(New York) – İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yaptığı açıklamada Suriye’de savaşan silahlı muhalif grupların çocukları savaş ve diğer askeri amaçlarla kullandığını açıkladı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, kimisi henüz ancak 14 yaşında olan çocukların en az üç muhalif birliğinde silah ve teçhizat taşımak ve gözcülük yapmak suretiyle hizmet verdiğini, en gençleri daha 16 yaşında olan çocukların da silah taşıdığını ve hükümet güçlerine karşı savaşçı olarak görev yaptığını ortaya çıkardı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, muhalefet komutanlarının bu uygulamayı sona erdireceklerine dair taahhütlerini beyan etmeleri ve 18 yaşından küçüklerin –gönüllü olsalar dahi – askeri amaçla kullanılmasını yasaklamaları gerektiğini söyledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Humus, Dara ve Türkiye sınırı yakınındaki İdlib’e bağlı küçük bir kasaba olan Harbatil Cevz’de silahlı muhaliflerle birlikte çalıştıklarını söyleyen yaşları 14 ila 16 arasında beş erkek çocukla görüştü. Bu çocuklardan yaşları 16 olan üçü silah taşıdıklarını belirttiler. Aralarından biri askeri eğitim aldığından ve saldırı görevlerine katıldığından söz etti. Çocuklardan yaşları 14 ve 15 olan diğer ikisi de, öteki çocuklarla birlikte keşif yapmak veya silah ve malzeme taşımak suretiyle muhalif birliklere destek olduklarını söylediler. Buna ek olarak, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün görüştüğü üç Suriyeli aile 18 yaşından küçük oğullarının savaşmak üzere Suriye’de kaldığını anlattı.
İnsan hakları İzleme Örgütü çocuk hakları araştırmacısı Priyanka Motaparthy, “Bütün gözler çocukları tehlikeye atmak yerine, onları kurşunlardan ve bombalardan korumaya çalıştıklarını kanıtlamaları için Suriye muhalefetinin üzerinde. Muhalif ordu komutanlarının çocukları korumak için yapabileceği en iyi şeylerden biri, askeri kuvvetlerinde çocukların kullanılmayacağına dair kesin, açık bir taahhütte bulunması ve çocukların muharip olarak kaydedilmesine izin vermeden önce yaşlarını teyid etmesi olacaktır” dedi.
Görüşülen çocuklardan bazıları, kardeşleri veya aile bireyleriyle birlikte çarpışmak için gönüllü olduklarını belirttiler. Görüşme yapılan kimileri ise, muhalif askerlerin kendilerinden katılmalarını istediğini ifade etti. Her halükarda, Suriye’nin 2003 yılında taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne Ek Çocukların Silahlı Çatışmalara Katılmaları İle İlgili İhtiyari Protokolü, “Bir Devletin silahlı kuvvetleri dışında kalan silahlı gruplar, hiçbir koşul altında, muhasamatta 18 yaşın altındaki şahısları silah altına almamalı ve kullanmamalıdır” demektedir.
Suriyeli muhalif bir izleme grubu olan Suriye İhlalleri Belgeleme Merkezi, ÖSO’nda savaşmış en az 17 çocuğun öldüğünü belgelemiştir. Daha birçoğu da ağır yaralanmış ve bazıları kalıcı şekilde sakat kalmıştır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, silahlı muhalif grupların insan haklarına ve uluslararası insancıl hukuka riayeti destekleyen davranış kurallarını benimsemesi ve uygulaması yönünde devam eden girişimlerin, çocukların silahlı çatışmalara katılmaması gerektiğini açıkça ortaya koyan hükümler içermesi gerektiğini söyledi.
Humus, Halidiye’den 16 yaşındaki “Majid”, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, Suriye’deki çarpışma görevlerine katıldığını anlattı. “Kalaşnikov taşıyordum… [onları] yakalamak ve silahlarını almak için … kontrol noktalarına ateş açardım.” Majid, 2,000’den fazla savaşçısı olduğunu söylediği taburunun, kendisine çarpışma eğitimi verdiğini de ekledi. “Bize nasıl ateş edileceğini, bir silahı nasıl söküp takacağımızı ve nasıl hedef alacağımızı öğrettiler.” İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne söylediğine göre, Majid ağabeyi ve diğer akrabalarıyla birlikte gönüllü olmuş.
Aslen Daralı olup halen Ürdün’de yaşayan, her ikisi de 16 yaşındaki“Haitam” ve “Qassim”, İnsan hakları İzleme Örgütü’ne, yerel bir tabura gönüllü olarak katıldıklarını ancak saldırılara katılmadıklarını ve eğitim almadıklarını anlattılar. Qassim Özgür Suriye Ordusu’na ilişkin olarak “ÖSO sadece bize silah verdi, eğitim filan olmadı” dedi. “Kalaşnikovlarımız vardı ama sadece 30 mermimiz bulunuyordu. Birisi geldiğinde diğerlerine haber veriyorduk… [Ama] çok genç olduğumuz için göreve çıkmıyorduk.”
