(İstanbul) – İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün bir açıklama yaparak (IŞİD olarak da bilinen) İslam Devleti'nin Suriye'nin Kobani (Arapça Ayn el-Arab) şehrinde gözaltına aldığı çocuklara işkence ve kötü muamele yaptığını bildirdi. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün görüştüğü dört çocuk, yaklaşık 100 çocukla birlikte alıkonuldukları dört ay boyunca yaşadıkları eziyetle ilgili detaylı bilgi verdi.
Yaşları 14 ila 16 arasında değişen bu dört çocuk, IŞİD’in Kobani'deki evlerine giderken kaçırdığı 153 Kürt çocuğun arasında bulunuyordu. Suriyeli Kürt makamları ve basında çıkan haberlere göre IŞİD, alıkoyduğu çocuklardan elinde bulunan son 25 çocuğu da 29 Ekim'de serbest bıraktı. IŞİD tarafından Eylül sonunda serbest bırakıldıktan sonra güvende olmak için kaçtıkları Türkiye'de ayrı ayrı görüşülen dört çocuk, sürekli hortum ve elektrik kablosuyla dövüldüklerini ve IŞİD'in kafa kesme ve saldırı videolarını izlemeye zorlandıklarını anlattılar.
“Suriye’de baş gösteren ayaklanmanın ilk günlerinden itibaren çocukların, önce Esad hükümetinin şimdi de IŞİD'in elinde gözaltı ve işkence dehşetine maruz kaldıklarına” dikkat çeken İnsan Hakları İzleme Örgütü çocuk hakları özel danışmanı Fred Abrahams, “IŞİD'in çocuklara işkence ve kötü muamele yaptığına dair bu kanıtlar, neden kimsenin bu suç örgütüne destek vermemesi gerektiğini gösteriyor” dedi.
IŞİD 29 Mayıs'ta, Halep'te ortaokul sınavlarına girdikten sonra Kobani'deki evlerine dönmekte olan yaklaşık 250 Kürt öğrenciyi durdurdu. Gruptaki 100 kadar kız çocuğunun tamamını birkaç saat içinde serbest bırakan IŞİD, 153 oğlan çocuğunu ise Kobani'nin 55 km güneybatısında yer alan Manbij kasabasındaki bir okulda alıkoydu.
Çocukların 50 kadarı Haziran – Eylül ayları arasında kaçtı veya serbest bırakıldı. Serbest bırakılanlardan 15’inin Kürt silahlı Halk Koruma Birlikleri'nin (YPG) elindeki IŞİD savaşçılarıyla değiş tokuş yapıldığı anlaşılıyor. IŞİD Eylül sonlarında ellerindeki çocuklardan aşağı yukarı 75'ini daha serbest bıraktı. Bu son grupta yer alan çocuklardan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün görüştüğü dört çocuk, neden serbest bırakıldıklarını bilmediklerini söylediler.
Kobani idaresini elinde bulunduran ana Kürt siyasi partisi konumundaki Demokratik Birlik Partisi'nden (PYD) bir yetkili İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, IŞİD'in son 25 çocuğu da 29 Ekim'de serbest bıraktığını ve çocukların Kobani'deki çatışmalar yüzünden Türkiye'ye ulaşmak üzere yola çıktıklarını söyledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün görüştüğü dört çocuğun anlatımlarına göre Manbij'deki okulda bulunan IŞİD muhafızları, kaçmaya çalışan, zorunlu din derslerinde başarısız olan veya yaramazlık yaptıklarını düşündükleri çocukları dövüyordu. Çocuklar IŞİD’in, özellikle YPG'de akrabaları olan ailelerden gelen çocuklara daha da kötü muamele ettiğini kaydettiler.
15 yaşındaki çocuklardan biri “En büyük eziyeti aileleri YPG'ye yakın çocuklar çekti” dedi. “[IŞİD militanları] 'Kobani'ye gittiğimizde hepsini yakalayıp keseceğiz' diyerek onlardan ailelerinin, kuzenlerinin, amcalarının adreslerini vermelerini istediler. YPG’yi kâfir olarak görüyorlardı.”
15 yaşındaki çocuk, IŞİD’li muhafızların özellikle yaramazlık yaptıklarında çocukların ellerine, sırtlarına ve ayak tabanlarına elektrik kablosuyla vurduğunu anlattı. Aynı çocuğun aktardığı olaylardan biri ise şöyleydi:
Başka bir grubun odasında yakalanan bir çocuk “Anneciğim” dediği için ellerini arkasından bağladılar ve bir ayağını da ellerine bağlayarak astılar. Ona annesini değil Allah'ı yardıma çağırması gerektiğini söylediler.
