Skip to main content

Suriye: Türkiye'nin SDG Savaşçılarına Yönelik Saldırısında 24 Sivil Öldürüldü

Tüm Taraflar Sivillerin Zarar Görmesini En Aza İndirmeye Özen Göstermeli

(New York) – İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün Türkiye'nin Kuzey Suriye'de ABD'nin desteklediği Suriye Demokratik Güçleri'ne yönelik olarak 28 Ağustos 2016 günü düzenlediği bir saldırıda 6'sı çocuk olmak üzere 24 sivilin öldürüldüğünü açıkladı. Sivillerin arasına konuşlanmış 10 ila 15 savaşçı da aynı saldırıda öldürüldü.

Türk uçaklarının 28 Ağustos 2016 günü, Suriye'de, Cerablus'un güneyindeki Suraysat Köyü yakınlarındaki SDG savaşçılarına karşı düzenlediği ve 24 sivil ile 10 - 15 SDG savaşçısının öldürüldüğü hava saldırısının ardından bir evin yıkıntısı. © 2016 Özel


Eldeki bilgiler her iki tarafın da, sivil kayıplarının en aza indirilmesini gerektiren savaş hukuku kurallarına uymak için daha fazla çaba sarfedebilecekken, bu çabayı göstermediğine işaret ediyor. İki bölge sakini İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne 28 Ağustos günü, gün ağarmadan evvel, Türk uçaklarının SDG savaşçılarına bir hava saldırısı düzenlediğini, bu sırada SDG savaşçılarının sivil bir yerleşimdeki binaların arasında parketmiş askeri araçlardan henüz inmiş olduklarını ve 50 civarında insanın da yakınlardaki çatışmalardan kaçarak bu binalara sığınmış olduğunu anlattı. Hava saldırısının hemen ardından başlayan topçu atışları ise kayıpların daha da artmasıyla sonuçlandı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Acil Durumlar Direktör Yardımcısı Ole Solvang “Eğer SDG güçleri kendilerini sivillerle dolu binaların arasına konuşlandırmamış olsalardı, Türkiye güçleri de bölgede sivillerin bulunup bulunmadığını tespit etmek için daha çok çaba sarfetmiş olsaydı, 24 sivilin ölümü engellenebilirdi,” şeklinde konuşuyor. Solvang “sivilleri gereksiz yere riske atmak hukuksuzdur, hatta askeri bir hedefe yönelik bir saldırı bile, sivillerin zarar görebileceği hesaba katılmadan gerçekleştirilmişse, hukuksuz olabilir,” diyor.

Söz konusu olaydan dört gün önce, 24 Ağustos'da, Türkiye güçleri ve Özgür Suriye Ordusu, IŞİD adıyla da bilinen İslam Devleti'ne ve içinde Arap ve başka güçleri de barındıran bir ittifak olan SDG'nin içindeki ana savaşçı unsur olan YPG'ye (Halk Savunma Birlikleri'ne) bağlı Kürt güçlerine karşı, Suriye'nin kuzeyinde askeri bir harekat başlatmışlardı. ABD ve diğer Batılı ülkeler ise IŞİD'e karşı mücadelede SDG'yi aktif olarak desteklemiş ve silahlandırmıştı.

Türkiye - Özgür Suriye Ordusu ittifakı, Türkiye sınırının yakınındaki, daha önce IŞİD kontrolunda olan Cerablus'u ele geçirmiş ve daha sonra bu şehrin güneyine doğru ilerleyerek SDG ile çatışmaya başlamıştı.
Eğer SDG güçleri kendilerini sivillerle dolu binaların arasına konuşlandırmamış olsalardı, Türkiye güçleri de bölgede sivillerin bulunup bulunmadığını tespit etmek için daha çok çaba sarfetmiş olsaydı, 24 sivilin ölümü engellenebilirdi. Sivilleri gereksiz yere riske atmak hukuksuzdur, hatta askeri bir hedefe yönelik bir saldırı bile, sivillerin zarar görebileceği hesaba katılmadan gerçekleştirilmişse, hukuksuz olabilir.
Ole Solvang

İnsan Hakları İzleme Örgütü Acil Durumlar Direktör Yardımcısı


İki bölge sakini, SDG askerlerinin 27 Ağustos gecesi civardaki çatışmalar nedeniyle Cerablus'un 12 kilometre kadar güneyindeki Suraysat Köyü yakınlarındaki evlerini boşaltmaları konusunda kendilerini uyardığını anlattı. Askerler onlara kuzenlerinin bir kilometre kadar ilerideki evlerinde güvende olabileceklerini söylemişler.

Bundan bir kaç gün evvel, söz konusu iki bölge sakininin kuzenlerinin bir tepede bulunan iki evine Askerler önce el koymak istemiş, ancak daha sonra o evlerde sivillerin kalmasına izin vererek, daha kuzeydeki başka evlere geçmişler. Sonunda tepedeki o iki eve 50 - 55 kadar sivil sığınmış.

İki bölge sakininin anlatımına göre, 28 Ağustos gecesi saat sabaha karşı dört sularında SDG askerleri kuzenlerinin evine geri dönmüş, arkalarına ağır makineli tüfeklerin de monte edilmiş olduğu araçlarını evlerin yakınına parketmiş ve savaşçıları binaların tepelerine konuşlandırmışlar. Bir kişi savaşçılardan orayı terketmelerini istemiş, ancak savaşçılar bunu reddetmiş.

