Skip to main content

Türkiye: Cumhurbaşkanına Hakaretten Kovuşturmalar Sona Ermeli

Hükümet Seçimler Öncesinde Muhaliflerin Peşine Düşüyor

(İstanbul) – İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle kovuşturmaya uğrayan avukatın tutukluluğunun mahkemece 29 Nisan 2015 tarihinde kaldırılarak serbest bırakıldığını, ancak avukatın daha baştan böylesi bir suçlamaya maruz kalmaması gerektiğini söyledi.

24 yaşındaki Umut Kılıç, son aylarda hakkında cumhurbaşkanına hakaretten soruşturma açılarak ciddi bir gerekçeye dayandırılmaksızın tutuklanan kişilerden yalnızca bir tanesi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün kıdemli Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair-Webb Türkiye'nin, kamu görevlilerine hakaret suçlamasıyla insanlar hakkında kovuşturma yürütmeye bir son vermesi gerekiyor” dedi.  “Mahkemelerin, davanın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret olması halinde tutukluluk kararı vermesi özellikle kaygı uyandırıyor.”

Kılıç 21 Nisan 2015 tarihinde, Ankara'da Adalet Bakanlığının hakim adaylığı sınavı mülakatı sırasında girdiği tartışmadan sonra tutuklandı. İddiaya göre Kılıç'ın kurul üyeleri, hükümet ve cumhurbaşkanı hakkında eleştirel yorumlarda bulunmasının ardından, mülakat kurulunun bakanlığa bağlı üst düzey üyeleri polis çağırarak Kılıç'ı gözaltına aldırttı.

Önce savcı önüne, ardından mahkemeye çıkarılan Kılıç mahkeme tarafından tutuklanarak hapse gönderildi. Cumhurbaşkanına hakaret suçunun kovuşturulması için kendisinin izni gereken Adalet Bakanı kovuşturma izni verdi ve 27 Nisan günü Ankara'da bir savcı TCK'nın 299/1 maddesine dayandırarak Cumhurbaşkanı'na hakaretten iddianame hazırladı. Kılıç altı yıla kadar hapis cezası alabilir ve 53. madde uyarınca kamu görevi yapmaktan men ve seçimlerde oy verme haklarından mahrum edilebilir.

Savcılık iddianamesi olayla ilgili Adalet Bakanlığı'nın üst düzey memurlarının onayladığı tutanağı temel alıyor. Tutanakta Kılıç'ın, mülakat kurulunun “mevcut sistemin işbirlikçileri, faişst Ak Parti iktidarının uşakları” olduğunu ve “dışarı çıkarılırken 'hırsız, katil Recep Tayyip Erdoğan' şeklinde slogan attığının duyulduğu” iddia ediliyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne konuşan avukatları, Kılıç'ın olayın bu versiyonunu Kabul etmediğini ve yargının kayırmacılığı yüzünden Kılıç'ın yazılı sınavı geçmesine rağmen hakim olarak atanmasının engellendiğine inandığını söyledi.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre ifade edilen görüşler ne kadar şok edici ve saldırgan olursa olsun ifade özgürlüğü koruma altındadır. Ancak iddianamede Cumhurbaşkanına hakaretin suç sayılmasının “Cumhurbaşkanına saygının yüksek ve sarsılmaz bir halde tutulmasını sağlamayı amaçladığı” ve “devletin manevi kişiliği, Anayasal kurumları ve hukuksal kişiliğinin korunduğu” öne sürülüyor. Ayrıca iddianamede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadında  “hırsız, katil” gibi sıfatların ifade özgürlüğü koruma kalkanına sahip olmadığı söyleniyor. Kılıç'ın davası için henüz bir tarih belirlenmedi, ancak önümüzdeki haftalarda davanın başlaması bekleniyor.

Türkiye hükümeti makamları ısrarla tahkir edici kelimelerin ifade özgürlüğü kapsamına girmediğini savunuyor. Avrupa Konseyi, Avrupa Komisyonu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi kurumlar ile gerek uluslarası, gerek Türkiye insan hakları kuruluşları bu tutumu ve Türkiye'nin ifade özgürlüğünü sürekli kısıtlamasını defalarca eleştirdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye'yi defalarca Avrupa Sözleşmesinin 10. maddesiyle koruma altına alınan ifade özgürlüğünü ihlal etmekten mahkum etti.

