Skip to main content

Türkiye: Trans hakları savunucularına karşı yapılan suçlamalar kaldırılmalı

Polis tarafından saldırıya uğrayan beş aktivist, polise mukavemet etmekle suçlanıyor

Beş insan hakları örgütü bugün Ankara Savcılğı'nın Ankara'da, polisin beş trans aktiviste saldırmasını soruşturup aktivistlere karşı yapılan tüm suçlamaların düşürülmesi gerektiğini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı'na yazdıkları mektupta örgütler, "saldırıyı yapan polis memurları sorumlu tutulmalı," dedi ve "trans bireylere karşı uygulanan şiddete son verilmeli," çağrısında bulundu.

17 Mayıs 2010'da Ankara merkezli trans hakları örgütü Pembe Hayat'tan beş aktivist polis tarafından keyfi olarak gözaltına alınmış ve dövülmüştü. Türkiye'de aşina olunan bir şekilde bu beş kişi, bulundukları kötü muamele şikayeti sonucu henüz hukuki bir cevap alamadan hızlı bir şekilde polise mukavemet iddiası mahkemeye taşındı. Mahkeme 21 Ekim'de görülecek ve trans aktivistler mahkûm olurlarsa üç yıla kadar hapis cezasıyla karşılaşabilecekler.

Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Koordinatörü Hossein Alizadeh "Polis, trans bireyler ile savunucularına saldırmayı bırakmalı, onları korumalıdır. Polis suçun failine dönüştüğünde resmi bir duyarsızlık trans bireylere karşı girişilen saldırılara göz yumuyor" diyor.

İçişleri ve Adalet Bakanlarına yazılan mektubun altında imzası bulunan örgütler şöyle sıralanıyor: Uluslararası Gey ve Lezbiyen İnsan Hakları Komisyonu (IGLHRC), İnsan Hakları İzleme Örgütü, COC Hollanda, Küresel Trans Hakları Savunucuları Birliği (GATE), ve Uluslararası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans & Intersex Birliği Avrupa Bölümü (ILGA-Europe).

17 Mayıs gecesi saat 22.30'da Esat Karakolu'ndan dört polis memuru aktivistlerin kullandığı arabayı durdurup, seks işçiliği yapma niyetine sahip olmakla suçladı. Yeşim (Duru) Tatlıoğlu, Buse (Bülent) Kılıçkaya, Türkan (Deniz) Küçükkoçak, Selay (Derya) Tunç ve Eser (Nehir) Ulus adındaki kadınlar yardım istemek için telefon ettikten sonra 25 yerel insan hakları savunucusu olay yerine geldi. Polis beş aktivisti zorla arabadan çıkardı, coplarla dövdü, tekmeledi ve biber gazı sıktı. Tanıklar insan hakları örgütlerine, polisin aktivistlere "İbneler, bir dahaki sefere sizi öldüreceğiz" diye bağırdığını anlattı.

"Küresel Trans Hakları Savunucuları Birliği (GATE) örgütü eşbaşkanı Mauro Cabral şöyle dedi: "Türkiye hükümeti biz transları suçlulara dönüştürüyor, bunun var olmamız dışında hiçbir nedeni yok. Türkiye'de trans olmak, sırf varoluşumuz yüzünden yargılanmak ve mahkum edilmek anlamına geliyor. Biz suçun ta kendisiyiz: Devlet bizi koruması gerekirken taciz ediyor ve kanunun dışında yaşamaya zorluyor."

Polis kadınları kelepçeledi, zorla diz çöktürdü, kafalarına ve ayaklarına vurdu, bu arada bir polis memuru yaptıkları dernek çalışmalarının onları korumayacağını söyledi. Görünür bir şekilde darbe alan beş kadın zorla bir polis minibüsüne bindirildi ve karakola götürüldü. Polis onları ertesi sabaha kadar gözaltında tuttu. 18 Haziran 2010'da resmi bir şekilde suçlandılar.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel Hakları programı yöneticisi Borris Dittrich "Böyle net bir ayrımcılık durumunda adalet sistemi kurbanlara saldırgan gibi muamele ediyor. Türkiye'nin halkın tümünü korumaya hazır bir polis kurumuna ihtiyacı var, buna trans bireyler de dahil" dedi.

Mektuplarında insan hakları grupları, bu olayların Türkiye'deki trans bireylere uygulanan daha büyük çaptaki şiddet ve ayrımcılığın bir parçası olduğuna dikkat çekiyor. Örgütler hükümetten Kabahatler Kanunu (5326 sayılı) gibi trans bireylere karşı uygulanan şiddeti kolaylaştıran yasaların kaldırılmasını ve yerlerine ayrımcılık karşıtı etkili yasal korumalar getirilmesini istiyor.

COC Hollanda yönetici müdürü Koen van Dijk "Avrupa Birliği'nin bir üyesi olmaya çalışan bir ülkedeki dizginlenemeyen transfobiye karşı öfke doluyuz ve cezası verilmemiş, tekrar eden cinayetleri ve trans nüfusun taciz edilmesini kabul edemeyiz. Türkiye, trans nüfusun da dahil olduğu, halkın tümüne karşı yeterli koruma sağlama konusundaki ulusal zorunluluklarını yerine getirmelidir" dedi.

Türkiye'de sadece son 20 ayda dokuz trans birey öldürüldü. Son cinayet 19 Eylül'de, İrem Okan (Mesut Saban) adlı 28 yaşındaki transkadının ölümüne bıçaklanmasıyla işlendi. 16 Şubat'ta İstanbul'un Fatih bölgesinde kimliği belirlenemeyen bir kişi Aycan (Fevzi) Yener'i 17 kez bıçakladı ve boğazını kesti. 8 Şubat tarihinde kimliği belirlenemeyen bir kişi 35 yaşındaki Derya Y'yi Antalya'nın Altındağ bölgesindeki evinde bıçaklayarak öldürdü.

ILGA-Europe Genel Müdürü Evelyne Paradis şöyle dedi: "Türkiye trans nüfusun şartlarını iyileştirmeli ve hayatlarını korumak için bir strateji geliştirmeli. Polis gücü şu an devam eden görevi kötüye kullanımların üzerine düşmeli ve bunun yerine saldırıya açık gruplarla çalışma konusunda bir kültür oluşturmalı."

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country
Topic