Skip to main content

Gürcistan: Hükümet Göstericilere Karşı Aşırı Güç Kullandı

Hükümetin İnsan Haklarına Saygı Konusundaki İtibarı Zarar Gördü

İnsan Hakları İzleme Örgütü, bugün yayımladığı raporda, Gürcistan hükümetinin, 7 Kasım günü, ülkenin başkentinde düzenlenen gösterileri şiddet kulanarak dağıtıp, özel televizyon kanalı Imedi’nin bürosuna baskın yaparak aşırı güce başvurduğunu belirtti.

Barışçıl bir şekilde gerçekleşen 2003 yılındaki Gül Devriminden bu yana, Gürcistan, Batılı devletler tarafından, eski Sovyetler Birligi ülkeleri arasında demokrasiye geçişin başarılı bir örneği ve insan haklarına saygılı bir devlet olarak gösterildi. Ancak, 7 Kasım günü uygulanan şiddet, hükümetin insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılığının sallantıda olduğunu gösterdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Holly Cartner, “Araştırmamız, polisin barışçıl göstericileri takip edip, şiddet kullanması ve gazetecileri tehdit ederek yıldırmaya çalışması ile birlikte Gürcistan hükümetinin çizgiyi aştığını açıkça göstermiştir” dedi ve ekledi, “7 Kasım’da düzenlenen polis operasyonları meşru güvenlik önlemleri değildi. Bu operasyonlar Gürcistan’ın insan haklarına saygılı bir ülke itibarını ciddi bir şekilde zedelemiştir”.

“Çizgiyi Aşmak: Gürcistanın Göstericileri Şiddet Kullanarak Dağıtması ve Imedi Televizyon Kanalına Baskın” başlıklı 102 sayfalık rapor, Gürcistan hükümetinin göstericilere saldırısı ve Imedi baskını ile ilgili şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı araştırmadır. Tanıklar, 7 Kasım günü gerçekleşen dört ayrı olayda, polisin ve diğer kolluk kuvvetlerinin, göstericileri nasıl şiddet kullanarak dağıttığını ayrınıtlı bir şekilde anlatmışlardır.

Rapor, ayrıca, ortakları arasında, Rupert Murdoch’a ait News Corporation’ın da bulunduğu Imedi televizyon kanalına yapılan silahlı baskını ve kanalın kapatılmasını da belgelendirmektedir. Yüzlerce polis, Imedi çalışanlarını tehdit ederek yıldırmaya çalışmış ve tüm çalışanları stüdyodan çıkardıktan sonra stüdyodaki ekipmana zarar vermiş ve bazılarını parçalamışlardır.

2 Kasım günü Tiflis’in merkezinde Rustaveli Meydanı’nda Parlamento önünde başlayan ve birkaç gün süren barışçıl gösteriler, 7 Kasım günü polis şiddeti ile bastırılmıştır. Gürcistan’daki muhalefet partileri, Parlamento seçimlerinin 2008’in ilk aylarında yapılması ve siyasi tutukluların serbest bırakılmaları için çağrıda bulunuyorlardı. Gösterilere katılan vatandaşların çoğu, hükümetin karıştığını düşündükleri yolsuzlukların yanında, yüksek işsizlik ve süregiden yoksulluğu da protesto ediyorlardı.

Parlamento merdivenlerinde geceyi geçiren göstericilere ve açlık grevinde bulunanlara sabahın erken saatlerinde gerçekleşen polis müdahalesinin ardından, muhalefet liderleri protesto çağrılarında bulunmuş, ve bunun sonucunda sabah yaklaşık saat 11’de büyük kalabalıklar toplanmaya başlamıştır. Göstericilerin polis barikatını aşarak Rustaveli Meydanı’na dolmasının ardından, Hükümet çevik kuvveti devreye soktu. Kısa süren uyarılardan ve ön sıradaki göstericilere tayzikli su sıkılmasının hemen ardından, çevik kuvvet aniden kalabalığa gözyaşartıcı bomba atmaya ve plastik mermi ile ateş açmaya başlamıştır. Maskeli çevik kuvvet polisi ve diğer birlikler daha sonra kaçan göstericileri takip ederek, tekmelerle ve yumruklarla, cop, sopa ve benzeri şeylerle saldırmıştır. Kalabalıklar daha sonra, şehir merkezinden birkaç kilometre dışarıda, hiçbir sokağın kesmediği geniş bir alan olan Rike’te toplandığında da, çevik kuvvet polisi yine aynı yöntemlere başvurmuştur.

