Skip to main content

Türkiye: Anayasa Mahkemesi Kararı Başörtüsü Yasağını Destekliyor

Din ve ifade özgürlüğü reddedildi, kapsamlı reform gündemi tehlikede

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), bugün yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasına yönelik anayasa değişikliklerinin iptaline dair kararının din özgürlüğü ve diğer temel haklara vurulmuş büyük bir darbe olduğunu ifade etti. Mahkeme 5 haziran tarihli kararında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, üniversite yerleşkelerinde türban takılmasına dair yasağın kaldırılması yönündeki değişikliği kabul ederek, anayasayla koruma altına alınmış olan laiklik ilkesini ihlal ettiğine hükmetti. Değişiklik büyük çoğunluk oyuyla kabul edilmişti.

“Bu karar Türkiye’de başörtüsü takmayı seçen kadınların dinleri ve eğitimleri arasında bir seçim yapmaya zorlanacağı anlamına gelmektedir” diyen İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya direktörü Holly Cartner, “kararın büyük bir hayal kırıklığı yarattığını ve reform sürecine ilişkin olumsuz bir işaret olduğunu” söyledi.

İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Şubat ayı başlarında Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) de desteğini alarak eşitlik ilkesi ve eğitim hakkı ile ilgili anayasa değişikliklerini meclisten geçirmişti. Her iki değişiklik maddesinde de başörtüsü özel olarak ifade edilmediyse de, meclisin niyeti üniversitelerdeki türban yasağının kalkmasıydı.

Anayasa Mahkemesi’nin bu değişikliklerin iptaline dair kararı, vicdani nedenlerle ve dini inançları gereği başörtüsü takmak isteyen kadın üniversite öğrencileri üzerinde şiddetli bir etkisi olacak. İnsan Hakları İzleme Örgütü, ibadet özgürlüğünün haksız yere kısıtlanması anlamına geldiği gerekçesiyle uzun süredir üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasını savunmaktadır. Ayrıca, yalnızca kadınları etkileyen kılık kıyafet kısıtlaması ayrımcı bir uygulamadır ve eğitim hakkını, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü ile özel hayatın korunması ilkesini ihlal etmektedir.

2004 yılında yayınladığı “Yükseköğrenimde Akademik Özgürlük ve Başörtülü Öğrencilerin Yükseköğrenime Kabul Edilmesi Konularında Türk Hükümetine Görüş Bildirgesi” başlıklı raporunda İnsan Hakları İzleme Örgütü hükümete, kadınların korunmasına dair eksiklerin giderilmesi ve eğitim ve çalışma hayatına erişimleri konusunda iyileştirmeleri de içeren daha kapsamlı bir stratejinin parçası olarak başörtüsü yasağının kaldırılması yönünde çağrıda bulunmuştu. Benzer bir tavsiye de Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan kaldırılmasına Dair Komite tarafından dile getirilmişti.

“AKP hükümetinin anayasa değişikliğini sadece başörtüsüyle ilgili yapma çabasının sonuçsuz kalması, yeniden seçildiğinde yeni bir anayasa taslağı hazırlayacağını taahhüt etmesine rağmen, bunu gerçekleştirmemiş olduğu gerçeğinin altını çizmektedir” diyen Cartner, “1982 anayasasının insan haklarını korumakta son derece yetersiz kaldığını ve çoktan lağvedilmesi gerektiğini” ifade etti.

Yürürlükteki Anayasa, 12 Eylül 1980’de askeri darbeyle iktidara gelen dönemin askeri rejimi tarafından 1982 yılında hazırlanmıştı. Anayasa, Türkiye’nin uluslararası insan hakları sözleşmelerinden doğan yükümlülükleriyle koruma altına alınan temel hak ve özgürlükleri ağır bir biçimde kısıtlamaktadır. İfade özgürlüğünün önündeki engeller özellikle Türkiye’deki azınlıklar üzerinde olumsuz sonuçlara yol açmıştır.

Temmuz 2007 genel seçimlerinde oyların %47’sini alarak yeniden iktidara gelen hükümet 1982 Anayasasını tamamen değiştirmeyi taahhüt etmişti. Ancak, haklarla ilgili tüm kaygıları ortadan kaldıracak kapsamlı bir anayasa taslağı hazırlamak yerine hükümet sadece başörtüsü yasağının kalkmasına yönelik değişiklikleri gündeme getirdi. Bu tutum, Anayasa Mahkemesinin 5 Haziran tarihli kararının çıkmasına yol açtı.

Arkaplan bilgisi
Anayasa değişikliği, hükümet tarafından muhalefet partilerinden MHP’nin de desteğiyle 29 Ocak 2008 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Tasarı 6 ve 9 Şubat tarihlerinde yapılan oylama sonucu geçti. 22 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül değişikliği onayladı. Bunun üzerine ana muhalefet partisi CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) ve DSP (Demokratik Sol Parti), yapılan değişikliklerin Anayasa’nın 2. Maddesindeki laiklik ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

17 Mayıs’ta Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can mahkemeye sunduğu raporda, mahkemenin meclis tarafından kabul edilmiş anayasal değişiklikleri esastan denetleme yetkisinin olmadığı savıyla davanın reddedilmesi görüşünü savundu. Mahkemeyi bağlayıcı bir yetkisi olmayan Osman Can’ın raporunda, mahkemenin yetkileri tartışılmakta ve mahkemenin daha önceki kararları ile 1982 Anayasasına dayanarak anayasa reformlarını sadece şekil bakımından denetlemesi gerektiğini öne sürmekteydi.

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country