Skip to main content

İnsan Hakları İzleme Örgütü bu metni İstanbul emniyet güçleri tarafından lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel (LGBTT) insan hakları konusunda çalışmalarda bulunan Lambda İstanbul derneğinin merkezine yapılan baskınla ilgili olarak hazırladı. Biz, ısrarla Türkiye Cumhuriyeti devletinin ifade ve örgütlenme özgürlüğüne saygı duymasını ve yasal düzenlemelere göre kurulmuş insan hakları kuruluşlarının tacizine son vermesini istiyoruz.

7 Nisan 2008 günü, sayıları 12-15 arasında olan sivil giyimli görevliler Lambda İstanbul Kültür Merkezi’ne gelip, yanlarında ayrıca Dernekler Masası’ndan bir memur olmak üzere, kendilerini Mali Polis ve Ahlak Polisi olarak tanıtmışlardır. Polis bir arama emri göstermiş ancak Lambda İstanbul üyeleri, İnsan Hakları izleme Örgütü’ne arama emrini ayrıntılı bir şekilde okumalarına izin verilmediğini bildirdi. Öğrendiğimize gore polis, merkeze yapılan baskının nedeni ile ilgili yanıt vermeyi de reddetti.

Ardından, Lambda İstanbul’un avukatı arama emrinin Ceza Kanunu’nun 227. maddesine göre çıkarıldığını ve bu maddede şöyle denildiğini bildirdi: “Bir kimseyi fuhuşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden üç aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” Beyoğlu Savcısı, Beyoğlu İkinci Sulh Ceza Mahkemesi’nden arama emri talep etmiş ve almıştır. Ayrıca İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Lambda İstanbul avukatından aldığı bilgiye göre, merkez Mart ayının başından beri izlenmiştir.

Derneğin avukatı, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, memurların Lambda İstanbul’a ait karar defteri, üye defteri, demirbaş defteri, makbuz koçanı ve faturalarına da el koyduğunu bildirdi. Yetkili memurlar el konulan kalemlerin kanuna aykırı olarak listesini çıkarmadı.

Lambda İstanbul 1993 yılında bir sivil girişim olarak kurulduğundan beri Türkiye’de LGBTT haklarını savunmuştur. LGBTT bireylere danışmanlık yapmak üzere bir yardım hattı kurmuştur ve bu bireylerin hakları konusundaki bilinçlerini artırmak üzere kültürel, eğitici ve politik etkinlikler düzenlemiştir. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığa karşı yasal korunma sağlanması konusunda aktif olarak lobi yapmıştır. Tüzüğünde, ana amacının “lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, transseksüel kadın ve erkeklerin özgürlükçü değerleri benimsemelerine, varoluşlarını gerçekleştirme ve kendilerini yetiştirerek toplumsal barış, huzur ve refahın gelişmesine bireysel, toplumsal, kültürel hayat ve davranışlarıyla katkıda bulunabilmelerine destek olmak” olduğu belirtilir.

Bunlar meşru amaçlardır. Ama buna rağmen geçtiğimiz yıl Lambda İstanbul’a yetkililer başka sıkıntılar yaşattı. İstanbul Valiliği 2007’nin başlarında derneğin adının ve amaçlarının Türk “ahlaki değerlerine ve aile yapısına” aykırı olduğu gerekçesiyle kapatılmasını talep etti. Temmuz 2007’de Savcılık şikâyeti reddetti ancak Valilik davayı bir üst mahkemeye taşıdı. Beyoğlu Sütlüce Adliyesi 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Temmuz 2007’de görülen dava beşinci duruşması yapılmak üzere 17 Nisan’da görülecek.

Bu Türkiye Cumuriyeti yetkililerinin meşru olmayan bir şekilde lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel örgütlerini ilk hedef alışı değil. Eylül 2005’te Ankara valiliği Ankara merkezli bir dernek olan KAOS GL’yi “ahlaki prensip ve yasalara uygun olmayan bir dernek açmak” ile suçlamıştı. Ardından Ankara Vali yardımcısı Selahattin Ekremoğlu, KAOS GL’nin amaçlarının Türk Medeni Kanunu’na aykırı olduğunu iddia etti. Benzer bir şekilde Ankara valiliği Pembe Hayat adındaki insan hakları derneğini, “ahlaka ve aile yapısına” aykırı olduğu gerekçesiyle, neden aykırı olduğunu açıklamadan, kapatma girişiminde bulundu. Her iki davada da savcı davaları düşürdü.

Türkiye’nin de imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesi ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 22. maddesi örgütlenme özgürlüğünü garanti altına alır. Devletler bu özgürlüğü ancak belirtilen bazı şartlar ve belli durumlar söz konusu olduğunda kısıtlayabilir. Devletlere neyin “gerekli” olduğu yolunda bir “takdir payı” verilir ancak bu gereklilik, hoşgörü ve çoğulculuğu demokrasinin temel yapıtaşları olarak ele almalıdır. Kısıtlamalar uygun ve öngörülen meşru hedefle orantılı olmalıdır.

Dernekler Kanunu’nda kullanılan dil lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel vatandaşların dernek kurmasını yasaklamıyor. Ancak İstanbul ve Ankara’daki yetkililer bu meşru derneklerin işlerini yapmasına engel olmak için yasalardaki nötr ifadeleri kullanma girişiminde bulunacaklarını gösterdi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Lambda İstanbul derneğine karşı uyguladığı baskıya son vermesini, polise ve yargı organlarına Lambda İstanbul ve diğer LGBTT derneklerinin çalışmalarının meşruluğunu kabul etmeleri gerektiğini göstermelerini istiyoruz. Bunun ötesinde yargı ve güvenlik güçleri memurlarının tümüne, özellikle cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konusunda, uluslararası insan hakları standartları alanında eğitim verilmesinde ısrar ediyoruz.

Saygılarımla,

Scott Long
İnsan Hakları izleme Örgütü, Lezbiyen, gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel Programı Yöneticisi
Human Rights Watch

c.c.
Michael Leigh, Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürü
Thomas Hammaberg, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country