Savaşçıların gelişinin üzerinden daha 30 dakika bile geçmeden Türkiye Uçakları evleri vurmuş.

Bölge sakinlerinden biri “sanki uyuyan bir yanardağın içinde gibiydik” diyor. “Şok içinde uyandım. Patlayıcıların kokusu, ölümün kokusu her yere yayılmıştı. Kardeşim ağır yaralanmıştı. Oğlu kucağındaydı. Ne olduğunu görmesin diye onu çekip aldım. Çok feci bir görüntüydü. Sonra kardeşimi çekmeye çalıştım. Ama bir bomba daha düştü ve beni uzağa fırlattı.”

İki bölge sakini yedi bomba isabeti saydıklarını, ardından da yoğun bir top ateşinin başladığını, bunun yaralılara yardım için gelen insanların da yaralanmasına ve ölmesine yol açtığını anlattı. Bölge sakinleri top ateşinin hangi güçler tarafından açıldığını bilmiyorlardı.
Suriye'de, Cerablus'un güneyindeki Suraysat Köyü yakınlarındaki evlerin saldırıdan önceki ve sonraki uydu görüntüleri. © DigitalGlobe 2016 – NextView


İki bölge sakini İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne saldırıda ölen 13 akrabalarının isimlerini verdi. Olay sırasında orada olmayan Muhammed Osman adındaki bir akraba ise Facebook sayfasında saldırıda ölen, aralarında 6 çocuk ve 6 kadının da bulunduğu 24 kişinin ismini yayınladı.

Bir bölge sakininin çektiği ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne verdiği bir fotoğrafta SDG'ye ait tahrip edilmiş bir kamyonet ve genellikle yerden atılan cephaneler için kullanılan güçlendirilmiş kartondan yapılmış ambalaj tüpleri görülüyor.

30 Ağustos tarihinde alınmış uydu görüntüleri iki binanın 27 Ağustos ile 30 Ağustos arasındaki bir tarihte neredeyse tümüyle tahrip edilmiş olduğunu gösteriyor. Bir kilometre kadar uzaktaki başka bir bina da hasar görmüş. Civardaki tarlalarda ise patlama sonucu oluşmuş en az dört krater seçilebiliyor.

Kullanılan silahların kalıntılarını gösteren fotoğraflar hava saldırılarında Paveway serisi lazer güdümlü bombaların kullanıldığını gösteriyor.

Devlete ait Anadolu Ajansı 28 Ağustos'ta Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Cerablus'da Türkiye kuvvetlerine saldıran silahlı gruplara karşı hava saldırısı düzenlediğine ilişkin bir haber yayınladı. Anadolu Ajansı'nın haberinde saldırılar sonucunda 25 “teröristin” etkisiz hale getirildiği ve teröristler tarafından kullanılan beş binanın tahrip edildiği de söyleniyor.
Bölge sakinleri Türk uçaklarının 28 Ağustos 2016 günü, Suriye'de, Cerablus'un güneyindeki Suraysat Köyü yakınlarındaki SDG savaşçılarına karşı düzenlediği hava saldırısının ardından, bir evin yıkıntısını inceliyor. © 2016 Özel


Suriye'deki silahlı çatışmalarda uygulanması gereken savaş hukuku kuralları uyarınca, savaşan tarafların kontrolleri altındaki sivillerin saldırılardan zarar görmesini engellemek için mümkün olan tüm önlemleri alması gerekiyor. Savaşan taraflar sivillerin askeri güçlerin civarından uzaklaştırılması için çaba sarfetmeliler. İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre Suriye Demokratik Güçleri'nin bölgedeki siviller başka bir yere gönderilmeden, kendi güçlerini sivillerin bulunduğu sözkonusu yerleşkeye konuşlandırmış olması yanlış.

Saldırgan güçler de sivil ölümlerini en aza indirmek amacıyla alınabilecek tüm önlemleri almak zorundalar. Bu önlemler arasında gerçekleştirilmesi düşünülen saldırıda elde edilmesi umulan askeri avantajla orantısız bir sivil kaybının yaşanıp yaşanmayacağının değerlendirilmesi ve bu tür saldırıların askıya alınması da var.

28 Ağustos günü Türkiye Başbakanlığından yapılan bir basın açıklamasında, diğerleriyle birlikte Cerablus'un güneyindeki operasyonlar da kastedilerek, “Suriye’de icra edilen harekat kapsamında bölgede yaşayan sivil halkın zarar görmemesi için Türk Silahlı Kuvvetleri her türlü tedbiri almakta ve bu konuda azami hassasiyet göstermektedir,” deniyor. Ancak hava saldırısının karanlıkta ve SDG güçlerinin sivil yaşam mahaline varışlarından çok kısa bir süre sonra gerçekleşmiş olması sebebiyle, İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre Türk Silahlı Kuvvetlerinin saldırıda sivillerin ne ölçüde risk altında olduğunu değerlendirmek için gerekli adımları atmış olup olmadığı açık değil.

Solvang, “Suriye'deki ihtilafa yeni bir tarafın daha katıldığı bu ortamda, silahlı güçler sivillerin korunmasına yeterince dikkat etmemeye bu şekilde devam ederse, daha çok sivil ölür,” diyor.

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.