Skip to main content

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bugün yayınladığı raporda Somali'deki askeri mahkemelerin 2011 yılından beri, yargı yetkisinin dışında kalan yüzlerce kişiyi yargıladığını veya uluslararası adil yargılama standartlarına aykırı yargılama yaptığını açıkladı. Hükümetin sivil davaları derhal olağan mahkemelere göndermesi gerektiğini belirten örgüt, Somali'deki adalet sisteminin acilen ihtiyaç duyduğu iyileştirme sürecine yardım eden uluslararası bağışçıların askeri mahkemelerde reform yapılması zorunluluğunu gözardı etmemeleri gerektiğini vurguladı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından hazırlanan “'Mutlak Yetkili' Mahkemeler: Somali'nin Askeri Mahkemelerinde Adil Yargı İhlalleri” başlıklı 33 sayfalık rapor, askeri mahkemelerde yargılanan askeri personelin yanı sıra isyancı ve destekçi olduğundan şüphelenilenler, polis memurları ve sıradan sivillerin temel adil yargılanma haklarına yönelik ihlalleri belgeliyor. Örgüt, raporun hazırlanması aşamasında askeri mahkeme yetkilileri, avukatlar ve hukuk uzmanları ile 30'dan fazla sanık ve sanık yakınıyla görüştü. Görüşülen kişiler askeri mahkemelerin yargılamalarda sanıkların kendi istedikleri bir avukatı tutma, savunma hazırlama ve sunma, halka açık yargılanma, suçu kabul etmeme ve mahkumiyeti bir üst mahkemede temyiz etme gibi haklarını nasıl kısıtladığını anlattı. Geçtiğimiz yıl mahkumiyet alanların bir düzineden fazlasının ölüm cezasına çarptırılması ve cezanın infaz edilmesi ülkenin temel insan haklarına daha da fazla zarar verdi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Afrika direktör vekili Leslie Lefkow, “Somali'nin askeri mahkemelerinde yapılan kısa yoldan yargılamalar Somalili yetkililerin işine geliyor olabilir ama bu, sanık haklarının ihlal edilmesini mazur gösteremez” diyerek “Somali'nin askeri mahkemelerinde reforma gitmesi ve sivillerin davalarını sivil mahkemelere taşıması gerektiğini” ifade etti.

Ağustos 2011'de, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki yoğun çatışmanın ve ana İslamcı muhalif grup El Şebab'ın şehir merkezinden çekilmesinin ardından, dönemin Geçiş Dönemi Federal Hükümeti Başkanı Sheikh Sharif Sheikh Ahmed, El-Şebab'ın boşalttığı bölgelerde olağanüstü hal ilan etti. Bu karar askeri mahkemelere bu bölgelerde işlenen bütün suçlar üzerinde - dolayısıyla sivillerce işlenenler üzerinde de- yargılama yetkisi sağladı. Olağanüstü hal üç ay sonra sona erdiyse de askeri mahkeme Askeri Ceza Usulleri Kanunu'nda öngörülen çerçeve dışında kalan sanıkları da yargılamayı sürdürdü.

Askeri Mahkeme El Şebab'la bağlantılı davaların yanı sıra polis ve istihbarat teşkilatlarının mensupları gibi sivil mahkemelerin yargılamakta zorlandığı davalara da bakıyor. Afrika ve uluslararası insan hakları standartları, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmalarını büyük oranda yasaklıyor ve ülkelere giderek daha yoğun olarak askeri mahkemelerin yargı yetkisinin askeri personelin işlediği askeri suçlarla sınırlandırılması yolunda çağrı yapıyor.

Somalili yetkililer ve yargı erki, içlerinde sivil sanıkların da bulunduğu davalar dahil olmak üzere, El Şebab'la bağlantılı bütün davaların askeri mahkemelerde görülmesini olağan mahkemelerin korumasız oldukları ve ülkenin acil güvenlik ihtiyaçlarından kaynaklanan saldırılara karşı savunmasız olduğu gerekçesiyle savunuyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü dile getirilen sebeplerin samimi kaygılar içermesine rağmen, sanıkların adil yargılanma hakkının ihlal edilmesini mazur gösteremeyeceğini söyledi.