Dört çocuk, IŞİD'in çocukları sekiz gruba ayırdığını ve her grubun farklı bir sınıfta uyuduğunu söylediler. Anlattıklarına göre her çocuğun üç battaniyesi vardı: Battaniyelerden ikisi yere serip üzerine yatmak, biri de üstüne örtmek için. Muhafızlar çocukların iki haftada bir yıkanmalarına izin veriyordu. Günde iki defa yemek verilen çocuklardan bazılarının kaçması üzerine, geriye kalanların dışarıda oynamalarına da izin verilmemeye başlandı.
Çocuklar alıkonuldukları süre boyunca zaman zaman anne babalarının ziyaretlerine geldiğini veya onlarla telefonda konuştuklarını aktardılar. İlk günlerde Kürtçe konuşmalarına da izin verilmiyordu.
Günde beş defa namaz kılmaya zorlandıklarını ve yoğun bir dini eğitimden geçtiklerini ifade eden çocuklar, ayrıca öğretmenler tarafından IŞİD'in çatışırken ve esirlerin kafalarını keserken çekilen videolarını izlemeye zorlandıklarını da kaydettiler.
Çocuklar, okuldaki muhafızların ve öğretmenlerin Suriyeli Araplar ile Ürdün, Libya, Tunus ve Suudi Arabistan’dan gelenlerden oluştuğunu aktardılar. Dört çocuk da kendilerini en ağır dövenlerin Suriyeliler, özellikle Halep yakınlarından gelen Abu Şehid adlı adam olduğunu söylediler. Çocuklardan 16 yaşında olanı sık sık gerçekleşen dayak vakalarıyla ilgili olarak şunları anlattı:
Programa uymayanlar dövülüyordu. Bize ya yeşil bir hortumla veya kalın bir elektrik kablosuyla vuruyorlardı. Falakaya da yatırıyorlardı. Araba lastiğini daha az kullanıyorlardı. Beni bir keresinde lastiğin içine sokup dövdüler. Bazen bizi sebepsiz yere dövmek için bahaneler uydururlardı. En kötüsü Suriyeli muhafızlardı, en fena onlar dövüyordu. Bizi Kur’an'dan ayetler öğrenmeye zorluyor, beceremeyenlere dayak atıyorlardı. Bazı çocukların kaçmaya kalkışmasının ardından bize muameleleri kötüleşti. Hepimizi cezalandırdılar ve daha az yemek verdiler.
Neden serbest bırakıldıklarına ilişkin olarak, dini eğitimlerini tamamladıkları dışında herhangi bir açıklama yapılmadığını kaydeden çocuklar, IŞİD’in kendilerine 150’şer Suriye lirası (yaklaşık 2.25 TL) ve dini içerikli birer DVD vererek serbest bıraktığını anlattılar.
Kobani civarından dört Kürt’ün İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne anlattıklarına göre, Mayıs'ta kaçırılan çocuklardan ayrı olarak, IŞİD Kobani yakınlarındaki köylerden başka çocuklarla sivil kadın ve erkekleri de kaçırdı. Görünüşe göre IŞİD bu rehinelerin bazılarını, YPG'nin elindeki savaşçılarının serbest bırakılmasına karşılık koz olarak elinde tutuyor. (Detaylar için aşağıya bakın.)
Uluslararası insancıl hukuk (silahlı çatışma kuralları) uyarınca rehine almak savaş suçu teşkil ediyor. Yine uluslararası insancıl hukuk mevzuatında bir savaş suçu olan işkence, bilgi veya itiraf elde etmek, cezalandırmak, sindirmek veya baskı altında tutmak amacıyla şiddetli fiziksel veya zihinsel acı veya eziyet etmek şeklinde tarif ediliyor.
BM Güvenlik Konseyi, 15 Ağustos'ta tüm üye ülkelerin IŞİD'e, Nusra Cephesi'ne ve El Kaide ile bağlantılı diğer tüm birey veya gruplara yabancı savaşçıların, finans kaynaklarının ve silahların geçişinin engellenmesi için ulusal çapta tedbirler almasını talep eden 2170 nolu kararı kabul etti.
