Skip to main content

Türkiye: Hukuka Aykırı Şekilde Tutulan Muhalif Siyasetçiyi Serbest Bırakın

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Selahattin Demirtaş'ın tahliye edilmesine karar verdi

Muhalif Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016'dan bu yana Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuluyor. © 2020 Özel

(İstanbul) - İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Büyük Dairesi’nin 22 Aralık 2020 tarihli kararını müteakiben muhalif bir siyasetçi olan Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğuna son vererek onu derhal serbest bırakması gerektiğini söyledi.

Büyük Daire, kararında Türkiye hükümetinin, Demirtaş’ı tutuklayıp ve tutukluluğunu dört yıldan fazla sürdürerek onun siyasi faaliyetlerini engellemek, seçmenleri, seçilmiş temsilcilerinden mahrum bırakmak, “demokratik bir toplumun temeli olan çoğulculuğu ve siyasi tartışmayı kısıtlamak yönünde örtülü amaçlar taşıdığı" ifadelerine yer verdi. Büyük Daire Demirtaş'ın derhal serbest bırakılmasını zorunlu kıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson,” Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu çok güçlü kararı, Türkiye hükümetinin Selahattin Demirtaş'ı siyasi nedenlerle hapiste tuttuğunu doğrulamaktadır" dedi. "Karar, Erdoğan hükümetinin rakipleri siyasi sahneden atmak ve özgür demokratik tartışma ortamını baskılamak amacıyla tutuklama ve yargılamaları nasıl araçsallaştırdığını gösteriyor” dedi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümetine muhalif Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş başkanı Demirtaş, 4 Kasım 2016'dan bu yana Türkiye'nin batısındaki Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuluyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi, Demirtaş davasında mahkemenin Dairelerinden birinin 20 Kasım 2018 tarihinde verdiği karara karşı yapılan başvuruya ilişkin karar verdi. Hem Daire hem de Büyük Daire, Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5. maddesinin 3. fıkrasını (özgürlük hakkının tutukluluğun uzatılmasına ilişkin yönü), 1. protokolünün 3.maddesini (serbest seçim hakkı) ve 18. maddesini (Sözleşmedeki haklara getirilecek sınırlamaların kötüye kullanılması) ihlal ettiğini tespit ettiler.

Ancak Büyük Daire, Türkiye'nin geçmiş eylemlerine de değinerek Demirtaş'ın ilk tutuklanmasını haklı çıkaracak makul bir şüphenin bulunmadığını da tespit etti ve Madde 5.1'in ihlaline karar verdi. Büyük Daire, Demirtaş'ın tutukluluğunun siyasi amaçlar taşıdığına ilişkin Daire'nin daha önceki argümanlarını derinleştirdi ve detaylandırdı (5. madde ile birlikte 18. madde) ve Demirtaş'ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini tespit etti (Madde 10).

ARTICLE 19 ve İnsan Hakları İzleme Örgütü Kasım ayında Demirtaş'ın dört yıl süren tutukluğunun ve yargılanma sürecinin kronolojisine ilişkin ayrıntılı bir açıklama yayınladılar. Açıklama, Demirtaş’ın hüküm verilmesi halinde 142 yıl hapis cezasına çarptırılacağı terör suçlamalarıyla ilgili devam eden ana davanın yanı sıra, kendisine karşı Eylül 2019'da açılan ve devam eden tutukluluğunun sebebi olan ayrı bir terör soruşturmasına odaklanıyor.

22 Aralık tarihli Büyük Daire kararı, 6-8 Ekim 2014 tarihleri arasında Türkiye'nin güneydoğusunda ölümlerin yaşandığı protestolarla ilgili bir soruşturma kapsamında Demirtaş'ın 20 Eylül 2019'dan bu yana süren tutukluluğuna da atıfta bulunuyor. Büyük Daire, Demirtaş'ın 2 Eylül 2019'a kadar tutuklu kaldığı ve yargılanmaya devam ettiği ana davada yer alan “eylem ve olayların” da temelinin aynı olduğunu belirleyerek, bunun aynı olayların “yeni bir hukuki vasıflandırması” olduğunu tespit etti. Başka bir deyişle, Büyük Daire, Demirtaş'ın devam eden yargılamasına ve geçmiş tutukluluğuna esas alınan müdahil olduğu iddia edilen olayların ikinci bir soruşturmaya da esas alındığını ifade etti.

Büyük Daire, “aynı verilere dayalı olarak tutukluluğun devam etmesinin Demirtaş'ın haklarına yönelik ihlali sürdürdüğü ve Mahkeme'nin kararlarına uyma yükümlülüğünü ihlal ettiği" sonucuna ulaştı. Mahkeme, bu doğrultuda davalı Devletin başvuranın derhal serbest bırakılmasını sağlamak için gerekli tüm önlemleri alması gerektiğine karar verdi.

Williamson, "Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunan Büyük Daire kararı, onun tahliye edilmemesinin hak ihlallerini uzatacağını ve Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulama yükümlülüğünü ihlal edeceğini de belirtmektedir" dedi. Williamson, “Türkiye hükümeti gecikmeden harekete geçmeli ve kararın Demirtaş'ın mevcut tutukluluğuna uygulanmadığı yönündeki yanıltıcı argümanlarla bu kararı göz ardı etmemelidir.” dedi.

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.