(Berlin) – İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), Türkiye'nin Azerbaycanlı tanınmış bir bağımsız gazeteciyi kısa yoldan zorla geri göndermesinden sonra Azerbaycan tarafından tutuklanmasının uluslararası hukuku ihlal eder nitelikte koordineli bir operasyonun izlerini taşıdığını söyledi.
Türkiye uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerini ihlal ederek Rauf Mirgadirov'u bir avukatla görüşmesine ve hukuki temel koruma tedbirlerine erişimine izin vermeden Azerbaycan'a geri gönderdi. Azerbaycan ise Mirgadirov'u 19 Nisan 2014 günü Bakü Uluslararası Havaalanı'na varır varmaz gözaltına aldı. 21 Nisan'da Bakü Nasimi Bölge Mahkemesi hakkındaki casusluk suçlamalarına dair soruşturma sürerken üç ay tutukluluğuna karar verdi. Gözüpek bir haberci ve yorumcu olan Mirgadirov suçlu bulunduğu takdirde 10 yıl ila müebbet arasında hapis cezası ile karşı karşıya kalabilir.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Doğu direktör vekili Rachel Denber “Mirgadirov'un hukuk kurallarına aykırı biçimde Azerbaycan'a geri gönderilmesinde Türkiye ve Azerbaycan arasındaki işbirliği ihtimali derhal kapsamlı biçimde soruşturulmalıdır” dedi ve “Mirgadirov'un, hakkındaki suçlamalar hakkında yapılacak bağımsız bir inceleme sonuçlanıncaya kadar serbest bırakılması gerektiğini” belirtti.
Mirgadirov Ağustos 2010'dan beri bağımsız Azerbaycan gazeteleri Ayna ve Zerkalo'nun Ankara temsilcisi olarak ailesiyle birlikte Türkiye'de yaşamaktaydı. Yaptığı eleştirel habercilik yüzünden aldığı tehditler ve baskılardan kaygı duyan Mirgadirov 2010'da ailesiyle birlikte Azerbaycan'ı terk etti ama Türkiye'den sığınma talebinde bulunmadı.
Mirgadirov Azerbaycan ve Türkiye'deki siyasi gelişmeler ve temel insan hakları meseleleriyle ilgili haberler yapıyor ve sık sık her iki ülkede de giderek kötüleşen siyasi ve insan hakları durumunu eleştiriyordu. Son dönemde Azerbaycan'ın sekiz genç aktivisti gözaltına alarak yargılaması ve Türkiye hükümetinin YouTube'a erişimi engellemesini eleştiren çeşitli yorum yazıları yazdı. Gazeteciliğinin yanı sıra, Mirgadirov Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir türlü çözülemeyen Dağlık Karabağ meselesiyle ilgili “ikinci yol diplomasisi” yürütüyordu. Dağlık Karabağ, Azerbaycan'da etnik Ermeni nüfusun yoğun olduğu özerk bir bölge. Mirgadirov hükümet dışı kuruluşların düzenlediği ve çatışan tarafların halkları arasındaki diyalogu geliştirmeyi amaçlayan toplantılara katılıyordu.
Mirgadirov'un avukatı Fuad Agayev'in İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne anlattığına göre Mirgadirov ve aynı yayın kuruluşları için gazetecilik yapan eşi, 9 Nisan günü Ankara'daki Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'ne çağırıldı ve kendilerine herhangi bir açıklama yapılmadan akreditasyonları iptal edildiği bildirildi. Avukatı ve editörlerinin söylediğine göre Mirgadirov'un akreditasyonu 2014 yılı sonuna kadar geçerliydi. Mirgadirov ve eşine Türkiye'yi terk etmeleri için iki hafta süre verildi.
Mirgadirov'un akreditasyonunun Türkiye Başbakanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Bakü'de biraraya gelmesinden kısa bir süre sonra iptal edilmesi, Mirgadirov ve eşinin akreditasyonlarının iptalleri ve Mirgadirov'un sınır dışı edilmesinin bu toplantıyla bağlantılı olduğu ve tüm operasyonun iki ülke arasında koordineli bir şekilde yürütüldüğüne dair kaygılar uyandırıyor.
Türkiye makamları Mirgadirov'u 19 Nisan'da, ailesiyle birlikte Gürcistan'a gitmek üzere bindiği otobüste, bindikten kısa süre sonra gözaltına aldılar. Bu da Mirgadirov'un izlendiğini düşündürüyor. Türkiyeli yetkililer Mirgadirov'u ailesinden ayırarak Bakü'ye giden bir uçağa bindirdiler. Mirgadirov'un avukatıyla görüşmek için ısrarlı taleplerine rağmen ne avukatıyla görüşmesine izin verildi ne de kendisine başka bir avukat atandı. Türkiye makamları Mirgadirov'a sınır dışı edilme sebebini açıklamadılar ve bu karara itiraz etme hakkı da tanınmadı. Mirgadirov Bakü'ye vardığında Azerbaycan Milli Güvenlik Bakanlığı yetkililerince gözaltına alındı ve hala tutuklu bulunuyor.
Denber “Türkiye makamlarının büyük bir yüzsüzlükle Mirgadov'u sebepsiz yere yakalayarak kanunsuz biçimde Azerbaycan'a geri gönderdiğini” söyledi ve “Pervasızca yapılan bu ihlaller soruşturulmalı ve sorumlulardan hesap sorulmalıdır” dedi.
