(New York) - İnsan Hakları İzleme Örgütü, Başkan Beşir Esad'ın 30 Mart 2011 tarihli konuşmasının ardından yaptığı açıklamada, Esad'ın özgürlükleri ve yargı bağımsızlığını garanti altına alacak ve Suriye hükümetinin insan haklarını gaspetmesinin önüne geçecek bir reform paketi taahhüdünde bulunmamasını eleştirdi. Büyük bir merakla beklenen konuşma parlamentoda gerçekleşti.
Suriyeli üst düzey görevlilerin yaptığı başkanın konuşmasının "Suriyelileri memnun edeceği" açıklamaların ardından yorumcular ve analistler başkanın 1963 yılından beri yürürlükte olan olağanüstü halin kaldırılmasını da içeren bir reform paketi açıklamasını bekliyorlardı. Ancak Başkan Esad herhangi bir detay vermeden yalnızca reformu destekleyeceğine dair genel bir açıklamada bulundu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Orta Doğu direktörü Sarah Leah Whitson "Başkan Esad'ın on yıldır tekrarladığı muğlak reform vaatlerini bir kez daha dile getirmekten ötesini yapmamış olması büyük bir hayal kırıklığı. Yetkililerin, birazcık bile güvenilirlik tesis etmek istiyorlarsa Suriye'nin özel mahkemelerini kaldırma ve ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğünü suç sayan yasaları iptal etme yönünde somut adımlar atmaları gerekiyor" dedi.
Suriyeli yetkililer ifade özgürlüğünü kısıtlamak ve aktivistleri gözaltına almak ve yargılamak için düzenli olarak "milli hassasiyetleri zayıflatacak çağrılarda bulunma" ve "yalan ya da abartılı bilgi yayma" gibi fiileri yasaklayan Suriye Ceza Kanununun oldukça geniş kapsamlı "güvenlik" yasalarına başvuruyor. Hükümetin son sindirme operasyonundan önce, İnsan Hakları İzleme Örgütü Esad'ın iktidara gelmesinden bu yana 92 tanınmış siyasi ve insan hakları aktivistinin gözaltına alındığını belgelemişti. Hükümet siyasi aktivistleri yargılamak için ceza usullerinin birçok kuralından muaf olan ve normal ceza adalet sistemine dahil olmayan özel bir mahkeme statüsündeki Yüksek Devlet Güvenlik Mahkemesi'ni (YDGM) kullanıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Esad'a siyasi ve sivil toplum katılımını genişletecek ve ifade özgürlüğünü garanti altına alacak yeni yasaları da yürürlüğe sokması için çağrıda bulundu. Haziran 2005'te Baas Parti Kongresi yeni siyasi partilerin kurulmasına izin verecek bir yasa çıkarılması tavsiyesinde bulunmuştu ancak hükümet bu doğrultuda bir yasa çalışması yapmadı.
Başkan'ın eşi Esma Esad'ın Ocak 2010'da hükümetin "sivil toplumun çalışmaları için daha fazla alan açacağı" yönündeki açıklamalarına rağmen Suriye güvenlik birimleri bağımsız hükümet dışı örgütlerin kayıt yaptırma taleplerini reddetmeye devam ediyor. Suriye'deki insan hakları gruplarının hiçbirinin resmi kaydı bulunmuyor. Kayıtla ilgili en temel engel 1958 tarihli Dernekler ve Özel Topluluklar Yasası (93.Nolu Yasa). Yasa Suriye'de her tür organizasyonun kurulmasıyla ilgili esasları belirtmekte ve güvenlik birimlere kayıt taleplerini reddetme yetkisi vermektedir. Hükümet, ülkenin insan hakları durumunu eleştirebilecek veya siyasi meseleleri tartışacak bağımsız kuruluşların kayıt olma taleplerini reddetmek için bu yasayı kullanıyor.
22 Eylül 2001 tarihinde yürürlüğe giren Suriye basın kanunu (Karar No. 50/2001) hükümete gazeteler, dergiler ve diğer süreli yayınlarla el ilanlarından posterlere kadar fiilen Suriye'de basılmış herşey üzerinde kapsamlı bir kontrol yetkisi veriyor. Hükümet bu kısıtlamaları internet sitelerini kapsayacak şekilde genişleterek yetkilileri ve başkanı eleştirmeye cüret eden gazeteciler, blog yazarları ve yurttaşları yargılamak için bu yasayı kullanıyor.
"Suriye'nin, hükümetin başarısızlıkları hakkında tartışmak, görüş bildirmek ve eleştirmek dahil hükümetin her yönüne ve politikalarına katılım hakkını koruma altına alacak yasal reformlara ihtiyacı olduğunu" ifade eden Whitson, "Eğer Başkan Esad Suriye halkının dilini bağlayan engelleri kaldırmak ve Güvenlik Mahkemelerinin zalimliğini sona erdirmek istemiyorsa, reformlar konusunda ciddi olduğu düşünülemez" dedi.
