Skip to main content

Türkiye/Suriye: Küresel Salgın Sırasında Su Silah Olarak mı Kullanılıyor?

KOVİD-19’dan korunabilmek yeterli su verilmesine bağlı

Yerinden edilmiş Suriyeli bir kız, İdlib'in Kuzey kırsalındaki Suriye-Türkiye sınırına yakın, yerlerinden edilmiş Suriyeli mülteciler için kurulmuş kamptaki bir sarnıçtan su dolduruyor.  © 2018 AP Images / Anas Alkharboutli


(Beyrut) – İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yaptığı bir açıklamada, Kuzeydoğu Suriye’deki Kürtlerin kontrolündeki bölgelere Türkiyeli yetkililer tarafından yeterli su verilmemesi nedeniyle, insani yardım örgütlerinin Kovid-19 salgınına karşı önlem alma ve korunmaya muhtaç toplulukları koruma yeteneklerinin zafiyete uğradığını belirtti. Türkiyeli yetkililer, Allouk su sevkiyat istasyonundan yeterli miktarda su verilmeye başlanması için derhal ellerinden geleni yapmalılar.

Türkiye ve Türkiye’nin desteklediği güçler, 2019 Ekim’inde başlattıkları askeri harekat sırasında, Allouk Su Sevkiyat istasyonunun kontrolünü ele geçirmişlerdi. Resulayn (Serekaniye) kenti yakınlarındaki Allouk su sevkiyat istasyonu, başta El Haseke kenti ve yerlerinden edilmiş insanların yaşadığı üç kamp olmak üzere, El Haseke vilayetinde yaşayan 460 bin kişiye hizmet veriyor. İnsani yardım örgütlerinin İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne verdikleri bilgiye göre, Türkiyeli yetkililer sene başından bu yana suyu sık sık kestiler. En son su kesintisi 29 Mart günü başladı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Ortadoğu direktör yardımcısı Michael Page, “Türkiyeli yetkililer, en gelişmiş yönetişim ve altyapı sistemlerinin dahi aşırı yüklenmesine neden olan küresel bir salgın sırasında, Suriye’nin en muhtaç bölgelerine su vermeyi durduruyorlar,” şeklinde konuştu. Page, “Türkiyeli yetkililer, bu topluluklara su verilmesini devam ettirmek için ellerinden geleni yapmalıdırlar,” dedi.

Kuzeydoğu Suriye’deki yerel yetkililer ve insani yardım grupları, KOVİD-19’a karşı bir önlem planı hazırlarken çok büyük engellerle karşı karşıya kaldıklarını belirtiyorlar. Irak Kürdistan’ı ile Kuzeydoğu Suriye arasındaki sınır kapalı olduğu için bölgeye ilave insani yardım malzemesi sevkiyatı yapılamıyor. El Yarubiye sınır kapısının sınır ötesi insani yardım malzemesi tedariki amacıyla kullanılması için verilmiş iznin, Rusya’nın kararın tamamını veto etme tehdidi karşısında, BM Güvenlik Konseyi tarafından kaldırmış olması da malzeme tedarikini olumsuz etkiledi. Al-Yarubiyeh,temel olarak Dünya Sağlık Örgütü tarafından Kuzeydoğu Suriye'ye malzeme sağlamak için kullanılıyordu.

İnsani yardım ajansları, seçeneklerinin kısıtlı olması nedeniyle, el yıkama konusunda insanları bilinçlendirmeyi bir öncelik olarak ele aldıklarını belirtiyorlar. Ancak suların sürekli olarak kesilmesi, insanları bu önlem konusunda dahi teşvik etmekte yetersiz kalmak anlamına geliyor.