Aynı akşam ilerleyen saatlerde, yüzlerce özel polis timi makinalı tüfekler ve diğer silahlarla Imedi televizyon stüdyolarına girmişlerdir. Gazetecileri ve diğer gazete görevlilerini yere yatırıp, kafalarına silah dayamışlardır. Haber spikerlerinin yayının son dakikalarında izleyicilere yapılan baskını bildirmelerinin ardından, polis Imedi’nin hemen yayını durdurmasını istemiştir. Imedi çalışanları binadan çıkartılmış ve polisler stüdyodaki ekipmanın çoğuna zarar verip bazılarını parçalamışlardır. Binanın önünde toplanan çalışanlara ve kendilerine destek olmak için gelenlere, çevik kuvvet polisi, göz yasartıcı gaz, plastik mermi ve cop kullanarak saldırmışlardır.

Hükümet ve News Corporation şirketi arasında yapılan ve bir ay süren yoğun görüşmelerin ardından, Imedi, Aralık ayının ortalarında yeniden yayın yapmaya başlamıştır. Üst düzey Imedi yetkilileri, ekipmanın büyük bir kısmının parçalandığını ya da kaybolduğunu iddia etmektedirler.

Gürcistan hükümeti, gösterilerin dağıtılması ve Imedi’nin kapatılmasının, Rus karşı istihbaratı ve muhalefeti de finanse eden, Imedi kanalının kurucusu ve yarı ortağı sürgündeki iş adamı Badri Patarkatsishvili tarafından desteklenen darbe tehdidine ve kamu düzeninin bozulması tehlikesine karşı verilen bir tepki olduğunu dile getirmiştir.

Cartner, “Gürcistan hükümeti bir darbe tehlikesiyle karşı karşıya olsun ya da olmasın, hükümet yetkilileri temel insan haklarına saygı gösterme ve polisin gösterilere hukuka uygun ve ölçülü bir şekilde müdahele etmelerini sağlama yükümlülüğü altındadır” dedi ve ekledi, “Hükümetin, Imedi kanalından geleceğini düşündüğü herhangi bir tehdit olasılığına verdiği bu tepki aşırı olmakla birlikte, bir ifade özgürlüğü ihlalidir.”

7 Kasım akşamı geç saatlerde, hükümet, sekiz gün sonra kaldırılan bir sıkıyönetim ilan etti. 8 Kasım günü, Cumhurbaşkanı Mikheil Saakaşvili, siyasi krizi dağıtabilmek için, 5 Ocak 2008 tarihinde yapılmak üzere bir erken seçim çağrısında bulundu. Seçim yasaları gereğince, Saakaşvili, 25 Kasım günü, yani seçimlerden önce görevinden istifa etti. Saakaşvili ve Patarkatsishvili’yi de içeren diğer sekiz aday devlet başkanlığı için yarışacaklar.

“Gelecek devlet başkanlığı seçimlerini kim kazanırsa kazansın, Gürcistan’ın 7 Kasım günü gerçekleşen ciddi ihlallerin aydınlatılması yolunda önünde çok iş vardır” diyen Cartner, şöyle devam etti “Imedi’nin yeniden açılması olumlu bir adımdır, fakat hükümet kolluk görevlileri tarafından işlenen suçları soruşturmalı ve sorumluları yargılamalıdır. Hükümet, ancak bundan sonra yeniden halkın güvenini ve desteğini kazanabilir.”

Başta Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği olmak üzere, Gürcistan’ın, uluslararası müttefikleri, Gül Devrimi ardından iktidara gelmesinden bu yana Cumhurbaşkanı Saakaşvili ve hükümetine tereddütsüz destek verdiler. Batılı devletler şimdiye kadar, Gürcistan hükümetinin reformlar konusundaki iyi niyeti ve defalarca dile getirdiği sözlerine itimat ederek Gürcistanı alenen eleştirmekten kaçındılar.

Cartner, “7 Kasım tarihinden önce dahi, Gürcistan hükümetinin, Gül devrimi boyunca desteklediği hukukun üstünlüğü ve insan hakları ilkelerini ihlal ettiği yönünde ciddi işaretler bulunmaktaydı” dedi. “ABD ve AB’nin, Gürcistanın sallantıda olan insan hakları siciline karşı durmasının ve 7 Kasım olaylarının sorumluluğunu üstlenmesi için baskı yapmasının tam zamanıdır.”

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country