Geçtiğimiz iki hafta içinde güvenlik güçleri Suriye çapında göstericilere gerçek mermiler kullanarak müdahale etti ve Dara ve çevre köylerde en az 61 kişiyi öldürdü. Büyük çaplı gösterilerin başladığı 16 Mart'tan beri çok sayıda kişiyi de gözaltına aldı. Esad konuşması sırasında "hiçbir Suriyelinin zarar görmemesi yönünde açık talimat verdiğini" söyledi ve göstericilere ateş edilmesiyle ilgili soruşturma açılacağına dair söz verdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, güvenlik güçlerinin fiillerinin bağımsız ve şeffaf olarak soruşturması ve göstericilere ateş açan ya da açılması emrini veren tüm güvenlik gücü mensuplarının sorumlu tutulması için başkana çağrıda bulundu. Soruşturma, başta Dara Siyasi Güvenlik biriminin başındaki Atıf Necib olmak üzere, Dara'daki güvenlik güçleri komutanlarının rollerini ve sorumluluklarını incelemelidir. İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne konuşan iki Daralı, Necib'i köylerindeki gösterilerin şiddet kullanılarak bastırılmasından sorumlu olmakla suçladı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ve diğer insan hakları grupları Suriye güvenlik güçlerinin gözaltındaki siyasi ve insan hakları aktivistlerin yanı sıra adli zanlılara da sıklıkla işkence ve kötü muamele yapıldığını belgelemiştir. İnsan Hakları İzleme Örgütü, herhangi bir güvenlik görevlisinin gözaltında tutulanlara işkence veya kötü muamele uyguladığı için yargılandığı bilgisine sahip değildir.
Ayrıca Suriye güvenlik güçleri kapsamlı bir ceza muafiyetine de sahiptir. Suriye'nin en büyük güvenlik aygıtlarından biri olan Genel İstihbarat İdaresi'nin (İdarat al-Muhabarat al- ‘Ama) kuruluşuna dair 15 Ocak 1969 tarihli 14 Numaralı Kanun Hükmünde Kararnamesi "herhangi bir Genel İstihbarat çalışanına karşı, yetkisi dahilindeki görevini ifa ederken suç işlediği gerekçesiyle, direktörün emir vermesi haricinde, yasal işlem yapılamaz" der. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün bildiği kadarıyla bugüne kadar Genel İstihbarat direktörü hiç böyle bir emir vermemiştir.
30 Eylül 2008 tarihinde Esad bu ceza muafiyetini diğer güvenlik güçlerini de kapsayacak şekilde genişleten 69 Nolu Kanun Hükmündeki Kararnameyi yayınladı. Buna göre iç güvenlik güçlerinin, Siyasi Güvenliğin ve gümrük polisinin herhangi bir mensubunun yargılanabilmesi için Ordu ve Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı'nın kararı gerekiyor.
Whitson "Suriye halkı gerçek reform talep ediyor ve bu, Suriye güvenlik güçleri yasaların üzerinde olduğu ve halkın gündelik hayatını kontrol altında tuttuğu sürece gerçekleşemez. Başkan Esad'ın yapması gereken yalnızca işkenceyi yasaklamak ve sorumluları cezalandırmak değildir, aynı zamanda bu ay tanık olduğumuz katliamın sorumlularını parmaklıklar ardına atarak bu politikayı ete kemiğe büründürmesi gerekiyor" dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Suriye'de gerçek bir reform sağlanması için Esad'a aşağıdaki tavsiyelerde bulunmaktadır:
- Olağanüstü hali kaldırın ve Olağanüstü Hal yasasını iptal edin;
- Suriye Ceza Kanununun yetkililere barışçıl ifadeleri nedeniyle kişileri keyfi olarak sindirme ya da cezalandırma izni veren muğlak hükümlerini iyileştirin ya da iptal edin. Bunlardan bazıları şu maddelerdir: Madde 278 ("Suriye'yi saldırgan fiillere maruz bırakacak ya da Suriye'nin yabancı ülkelerle ilişkilerini bozacak izinsiz eylem, yazı ya da konuşma" fiilleri), Madde 285 ("milli hassasiyetleri zayıflatan ya da Suriye savaş halindeyken ya da savaşa girme ihtimali esnasında ırk ya da mezhep gerginliğine yol açacak çağrılarda bulunmak"), Made 286 ("Suriye savaş halindeyken ya da savaşa girme ihtimali esnasında milli hassasiyetleri zayıflatacak yalan ya da abartılı bilgi" yaymak), Madde 307 ("mezhep, ırk ya da dini çatışmayı tahrik eden eylem, yazı ya da konuşma" fiilleri) ve Madde 376 (başkana hakaret eden kişiye bir ila üç yıl hapis cezası öngören madde);
- 1958 Dernekler ve Özel Topluluklar Yasası'nı (Yasa No.93) yasal bir amaç çerçevesinde kurulmuş grupların, resmi gerekleri yerine getirmeleri halinde otomatikman tüzel kişiliğe sahip olabilmesine olanak sağlayacak ve dernekler yasaları ihlal etmedikleri takdirde kayıtsız derneklere katılmayı cezalandırmayı iptal edecek şekilde değiştirin;
- Hakaret ve iftira suçları için hapis cezalarının olmadığı, yerli ve yabancı yayınlara devlet sansürünü sona erdiren ve gazeteler ve diğer yayınlar üzerindeki devlet kontrolünü kaldıran yeni bir basın yasasını yürürlüğe sokun;
- Uluslararası insan hakları normlarına uygun bir siyasi partiler yasası hazırlayın ve yeni siyasi partileri kaydedecek bağımsız bir seçim komisyonu kurun;
- Yüksek Devlet Güvenlik Mahkemesini (YDGM) kaldırın ve mahkemede görülmekte olan davaları gözden geçirecek bağımsız bir yargı komisyonu kurun;
- Güvenlik güçlerine ceza muafiyeti sağlayan kararnameleri feshedin, özellikle son iki haftadır barışçıl göstericilere ateş açmak olmak üzere gerçekleştirdikleri ihlalleri soruşturun ve sorumluları yargılayın.