Skip to main content

Türkiye: Onur Yürüyüşlerine Kitlesel Gözaltı

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Özgürlüğü Hakkına Dair Mahkeme Kararları ile Çelişen Yasaklar

İstanbul'daki tüm Onur haftası etkinliklerinin yasaklanmasına ve polisin gözaltı uygulamalarına meydan okuyan aktivistler Taksim yakınlarında Nişantaşı mahallesinin arka sokaklarında toplandı. İstanbul, 25 Haziran 2023.  © 2023 Deniz Bayram/İnsan Hakları İzleme Örgütü

(İstanbul, 27  Haziran 2023)  İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yaptığı açıklamada, İstanbul`da aktivistlerin 25 Haziran 2023 tarihinde kararlı ve yaratıcı çabalarla gerçekleştirdiği Onur Yürüyüşü'ne polisin şiddet kullanarak müdahale ettiğini ve 113 kişiyi gözaltına aldığını belirtti. İnsan Hakları İzleme Örgütü  açıklamasında, Onur yürüyüşünün de kentteki diğer tüm Onur haftası etkinlikleri gibi üst üste dokuz yıldır yasaklandığını, İstanbul Valisi'nin sosyal medyada "aile kurumunu tehdit eden" etkinliklere izin verilmeyeceği yönünde açıklamalarda bulunduğunu ifade etti. Onur haftası etkinlikleri ve Onur Yürüyüşü`nün de yasaklandığı İzmir`de ise polis en az 52 kişiyi gözaltına aldı. İstanbul'da gözaltına alınan 5 yabancı uyruklu kişi hariç herkes serbest bırakıldı. Yabancı uyruklu kişilerin akıbeti henüz belirsiz.

Onur haftası yasakları, Mayıs 2023 seçimleri etrafında Recep Tayyip Erdoğan hükümeti tarafından şekillendirilen LGBT karşıtı nefret söyleminin yoğunlaşmasının ardından geldi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, "Onur haftası etkinliklerinin yasaklanması, yürümeye teşebbüs ettikleri için gözaltına alınmaları insanların barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğünün açık ihlali olmakla birlikte Türkiye`de hükümetin LGBT`lere karşı yürüttüğü aşağılama ve nefret dilini içeren kampanyanın kanıtlarından biri " dedi ve ekledi: "Türkiye, Onur Yürüyüşü aktivistlerini gözaltına almayı, soruşturmayı ve yargılamayı bırakmalı, hala gözetim altında olan yabancı uyruklu kişiler serbest bırakılmalı, Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri ve kendi yasaları doğrultusunda barışçıl protesto için temel hakların kullanımı güvence altına almalıdır.`  

Türkiye'deki kamu otoriteleri ülke genelinde Onur Yürüyüşleri ve Onur Haftası etkinliklerini kapsamlı bir şekilde yasaklamış olsa da, son yargı kararları bu idari kararların hukuka aykırı olduğunu tespit etmiştir. Son üç yılda, İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin ve Adana'da sekiz idare mahkemesi, Onur Yürüyüşlerinin ve Onur Haftası etkinliklerinin kamu makamları tarafından açık, somut ve yakın bir tehlikenin varlığına dair kanıt ve gerekçe olmaksızın yasaklanmasının Türkiye anayasasının ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlali anlamına geldiğine karar vermiş ve yasak kararlarını iptal etmiştir, İnsan Hakları İzleme Örgütü bu kararları incelemiştir.

Mahkeme kararları etkinlikleri yasaklama kararlarının uygulanmasından sonra verildiği için, geç verilen mahkeme kararları LGBT bireylerin toplanma ve gösteri yürüyüşü haklarını kullanmaları için yeterli olmamaktadır. Kamu makamları ise mahkemelerin kararlarını göz ardı etmektedir. Yaklaşık iki yıl süren bir yargılamanın ardından Haziran ayında İstanbul bölge adliye mahkemesi, 2021 yılında İstanbul Onur Yürüyüşü'nde gözaltına alınan, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununu (2911 sayılı Kanun) ihlal iddiası ile yargılanan 19 kişinin beraatini onadı.

2022'de İstanbul Onur Yürüyüşü için toplanmaya çalışan 373 kişinin toplu olarak gözaltına alınmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, altı ay sonra haklarında takipsizlik kararı verdi.

Mart ayında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye'nin toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kısıtlamasıyla ilgili Oya Ataman dava grubu hakkında bir ara karar yayınladı. Komite, 15 yılı aşkın bir süre boyunca Türkiye'deki toplantı ve gösteri yürüyüşlerine orantısız müdahaleye ilişkin olarak AİHM'e yapılan 70'ten fazla başvuruyu incelemiş ve Türkiye hükümetine, 2911 sayılı yasayı Avrupa Mahkemesi içtihatlarıyla uyumlu hale getirmek üzere değiştirerek toplanma hakkını güvence altına almasını talep etmiştir.

Onur Yürüyüşü ve ilgili LGBT toplantılarına getirilen yasaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin LGBT`lere yönelik ayrımcı açıklamalarıyla tutarlıdır. Son zamanlarda hükümet, evliliğin yalnızca erkek ve kadının birliğine dayandığını iddia eden ve ailenin "tehditlerden" korunması söylemiyle  LGBT bireylerin haklarını savunan derneklere karşı daha fazla hamle yapmanın yolunu açma tehdidi barındıran anayasa değişikliği planını gündeme getirdi.

2023 cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde, LGBT`lere yönelik ayrımcı ifadeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim kampanyasının ana temalarından biri haline geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan birçok mitingde  muhalefet partilerine atıfta bulunmak için "Bunlar LGBT'ler" kelimelerini kullanırken, Erdoğan kampanyasıyla aynı çizgide olan İslamcı Yeniden Refah Partisi'nin (Yeni Refah Partisi) lideri Fatih Erbakan, 7  Mayıs'ta Türk devlet televizyonunda yaptığı bir konuşmada LGBT derneklerini kapatma sözü verdi. Erdoğan yine 28 Mayıs'taki seçim zaferi konuşmasında LGBT bireyleri hedef aldı ve sonraki konuşmalarında da bunu yapmaya devam etti. 21 Haziran'da LGBT bireyleri "toplumumuzun hayatta kalmasını tehdit eden felaket" olarak nitelendirdi.

Erdoğan tarafından defalarca LGBT`leri desteklemekle suçlanmasına rağmen, altı partinin muhalefet ittifakı, barışçıl toplanma hakkı da dahil olmak üzere LGBT haklarından bahsetmedi.

Williamson, "Hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hem de Türkiye'nin kendi mahkemeleri, hükümete toplanma ve gösteri yürüyüşü hakkını güvence altına alma yükümlülüğü getiriyor." dedi. "Onur yürüyüşleri ve etkinliklerine getirilen yasaklar ve polis müdahalesi, insanları barışçıl toplanma haklarını kullanmaktan caydırmayı amaçlayan yasadışı yıldırma taktiklerinden başka bir şey değildir." 

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country
Topic