteci ise 16 Şubat günü 15 dakikada 55 patlama duyduğunu ifade etti. Yaralıların toplanarak nakledilmesine yardım eden yerel bir gönüllü bombaların aynı yere üç beş dakika arayla düştüğünü söyledi.
Siviller ve silahlı direnişçilerin yaralı üyeleri İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne Baba Amr’ın birçok yönden bombalandığını anlattı: kuzeyde Askeri Kolej Kampüsü yönünden, doğuda Baas Universitesi yatakhaneleri yönünden, batıda Aysun köyü tarafından ve güneyde Humus’un güney banliyölerinden Çinçar’daki Hava Kuvvetleri Koleji yönünden ve Tadbur kavşağından.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün elde ettiği uydu görüntülerinde Baba Amr’ın hemen batısında, Aysun’a giden bir tali yolda konuşlanmış tanklar ve diğer zırhlı araçlar görünüyor. Ayrıca şehrin kuzeybatı girişindeki ana kavşakta tanklar, piyade muharebe araçları ve diğer askeri araçların varlığını da doğruluyor.
Bir diğer yakın plan görüntüde de birkaç büyük toz bulutu gözüküyor. Bunlar muhtemelen uydu fotoğrafı çekilmeden yaklaşık 10-15 dakika öncesinde yere düşen çok sayıda bomba yüzünden olmuştu. Resimde ayrıca çoğu ağır hasar görmüş binaların yanındaki araziler boyunca yüzlerce daha küçük krater de gözüküyor.
Patlayıcı silahların kullanılmasıyla ilgili fikir veren bir başka şey de mahallelinin çektiği videolarda gözüken çok sayıda patlamamış roket. Bu roketler arasında 122 mmlik howitzer ve 120 mmlik havan topları da bulunuyor.
Baba Amr’dan 24 Şubat’ta kaçan yaralı bir mahalleli bombardımanın şiddetini şöyle anlattı:
23 Şubat günü evde otururken sanki deprem olmuş gibi sallandık. Evden dışarı baktım ve benim yanımdaki binaya bir roketin isabet ettiğini gördüm, çatıyı tamamen yıkmıştı. Birkaç saniye sonra bir başka roket yine aynı binaya, bu defa ikinci kata geldi, ve birkaç saniye sonra gelen üçüncü roket emin ve birinci katı yıktı. Üç dört dakika içinde bina tamamen yıkıldı. Hemen dışarı çıkıp kurtulan var mı diye baktım. Bir kadını çekip çıkardım ama bacakları yoktu. Bacakları kopmuştu. Bir diğer yaralıyı çıkarmaya çalışırken sokağın karşı tarafındaki bir binaya roket isabet etti. Roketin şarapnelleri bacaklarımı ve boynumu yaraladı. Sahra hastanesine götürüldüm ama orada boynumdaki şarapneli çıkaramadılar. O yüzden de Lübnan’a yolladılar.
Yaralı bir silahlı direnişçi İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne “Bombardıman o kadar çok hasara sebep oldu ki bombalanan evlerde bulduğumuz herkesi parçalar halinde çıkardık. İnşaat’ta [Baba Amr’ın kuzeyinde bir mahalle] ikiye bölünmüş ve başı kayıp bir anne buldum. İki kızı da aynı durumdaydı” dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Suriye ordusunun Humus’ta Rus yapımı 240 mmlik havan topu sistemlerini kullandığını daha önce belgelemişti. Rusyanın silah ürün kataloğunda yazdığı üzere “tahkimatları tahrip etmek üzere” tasarlanmış bu sistemler, dünyanın en büyük yüksek patlayıcı gücü olan havan bombasını ateşliyor.
Baba Amr’dan yaralıları taşıyan Humus’tan bir doktor ve iki gönüllü İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne bombardımanda yaralananlardan birçoğunun gereken bakım yapılmadığı için öldüğünü söyledi.
Kendisi yaralanıp da Lübnan’a gidinceye kadar yaralıların taşınmasına yardım eden bir gönüllü İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne şunları anlattı:
Başlangıçta yaralıları Baba Amr’dan geceleri çıkarmayı becerebiliyorduk. Ama geçtiğimiz iki hafta bunu yapmak imkansız hale geldi. Yaralıları çıkarmaya çalıştığımız her seferinde en az iki üç kişi vuruluyor ya da ölüyordu.
Mahalleli 25 gün süren bombardımanın ardından bütün malzemenin azaldığını bildirdi. 24 Şubat’ta kaçan bir adam “Ekmeğimi, bebeler için sütümüz, benzin ve gazımız bitti. İnsanlar hasarlı binalarda ne bulursa onu kullanıyor, ısınmak için kapı ve diğer ahşap eşyayı yakıyor” dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne çağrıda bulunarak Suriye hükümetine şehirleri rasgele bombalamaktan vazgeçmesini ve insani yardımın ulaştırılmasına ve sivillerle yaralıların güvenli geçişine izin verilmesi talebinde bulunan bir kararı onaylamaları için ısrar etmektedir.
Rusya ve Çin, Başkan Beşar Esad’ın bu çağrıyı derhal dikkate almaması halinde Güvenlik Konseyi’nin daha fazla adım atmasına izin vereceklerini net bir biçimde dile getirmelidir. Alınacak tedbirler arasında ihlallere karışan yetkililere yönelik hedefli yaptırımlar, Suriye hükümetine silah ambargosu ve durumun Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne havale edilmesi de yer almalıdır.
BM İnsan Hakları Konseyi 1 Mart’taki acil oturum sırasında Suriye hükümetine sivillere saldırmayı sona erdirmesi ve BM ve insani yardım kurumlarının ülkeye girişine izin vermesi yönündeki çağrıyı büyük bir çoğunlukla kabul etti. Rusya, Çin ve Küba bu karar aleyhine oy verirken Hindistan çekimser kaldı. Bu arada Suriye ,BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Valerie Amos’un ülkeyi ziyaretine hala izin vermedi.
Whitson uydu fotoğrafları ve anlatılanların ortaya koyduklarıyla ilgili olarak “Baba Amr’da silahlı direnişçilerin bulunmasının, Suriye ordusunun ne mahalleyi tüm sakinlerinin başına yıkmasını ne de tıbbi bakım ve insani yardıma izin vermemesini meşru kılabilir” dedi.