Haitham İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne “[ÖSO] 16 yaş ve üstündekileri kabul ediyor” dedi. “[çarpışmalarda galip gelmek yönünde] büyük baskı altındalar.” Humuslu Majid de, ÖSO’nun yaşına bakmaksızın çocukları kabul ettiğini belirtti. “Nasıl bir iş yapacağın sana kalmış birşey. Eğer gözüpek biriysen seni kontrol noktalarında çatışmaya gönderirler.” Birkaç ay çatışmalarda görev almasına rağmen, komutanlarının nihayet ona yaşı nedeniyle birlikten ayrılmasını söylediğini de ekleyerek, “Yaşı daha büyükler olanlara ihtiyacımız var, dediler – sen çok küçüksün” dedi.
14 yaşındaki “Raed” İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne Türkiye sınırındaki Harbetil Cevz’deki muhalif savaşçılara silah, gıda ve benzer malzemeler taşıdığını anlattı. Suriye’nin kuzeyindeki kasabaları saldırıya uğrayınca, Raed ve erkek kardeşi sınırda kamp kurmuşlar. Raed İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, savaşçıların kendilerinden sınırdan malzeme taşıyarak onlara yardım etmelerini istediğini anlattı:
ÖSO’na … Türkiye’den malzeme, silah… getirerek yardım ediyorduk. Mermi ve Russiyet [Kalaşnikovlar] taşıyorduk. Bütün çocuklar böyle yardım ediyordu. 14-18 yaşları arasında 10 erkek çocuktuk. Ben ÖSO’dakileri tanıyorum, onlar benden böyle bir yardım istedi. Bunu dört beş ay kadar yaptım.
2012 Haziran ayında, hükümet güçleri Raed ve kardeşinin bir grup ÖSO savaşçısı yakınlarında uyumakta olduğu bir sırada, sınır bölgesine ateş açtı. Raed İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne olanları şöyle anlattı: “Dedem ve ninem evdeydi, ama biz ÖSO ile birlikte sınırda uyuyorduk. O gün ilk kez sınırda uyumuştum. Vurulduğum sırada koşuyordum ve sırtımdan vuruldum. Ordu yaklaşık 100 metre uzağımdaydı”. Raed Türkiye’de tıbbi tedavi gördü ancak aldığı yara kalıcı biçimde sakatlanmasına sebep oldu. “Kurşun sinirlerime denk gelmiş. Bacağımı hissediyorum ama kıpırdatamıyorum. Dört ameliyat geçirdim, üç ameliyat daha kaldı… Bir daha yürüyüp yürüyemeyeceğimi bilmiyorum.”
15 yaşındaki “Karim” İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, Haziran ya da Temmuz ayında Humus’tan ayrılmadan önce arkadaşlarıyla birlikte Özgür Suriye Ordusu’na gözcülük yapmak için ağaçlara tırmandıklarını söyledi. “Aşağıdaki durumu görmek için orada saklanırdım. ÖSO’na böyle yardım ediyorduk.”
Uluslararası hukuk birebir çarpışmalara katılma yaşını 18 olarak belirlemektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma Tüzüğü uyarınca, silahlı kuvvetlerin ya da grupların 15 yaşından küçük çocukları askere almaları ya da kaydetmeleri, ya da onları “çarpışmalara aktif şekilde katılmak üzere” kullanmaları savaş suçudur. Tüzüğün tanımlayıcı yorumlarına göre, çatışmalara aktif katılım yalnızca çocukların çarpışmalarda doğrudan yer almasıyla sınırlı değildir; gözcülük, casusluk, sabotaj yapmak ve çocukların yem, kurye olarak ya da askeri kontrol noktalarında görevlendirilmesi gibi, çarpışmalarla bağlantılı fiilleri de kapsamaktadır. Aktif katılım yasağı, çocukların, cepheye malzeme taşınması gibi “doğrudan” destek işlevlerinde kullanılmasını daiçerir.
Birleşmiş Milletler Suriye Araştırma Komisyonu, Ağustos ayında yayınladığı raporda “18 yaşından küçük çocukların Hükümet karşıtı silahlı gruplar için savaştığı ve yardımcı roller üstlendiği yönündeki ihbarları kaygıyla kaydetmişti”. Buna ek olarak, raporda “Albay Riad al-Asaad çocukların çatışmalarda kullanılmayacağına dair bir ÖSO ilkesinin yürürlükte olduğuna dair Komisyona güvence vermiştir. Ne var ki, ÖSO ve diğer hükümet karşıtı silahlı grupların bu ilkeye muntazaman riayet etmediğiizlenimini uyandıran kanıtlar bulunmaktadır” denmektedir.
