Skip to main content

Türkiye: Homofobik Sözlere İtiraz Eden Baroya Ceza Soruşturması Açıldı

LGBT İnsanlar Yaftalanmasın, Barolar Soruşturulmasın

Orta Doğu Teknik Üniversitesi kampüsünde 11 Mayıs 2018’deki Onur Yürüyüşü için biraraya gelen yüzlerce kişi, Ankara Valiliği’nin şehirdeki tüm LGBTİ etkinliklere koyduğu yasağa karşı meydan okudu.  © 2018 Yıldız Tar, Kaos GL

(İstanbul) – İnsan Hakları İzleme Örgütü, bugün yaptığı bir açıklamada, Diyanet İşleri Başkanı’nın kullandığı homofobik sözler üzerine suç duyurusunda bulunan Ankara Barosu hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ceza soruşturması başlatıldığını bildirdi.

Olay Türkiyedeki Sünni Müslüman çoğunluğun ibadet ettiği camilerin ve bunların personelinin yönetiminden sorumlu Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın verdiği, Kovid-19 küresel salgınını konu alan bir Cuma hutbesi etrafında dönüyor. Erbaş söz konusu hutbede HIV virüsünün yayılmasından eşcinselliği ve evlilik dışı cinsel ilişkileri sorumlu tutuyor ve Müslümanları “bu tür kötülüklerden insanları korumak için” mücadele”ye katılmaya teşvik ediyor. Erbaş’ın insan hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri ile Ankara, İzmir ve Diyarbakır baroları tarafından eleştirilmesi üzerine, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu çok sayıdaki Türkiyeli üst düzey yetkili Erbaş’ın sözlerine destek vererek, Erbaş’ın konuşmasını eleştiren Ankara Barosunu kınadı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh WilliamsonDiyanet İşleri Başkanı’nın nefret suçu niteliğindeki sözlerinin, Türkiyenin en üst düzey hükümet temsilcileri tarafından onaylandığını görmek had safhada kaygı verici,” şeklinde konuştu. Williamson, Türkiye hükümeti, Türkiyede yaşayan herkesi nefret suçlarından ve ayırımcılıktan korumakla yükümlüdür, dolayısıyla nefret suçlarını ve LGBT bireyler ile HIV virüsü ile yaşayan insanların hedef alınmasını teşvik eden yetkililere hoşgörü göstermemelidir,” dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre, Türkiye hükümeti, tüm temsilcilerinin lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireyler ile HIV virüsüyle yaşayan insanları yaftalayarak, bu insanları tacize ve saldırıya uğrama riskine maruz bırakan açıklamalar yapmaktan kaçınmalarını sağlamalı. Devlet görevlilerinin homofobik açıklamalarına karşı seslerini çıkartan insanlar hakkında başlatılan ceza soruşturmaları derhal düşürülmeli.

Ankara Barosu, Erbaş’ın Türk Ceza Kanunu’nun 216/2 maddesinde tanımlanan halkın bir kesimini alenen aşağılama” suçunu işlediği iddiasıyla, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 27 Nisan 2020 günü suç duyurusunda bulundu. Buna mukabili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Baronun Erbaş hakkında yaptığı açıklama nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 216/3 maddesinde tanımlanan halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılama” suçundan soruşturma başlattı.

Adalet bakanı, Ankara Barosunun açıklamasını kınayan bir tweet atarak, savcılığın Ankara Barosuna karşı açtığı soruşturmayı destekledi. Savcılıkların avukatlar ve barolar hakkında soruşturma yürütmesi Adalet Bakanlığının iznine tabi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da aynı gerekçelerle Diyarbakır Barosuna karşı benzer bir soruşturma başlattı. Ankara ve Diyarbakır barolarının web siteleri 28 Nisandan beri erişilmez durumda. Her iki baro da İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne web sitelerinin saldırıya uğradığını bildirdiler, ancak saldırının kim ya da kimler tarafından düzenlenmiş olduğu bilinmiyor.

Hem uluslararası hem de ulusal hukuk Türkiyeli yetkilileri, ülkede yaşayan herkesin haklarına riayet edilmesini sağlamak ve herkesi ayırımcılıktan korumakla yükümlü kılıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre bu yükümlülüğü yerine getirmek, LGBT bireylere ve taciz riski altında bulunan diğer gruplara karşı nefret söylemleri kullanan görevlileri kınamak ve onlara destek vermemek anlamına da geliyor.

Türkiyeli yetkililer LGBT etkinliklerini ve İstanbulda her yıl yapılan Onur Yürüyüşlerini de 2015 yılından beri sistematik olarak engelliyorlar. 2019 Mayısında üniversite kampüsünde onur yürüyüşü düzenleyen ve bu yürüyüşe katılan 19 Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencisinin yargılaması halen sürüyor.

Williamson, bu şok edici ceza soruşturmaları gösteriyor ki ne hükümetin ne de onun savcılarının LGBT bireylerin haklarını korumak ve yaftalayıcı uygulamaları durdurmak gibi bir dertleri var; onların tek derdi nefret söylemlerini eleştirenler de dahil olmak üzere muhalifleri susturmak,” şeklinde konuştu. Williamson, başlatılan soruşturmalar derhal düşürülmeli ve yetkililer hoşgörünün, ayırımcılık yapmamanın, nefret suçlarına karşı koruma sunmanın ve herkesin özel yaşamına saygı gösterilmesinin nasıl teşvik edileceğine odaklanmalıdır,” dedi.

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country
Topic