(İstanbul, 13 Aralık 2024) - İnsan Hakları İzleme Örgütü, Adalet Peşinde Aileler Platformu ve Yurttaşlık Derneği bugün yaptıkları açıklamada İçişleri Bakanlığı ve yerel makamların, Türkiye'de 2023 yılında meydana gelen yıkıcı depremlerde yıkılan binalarla ilgili olarak haklarında soruşturma izni talep edilen ve soruşturma izni verilen kamu görevlileri ve seçilmiş belediye yetkililerinin sayısını derhal açıklamaları gerektiğini belirtti. Ankara İdare Mahkemesi 26 Eylül 2024 tarihli kararında İçişleri Bakanlığı'nın bilgilerin gizli kalması talebine ilişkin davayı reddederek bilgilerin açıklanmasına karar verdi.
Türkiye’de 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlililerinin Yargılanması Hakkında Kanun’a göre savcıların kamu görevlileri ve seçilmiş belediye yetkilileri hakkında soruşturma açabilmeleri için ilgili İçişleri Bakanlığı, valilik ve kaymakamlıklardan izin almaları gerekiyor. Birçok özel müteahhit 53,000'den fazla insanın ölümüne neden olan depremlerle bağlantılı olarak görevi kötüye kullanmaktan soruşturma altında, ancak çok az sayıda kamu görevlisi soruşturmaya dahil edildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, "Türkiye'deki insanların, binaların çökmesine ve bina standartlarının uygulanmamasının sonucu binlerce insanın ölümüne yol açan kusurlu binalar nedeniyle kaç kamu görevlisinin soruşturma altında olduğunu ve yargılandığını bilmeye hakkı var" dedi. "Belediyeleri ve karar vericileri sorumlu tutmaya yönelik çabaların kapsamı hakkında bilgileri açıklamamak, işlemiş olabilecekleri suçların cezasız kaldığını kabul etmekle eşdeğerdir."
Üç kurum İçişleri Bakanı'na mektup yazarak bilgilerin derhal açıklanmasını talep etti. Yurttaşlık Derneği de yetkililerden rakamları açıklamalarını talep eden bir bilgi edinme başvurusunda bulundu.
Ocak 2024'te, Türkiye'de bir sivil toplum kuruluşu olan Yurttaşlık Derneği, İnsan Hakları İzleme Örgütü ile ortak çalışması kapsamında depremle ilgili davalarda kamu görevlilerinin hesap verebilirliği konusunda bir araştırma gerçekleştirdi. Yurttaşlık Derneği, İçişleri Bakanlığı'na, Türkiye'nin güneydoğusunda depremden zarar gören 11 ilin valiliklerine ve bu illerdeki 46 kaymakamlığa bilgi talebinde bulunarak yıkılan binalarla ilgili devam eden cezai soruşturmayla bağlantılı savcılara soruşturma izni verilen belediyelerde seçilmiş karar vericiler ve diğer yerel yönetimlerdeki kamu görevlilerinin sayısı hakkında bilgi istedi. Başvurulara sadece altı kurum yanıt vermiş, diğerleri ise talebi reddetmiş ya da yanıt vermemiştir.
İçişleri Bakanlığı İller Dairesi Genel Müdürlüğü, soruşturmanın gizliliğini gerekçe göstererek soruşturma izinlerinin sayısını açıklamayı reddetti.
Adalet Bakanlığı'na bağlı Bilgi Edinme Kurulu, Yurttaşlık Derneği'nin 27 Mart'ta yaptığı itiraz üzerine İçişleri Bakanlığı’nın bilgileri açıklaması gerektiğine karar verdi. Ancak İçişleri Bakanlığı, Kurul'un kararının bozulması için Ankara'da idare mahkemesinde dava açtı.
Ankara 8. İdare Mahkemesi 26 Eylül'de Bakanlığın yürütmeyi durdurma talebini reddetti ve belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve diğer ilgili karar vericiler gibi seçilmiş yetkililerin deprem sırasında binaların yıkılmasındaki olası cezai sorumlulukları hakkında talep edilen bilgilerin açıklanmasının önündeki her türlü engeli kaldırdı.İçişleri Bakanlığı 28 Kasım tarihinde mahkeme kararına itiraz etti.
Adalet Peşinde Aileler Platformu kendi araştırmaları sonucunda 39 kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verildiğini tespit edebilmiş ancak tam sayıya ulaşamamıştır. Soruşturmalar Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Adana'da toplam 395 kişinin öldüğü yedi çöken bina ile ilgilidir.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Yurttaşlık Derneği ve Adalet Peşinde Aileler Platformu bu vakalarda sorumluların hesap vermesini sağlamanın, ancak yapı standartlarına uymayan binalardan sorumlu tüm kişi ve kurumların yargılanmasına yol açabilecek etkili ve kapsamlı soruşturmalarla mümkün olduğunu belirtti. Buna seçilmiş belediye yetkilileri ile planlama, denetim ve karar alma yetkisine sahip kamu görevlileri de dahildir.
Deprem coğrafyasında bir ülke olan Türkiye'de, gelecekte meydana gelebilecek zarar ve ölümlerin önlenmesi için hükümetin, geçmişte Türkiye'nin Batı Marmara bölgesinde meydana gelen depremin ardından yaşanan yaygın cezasızlığın sona ermesini sağlaması ve tekrarına engel olması gerekmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 195 kişinin iki binanın enkazı altında kalarak hayatını kaybettiği 1999 depremiyle ilgili bir davada, Türkiye'nin, sorumluların mahkum edilmesine yol açabilecek etkili soruşturmalar ve zamanında kovuşturmalar yürütmeyerek yaşam hakkını ihlal ettiğine karar vermişti.
Adalet Peşinde Aileler Platformu üyesi Zübeyir Bostan, "Hiçbir şey 6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz ailelerimizi geri getirmeyecek, ancak kamu görevlileri ve sorumlu makamlar ile özel kişiler hakkında şeffaf, bağımsız ve tarafsız adli ve idari soruşturma ve kovuşturma yapılmasını talep ediyoruz" dedi. "İçişleri Bakanlığı gecikmiş bir ilk adım olarak kaç kamu görevlisinin soruşturma altında olduğunu ve toplamda kaç kişinin yargılandığını açıklamalıdır."