Motaparthy “Çocuklar çarpışmak için gönüllü olsalar bile, komutanların onları korumak için bunu reddetme sorumluluğu bulunmaktadır” diyerek “Çocukların kendilerinden yaşça büyük akraba ve arkadaşlarından kolaylıkla etkilendiklerini, ancak silahlı çatışmalara katılmalarının onların öldürülme, kalıcı şekilde sakatlanma veya ağır derecede travma geçirmelerine sebep olacağını” söyledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, muhalif grupları finanse eden veya onlara silah sağlayan ülkelerin, ÖSO’nu, 18 yaşından küçüklerin ister aktif savaşçı ister destek gücü olarak askeri amaçlarla kullanılmasını yasaklaması yönünde zorlaması gerektiğini bildirdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, komşu ülkelerdeki mülteci erkek çocukların askere alınma ve katılma konusunda savunmasız kaldıklarını tesbit etti. Suriyeli mültecilerle yapılan üç farklı grup görüşmesinde, aralarında izinli ÖSO savaşçılarının da olduğu yetişkin erkekler, gruptaki çocuklara hangi orduyu desteklediklerini sordular ve İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne silah taşıyan ya da ÖSO’nun savaş sloganlarını atan çocukların yer aldığı fotoğraf ve videolar gösterdiler. İnsan Hakları İzleme Örgütü mültecilerle görüşmelerinde en az iki kez erkeklerin erkek çocuklarını silahlı muhalefete katılmaya teşvik ettiklerine tanık oldu. İnsan Hakları İzleme Örgütü ayrıca, ÖSO tugaylarına ait Facebook sayfalarında ya da YouTube kanallarında, “şehit” olmuş eski çocuk askerlerin tanıtıldığı veya şehit olmayı ümit ettiklerini söyleyen çocukların yer aldığı birtakım YouTube videolarını da inceledi.
Motaparthy “Erkeklerin, çocukları ÖSO’nu desteklemeleri ve kavgaya katılmaları için teşvik ettiklerini izledik. Özellikle de yaşça daha büyük aile üyeleri silahlı muhalif gruplarda savaşıyorsa ya da rejim güçleri tarafından öldürülmüşse, çocuklar hatta kimi zaman çok küçük yaştakiler, silahlanarak karşılık vermeleri yönünde baskıyla karşı karşıya kalabiliyor” dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün görüştüğü, silahlı muhalif gruplarda görev yapmış çocuklar, Suriye nüfusunun özellikle savunmasız kesimlerinden geliyorlar. Görüşülen beş çocuktan üçü okuma bilmediğini söyledi; dördü ÖSO faaliyetlerine katılmaları öncesinde tam zamanlı işlerde çalışıyorlardı. ÖSO'na katıldıkları sırada aralarından hiçbiri okula gitmiyordu, zira eskiden okula devam edenler bile mahallelerindeki okullar kapandığı ya da aileleri güvenlik riskinin çok büyük olduğunu düşündükleri için artık okula gitmeyi vbırakmıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Suriye’nin dışında görüştüğü erkek çocuklarından bazıları, Suriye’yi sırf kadın akrabalarını güvenli bir yere getirebilmek amacıyla terkettiklerini söylerken, diğerleri geçici olarak ayrıldıklarını ama geri dönmeyi planladıklarını söyledi. Majid yaşı yüzünden taburundan gönderilmiş olmakla birlikte, Ürdün’e geliş sebebinin ailesinin kadın üyelerini oraya getirip bırakmak olduğunu söyledi. Bir arkadaşıyla birlikte Dara’ya geri giderek başka bir birliğe kaydolmayı planlıyordu. “Belki orada durum değişir ve [ve beni kabul ederler]” dedi.
Haitham ve Qassim de Suriye’ye dönerek savaşmaya devam etmeyi planladıklarını söylediler. “[Birliğimde] silah sıkıntısı yaşanıyordu” diyen Qassim, “Artık daha çok silahları olduğunu söyleyip beni çağırmalarını bekliyorum, o zaman geri gideceğim” dedi. Raed ağabeyi ile birlikte Türkiye’deki bir mülteci kampına ulaşana kadar ailelerine eşlik ettiklerini, ama sonra Suriye’ye dönüp ÖSO’na katıldıklarını ve bacağından vuruluncaya kadar da onlarla çalıştığını söyledi.
Ürdün’deki Suriyeli mültecilerle çalışan uluslararası bir kurumun temsilcisi, “ÖSO'nun [Zaatari] kampına gelerek orada bulunanlara başkaları Suriye’de savaşırken kampta kalmanın kabul edilemez olduğu mesajını yaydığını” söyledi. Suriyeli mültecilere ev sahipiliği yapan yörelerdeki okullara gitmelerine imkan verilmesine ve mülteci kamplarında da okullar açılmış olmasına rağmen, öğrenciler için yer halen kısıtlı.
“Yaşı daha büyük olan çok sayıda çocuk okula gitmemeyi tercih ediyor” diye konuşan Motaparthy, “Suriye’de iki öğrenim yılı gibi bir kayıpları oldu ve simdi de okula gitmenin artık bir faydası kalmadığını söylüyorlar. Mültecilerle çalışan insanı yardım grupları kamplarda ve yerel halk arasında yaşayan çocukların askere alınmasını önlemek ve tüm çocukların eğitime erişebilmesini sağlamak için çabalamalıdır” dedi.