Hem Azerbaycan'ın hem Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi (AİHS) uyarınca, bir ülkede kurallara uygun olarak ikamet eden bir yabancı “yasaya uygun şekilde verilmiş bir kararın uygulanması” dışında sınır dışı edilemez ve sınır dışı edilmeye karşı asgari hukuki koruyucu tedbirlerine hakkı vardır (Ek Protokol 7, Madde 1). Bu tedbirler arasında sınır dışı edilmesine karşı gerekçeleri öne sürebilmesi, durumunu yeniden inceletmeye ve bu amaçlarla hukuki temsilci edinmesi yer alır.
Bu tür koruyucu tedbirlerin esas amaçları arasında işkence ve kötü muamele yasağı, keyfi gözaltı veya adil yargılanma hakkının alenen inkar edilmesi gibi diğer insan hakları tedbirlerinin ihlaliyle sonuçlanacak sınır dışıları önlemek bulunur. Aynı şekilde etkin hukuk yollarına başvuru hakkının sağlanması şartı (Madde 13) sınır dışı ile karşı karşıya olan kişilerin, sınır dışı işlemi Avrupa Sözleşmesi'ne aykırı biçimde, kişiyi yasaklı muameleye uğrama riskiyle karşı karşıya getireceği için, bu karar uygulanmadan önce karara itiraz edebilmesinin sağlanması gereğini düzenler.
Mirgadirov vakasında adil yargı garantilerin hiç biri yerine getirilmemiş, bu sebeple bu sınır dışı işlemi Türkiye'nin yükümlülüklerine aykırı olarak gerçekleşmiştir. Mirgadirov'un sınır dışı edilmesiyle diğer bazı hakları da tehlikeye atılmışıtr.
Örneğin Azerbaycan'ın hükümet karşıtı olarak algılanan faaliyetlerle suçlanan tutuklulara, genellikle ifade elde etmek için işkence ve kötü muamele yaptığına dair bilgiler mevcut. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Mirgadirov'u keyfi gözaltına alıp Azerbaycan'a geri gönderen Türkiye'nin, Mirgadirov'un Azerbaycan'a geri gönderilmesinin, hiç kimsenin ciddi bir işkence ve kötü muameleye uğrama riskiyle karşı karşıya kalacağı bir ülkeye kesinlikle geri gönderilmemesi gerektiğine dair yükümlülüğünü ihlal edip etmeyeceğini değerlendirmekle sorumlu olduğunu söyledi.
Mirgadirov'un avukatı İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne, Mirgadirov'a yöneltilen casusluk suçlamalarının 2008 ve 2009'da Ermenistan, Gürcistan ve Türkiye'ye yaptığı seyahatlerden kaynaklandığını söyledi. Yetkililer Ermeni güvenlik güçleriyle buluştuğunu ve onlara Azerbaycan'daki sosyo-politik ve askeri durumla ilgili bilgi ve fotoğraflar verdiğini ve bunların devlet sırrı olduğunu iddia ediyor.
Mirgadirov'un avukatına göre 21 Nisan'daki tutuklama duruşmasında savcılık bu iddiaları destekler herhangi bir kanıt sunmadığı gibi tutukluluğun gerekliliğine dair de bir gerekçe öne sürmedi ve mahkeme başkanı avukatın bu konularla ilgili itirazını reddetti. Agayev İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne Mirgadirov'un bu suçlamaların uydurma olduğunu ve asıl amacın ülkedeki diğer insan hakları aktivistleri ve gazetecileri sindirmek olduğuna inandığını söyledi. Mirgadirov uluslararası kuruluşların Ermenistan'da düzenlediği toplantılara katıldığını ve buralarda Azerbaycan sivil toplum gruplarını temsil ettiğini ve ülkesinin çıkarlarını dile getirdiğini kabul etti ama bu toplantılara katılmasının meşru olduğunu vurguladı.
Mirgadirov'un tutuklanması Azerbaycan'ın Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi dönüşümlü başkanlığını devralmasından birkaç hafta öncesinde gerçekleşti. Ocak 2001'de Avrupa'nın en önemli insan hakları organına katıldığından beri Azerbaycan katılımla yükümlülük altına girdiği taahhütlerin birçoğunu karşılayamadı. Sadece geçen yıl, Azerbaycan makamları uydurma veya siyasi temelli suçlamalarla düzinelerce siyasi aktivisti, blog yazarını ve başkalarını gözaltına aldı – bunun hükümeti eleştirenleri susturmak için planlı bir çaba olduğu anlaşılıyor. En az dokuz gazeteci ve dört Facebook aktivisti çeşitli uydurma suçlamalarla hapiste tutuluyor.
Denber “Mirgadirov'un gözaltına alındığı bağlam ve zamanlamaya bakıldığında, hakkındaki yürütülen davanın siyasi sebeplerle yürütüldüğü ve açıkça dile getirdiği görüşleri yüzünden cezalandırılmasının ve diğerlerine de farklı görüşlere tahammül edilmeyeceği mesajının verilmesinin amaçlandığı anlaşılıyor. Avrupa Konseyi ve üye ülkelerin Azerbaycan'a Mirgadirov'un, hakkındaki suçlamaların yeniden incelenmesi tamamlanıncaya kadar serbest bırakılması için çağrıda bulunması ve Azerbaycan ve Türkiye'ye haklarla ilgili yükümlülüklerine uygun davranması için baskı yapması gerekiyor” dedi.