Türkiye, el Mabruke ve Tişrin Barajlarını kontrol eden yetkililerin su sevkiyat istasyonuna ve Türklerin kontrolündeki Resulayn kentine elektrik vermediklerini söyleseler de, insani yardım çalışanları El Mabruke barajının su sevkiyat istasyonuna hizmet vermediğini ve su istasyonunu işletmeye yetecek miktarda elektriğin her halükarda mevcut olduğunu belirtiyorlar. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Suriye hükümetinin insani yardım malzemelerini ve asli hizmetleri ayrımcı bir şekilde başka yönlere saptırdığını daha önce belgelendirmişti. İnsan Hakları İzleme Örgütü, çatışan tarafların hiçbirinin, muhtaç insan topluluklarına sunulan asli hizmetleri engellememesi gerektiğini belirtti.
 
Allouk su sevkiyat istasyonu, önceden IŞİD tarafından kontrol edilen bölgelerde yaşayan, şimdi ise el Hol ve Arişi kamplarında barınan on binlerce Suriyeli, Iraklı ve yabancı uyruklu insan başta olmak üzere, hali hazırda zaten korunmasız olarak görülen insan topluluklarına su sağlıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü tuvaletlerin taşması, lime lime olmuş çadırlara lağım sızması ve kamp sakinlerinin banyo suyu tanklarından su içmeleri başta olmak üzere, söz konusu kamplardaki vahim koşulları belgelendirmişti. Suyun kesilmesiyle birlikte bu koşullar daha da ağırlaşacak ve kamplarda yaşayan insanların Korona virüsü kapma riski daha da artacaktır.

Bölgede çalışan insani yardım kuruluşları, Allouk su sevkiyat istasyonuna alternatif olarak kullanılabilecek su kaynaklarının yetersiz olduğunu belirtiyorlar. Halen kamyonlarla su taşınıyor ki bu çok zaman alan ve sürdürülebilir olmayan bir süreç. Kuzeydoğu Suriye Su ve Sıhhi tesisat grubuna göre, kamyonlarla taşınan su, insanların ihtiyacının ancak %50’sini karşılıyor ve çok pahalı. Bir insani yardım çalışanı da kamyonlarla taşınan suyun kalitesinin su sevkiyat istasyonundan verilen suya kıyasla çok daha düşük olduğunu ve özellikle de içme suyunun mevcudiyetini olumsuz etkilediğini belirtiyor.

Yerel yetkililere ve alınan haberlere göre, Allouk’tan verilen suyun kesilmesi, Kürtlerin öncülüğündeki yetkilileri, Türkiye’nin desteklediği fraksiyonların kontrolündeki bölgelere el Mabruke santralından elektrik vermeye zorlamak amacıyla uygulanan bir baskı taktiği. El Mabruke elektrik santralı, Rusya ile Türkiye arasında 2019 Aralığında varılan mutabakat uyarınca, Suriye hükümeti ile Kürtlerin öncülüğündeki yetkililerin kontrolünde kalmış durumda.

Uluslararası insani yardım hukukuna ve savaş hukukuna göre silahlı bir çatışmanın tüm tarafları, su dağıtımı ve sıhhi tesisat başta olmak üzere, sivil nüfusun hayatını idame ettirmek için kullanılması şart olan nesneleri korumak zorundalar. Çatışmanın tarafları, sivillerin yeterli suya ve sıhhi tesisata erişimini sağlamalıdır. Ayrıca, uluslararası insan hakları hukuku da hükümetleri ve fiili yetkilileri suya erişim hakkına riayet etmek ve insanların temiz, mevcut, kabul edilebilir, erişilebilir ve uygun fiyatlı sudan yararlanmalarını sağlamakla yükümlü kılar. Sivil ahaliye ayırım ve hukuk dışı kısıtlamalar yapmaksızın elektrik ve su vermek için, Suriye hükümeti, Kürtlerin öncülüğündeki yetkililer, BM yardım ajansları ve Türkiye birlikte çalışmalıdır.

Page “Türkiyeli yetkililerin Kuzeydoğu Suriye’deki insan topluluklarına verilen suyu kesmesi, sivillere zarar verdiği gibi, Türkiye’nin kendisine de zarar verebilir,” şeklinde konuştu. Page “Korona virüsü tehdidine karşı insan haklarına saygılı kamu sağlığı önlemlerini almak gerekiyor. Sınırlar, küresel bir salgını durdurmaya yetmez,” dedi.

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country