Emma Sinclair-Webb “Mahkemelerin uluslararası standartlara uygun davranarak ifade özgürlüğünü korumaları ve hükümetin AİHM içtihadını yanlış sunmaktan vazgeçmesi, Türkiye'nin demokrasisi ve hukukun üstünlüğü için yaşamsal öneme sahiptir” diyerek, Kılıç'ın ve diğerlerinin soruşturma aşamasında geçerli bir sebep olmadan tutuklanmalarının, peşinen cezalandırma izlenimi yarattığını söyledi.

Yetkili makamlar 2014 yılı sonundan bu yana, aralarında çocukların da bulunduğu pek çok benzeri davayı adalet bakanının iznini alarak açtı. Hakkında dava açılanlardan bazıları kısa süreli tutukluluğa maruz kaldı. Cumhurbaşkanına hakaretten yapılan yargılamalar bir ila dört yıl arasında hapis cezasıyla sonuçlanabilir. Bu suçun alenen işlenmesi halinde ceza altıda bir oranında arttırılıyor. Davaların bazıları sözlü ifadeler için, diğerleri ise sosyal medya üzerinden yapılan eleştiriler için açıldı. Bu vakaların hiç birinde sanık ne şiddete başvurmuş ne de şiddete teşvik etmişti. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün tespit ettiği benzeri davalar arasında şunlar yer alıyor:

  • 23 Aralık günü, polis Konya'da 16 yaşındaki bir öğrenciyi, siyasi bir toplantıda yaptığı konuşmanın ardından gözaltına aldı. Çocuğun “Liseliler olarak şunu söylüyoruz, yolsuzluğun, rüşvetin, hırsızlığın başı olan Erdoğan’ı bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak değil kaçak sarayın hırsız Tayyib’i olarak görüyoruz” dediği iddia edildi. Mahkemece tutuklanan öğrenci, yaptığı itiraz sonucu 26 Aralık'ta serbest bırakıldı. Dava Mart ayında Konya Çocuk Mahkemesi'nde görülmeye başlandı ve Eylül'e ertelendi. Konya'da 17 yaşındaki bir başka çocuk da benzer bir suçla yargılanıyor.
  • Polis, sosyalist Birleşik Haziran Hareketi üyesi olan siyasi aktivist  Onur Kılıç'ı, İzmir'de 10 Ocak'ta düzenlenen bir mitingde “hırsız, katil” sloganı attığı gerekçesiyle gözaltına aldı. Kılıç 13 Şubat'ta İzmir'de çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. İtirazın ardından 27 Şubat'ta serbest bırakıldı. Ancak hakkındaki cumhurbaşkanına hakaret davası 4 Mayıs'ta İzmir'de başlayacak.
  • Polis 22 yaşındaki Kadir Yavaş'ı 13 Şubat'ta Edirne'de, 24 yaşındaki Şafak Kurt'u ise 14 Şubat'ta Akhisar'da cumhurbaşkanına hakaret ettikleri gerekçesiyle gözaltına aldı. Yaptıkları itirazlar sonucunda serbest bırakılmadan önce Yavaş 3 gün, Kurt da 11 gün tutuklu kaldı. Kurt'un yargılanmasına 7 Nisan'da başlandı ve Temmuz'a ertelendi. Yavaş aleyhine açılan davanın ilk duruşması ise 30 Nisan'da yapılacak.
  • Polis eski milletvekili Feyzi İşbaşaran'ı attığı twitlerde cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle 8 Aralık'ta gözaltına aldı. İstanbul'da bir mahkemece tutuklanan İşbaşaran, yaptığı itiraz üzerine 20 Ocak'ta serbest bırakıldı. Hakkında Şubat ayında açılan dava devam ediyor.
  • Polis 40 yaşındaki esnaf İlker Bulundu'yu 25 Nisan'da, sosyal medyada cumhurbaşkanını eleştirmesinden bir ay sonra evinden gözaltına aldı. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Bulundu'nun  tutukluluğu devam ediyor.

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country
Topic