24 Eylül günü BM Güvenlik Konseyi'nin kabul ettiği 2178 nolu kararla da tüm üye devletlerin, IŞİD'le bağlantılı olanlar dahil olmak üzere, teröristlerin savaşçı toplamalarına, örgütlenmelerine ve hareket etmelerine engel olmak için izleme tedbirleri oluşturmaları, etkin sınır denetimi yapmaları ve gerekli diğer önlemleri almaları talep edildi. Karar ayrıca üye devletleri bu alanda işbirliği yapmaya, gereken tüm tedbirleri almaya, kovuşturmaları yürütmeye ve diğer devletlerin terörle mücadele kapasitesi geliştirmelerine destek olmaya teşvik ediyor.
Abrahams, “Orta Doğu ve Batı ülkeleri, IŞİD'e desteği engellemeyi amaçlayan BM Güvenlik Konseyi kararlarını hızla hayata geçirmelidir. IŞİD'in yaptığı ihlalleri durdurmak için hükümetler örgütün asker ve fon toplamasını engellemelidir” dedi.
IŞİD'in Rehin Aldığı Diğer Suriyeli Kürtler
Kobani yakınlarındaki Kunaftar köyünden bir kadın ve geliniyle bir arada görüşme yapıldı. Görüşme yapılan kadınların anlatımlarına göre IŞİD, 21 Mayıs günü köylerini işgal ettikten sonra iki erkek ile 12 kadın ve çocuğu rehin aldı. YPG'nin hazırladığı listede 6’sı 10 yaşından küçük çocuk olmak üzere 14 kişinin ismi ve yaşları yer alıyor. IŞİD kadınlarla çocukların çoğunu Ramazan Bayramı arifesi olan 28 Haziran'da serbest bıraktı. Ancak serbest bırakılmalarının üstünden dört ay geçmesine rağmen iki erkekle 17 yaşındaki bir erkek çocuk IŞİD tarafından alıkonuluyor.
20 yaşındaki gelin, yakalanıp serbest bırakılanlardan biri olduğunu söyledi. IŞİD'in Manbij'de 14 kişiyi alıkoyduğunu ve herhangi bir şiddet kullanmadan rehinelerin YPG ile ilişkileri hakkında sorguladığını anlattı. Alıkonduğu sırada doğum yapan kadın, IŞİD muhafızlarının kendisini doğum için hasteneye götürdüklerini aktardı.
Kadının kayınvalidesi, grup gözaltındayken, Manbij'deki IŞİD komutanına şikâyet için gittiğini anlattı: “Onları serbest bırakması için yalvarmaya Manbij Emiri Abu Haşim'e gittim. Bana 'YPG esir tuttuğu insanlarımızı serbest bıraksın, biz de onları serbest bırakacağız' dedi”.
IŞİD, Kobani yakınlarındaki diğer bir köy olan Minas’ı Ekim başında ele geçirdiğinde yedi sivil erkeği rehin aldı. İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne bu bilgiyi veren, rehin alınanlardan ikisinin akrabası olan kişi, bu yedi rehineden üçünün IŞİD gelirken köyde olduğunu, iki amcasının da aralarında bulunduğu diğer dördünün ise IŞİD’in köye girmesinden sonra, bazı şahsi eşyalarını almak için köye döndüklerini söyledi. Yakalanmalarının ardından amcalarından birini telefonla arayarak kısaca konuştuğu bilgisini de aktardı.
Gassaniye (Kürtçe Helinj) köyünden 40 yaşında bir çiftçi de 16, 17, 18 ve 27 veya 28 yaşındaki dört yeğeninin Şubat sonlarında Irak Kürdistan'ına giderken IŞİD kontrolündeki bölgeden geçtikleri esnada, IŞİD tarafından kaçırıldıklarını söyledi. Ailenin terkedilmiş arabayı Halep-Hassaka yolu üzerinde, Tel Tamer'in 10 km batısındaki Aliya adlı yerde bulduğunu anlatan çiftçi, “Bu bölge IŞİD kontrolündeydi. Onları, insanları korkutmak ve terörize etmek için IŞİD'in aldığından eminim” dedi.
İki PYD yetkilisi İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne söz konusu dört kişinin IŞİD'in Şubat sonunda aynı bölgeden, çalışmak için Irak Kürdistanı'na giderlerken kaçırdığı tahmini 160 erkek ve oğlan çocuğu arasında olduğunu söyledi. Bildikleri kadarıyla bu gruptan hiç kimsenin serbest bırakılmadığını belirttiler.