Askeri mahkeme hakimleri henüz kısa bir süre önce sanıkların hukuki danışmana erişimini sağlamaya çalıştı. Ancak, hükümet kontrolündeki orta-güney bölgede avukat bulunmaması ve mahkemenin toplu dava uygulaması yüzünden sanıkların kendilerine atanan avukatlara erişimi genellikle son derece kısıtlı oluyor. Örneğin Temmuz 2013'te gezici mahkeme, Baidoa'da dört gün içinde onlarca davaya baktı. İldeki tek nitelikli avukat son anda, duruşmanın ilk gününde, tüm sanıklara vekalet etmek üzere çağrıldı; tahmin edilebileceği gibi uygun bir savunma hazırlamak bir yana, sanıkların tamamıyla görüşemedi bile. Ayrıca, savunma avukatları yeterli süreye ve suçlamalarla ilgili bilgiye sahip olamadıkları için, uygun bir savunma hazırlama becerileri son derece kısıtlanmış oluyor.

Bir savunma avukatı, vekili olduğu davanın görüldüğü mahkemenin hakimlerini gereken belge ve dosyalara erişimi engellemekle suçladı: “Sivil mahkemede olsaydık rahatlıkla [yazılı bir karar] talebinde bulunabilirdim, ama bu askeri mahkemedekiler ellerinde mutlak yetki olduğunu düşünüyorlar; bu yüzden onlarla konuşamıyorsun. Hiçbir şey soramıyorsun ve kimsenin insan haklarına saygı göstermiyorlar.”

Sanıkların nasıl bir prosedür sonucunda kendilerini askeri mahkemenin önünde bulduğu hâlâ net olmasa da, İnsan Hakları İzleme Örgütü bir çok sanığın Somali'nin istihbarat birimi olan Milli İstihbarat ve Güvenlik Teşkilatı'nın (NISA) yaptığı güvenlik operasyonlarda toplu gözaltına alındığını ortaya çıkardı. NISA zaman zaman gözaltındakileri herhangi bir yargı denetimi olmaksızın uzun süre gözaltına tutuyor.

Lefkow, “Sanıkların hukuk danışmanlarına erişimlerinin ve savunma hazırlayıp sunma olanaklarının kısıtlanması gözaltında kötü muamele görme risklerini artırıyor ve adil yargılanma ihtimallerini de zayıflatıyor” dedi. Lefkow ayrıca, Somali makamlarının ve bağışçıların ülkenin tamamında bütün sanıkların ihtiyaç duydukları hukuki desteği almalarını sağlayacak güçlü bir adli yardım sistemine destek vermesi gerektiğini söyledi.

Başkan Hassan Sheikh Mohamud hükümeti ve hükümetin uluslararası ortakları ülkenin adalet sisteminin yeniden kurulmasına destek olma sözü verdiler. Refom ağırlıklı olarak sivil mahkemelere yoğunlaşsa da bağışçılardan en az ikisi askeri mahkemeleri de dahil etmenin yollarını arıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, askeri mahkemelerde adil yargılamayla ilgili mevcut önemli kaygıları dikkate alınarak, Başkan Hassan Sheikh'in ölüm cezasında moratoryum ilan etmeye doğru ilk adım olarak hükme bağlanmış ölüm cezalarını derhal hafifletmesi gerektiğini açıkladı. Örgüt, hükümetin ve uluslararası bağışçıların olağan mahkemelerin kapasitelerini, hesap verebilirliklerini ve güvenliklerini arttırmaları ve tüm hakim, savcı ve savunma avukatları için gereken eğitimleri çoğaltmaları gerektiğini de vurguladı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü askeri mahkeme hakimlerinin bağımsız dava gözlemcilerine izin vermesi ve güvenlik koşulları izin verdiği ölçüde halkın duruşmalara erişimini sağlaması gerektiğini de kaydetti. Somali parlamentosu sanıklara bütün mahkemeler karşısında daha iyi korunma sağlayacak mevzuatı yürürlüğe koymalıdır. Bu mevzuat, adli yardım kanunu ve geçiş dönemi anayasasında belirtildiği gibi milli güvenlik birimlerinin farklı rollerini tanımlayan, haklara saygılı bir ulusal güvenlik yasası ve askeri mahkemelerin yargı yetkisini kısıtlayan düzenlemeleri kapsamalıdır.

“Somali'nin adalet sistemini yeniden kurmanın vakit alacağını ifade eden Lefkow, “Ama şimdi önemli adımlar atılabilir. Sivil mahkemelerin güçlendirilmesine ihtiyaç var ve askeri mahkemelerin yetkileri de eskiden olduğu gibi askeri davalarla sınırlandırılmalıdır” dedi.

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country