Skip to main content

Türkiye: İnsan Hakları Kurumuna dair Hatalı Plandan Vazgeçin

Bağımsız İnsan Hakları Kurumu Yasa Taslağı Bağımsızlıktan Uzak

(İstanbul) – İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch-HRW) bugün yaptığı açıklamada Türkiye hükümetinin insan hakları kurumunun tesisine ilişkin yasa taslağını,  bu tasarıyla kurulması önerilen kurumun hükümetten bağımsız ve tarafsız olamayacağı gerekçesiyle geri çekmesi gerektiğini söyledi. Kurumun oluşturulmasıyla ilgili yasa taslağı, Meclis İnsan Hakları Araştırma Komisyonu tarafından 13 Haziran 2012’de onaylandı ve birkaç gün içinde Genel Kurul gündemine getirilmesi bekleniyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair-Webb, “Türkiye’de  hükümet güdümlü insan hakları organlarının bir geçmişi olduğunu ve bu organların her birinin de işlevsiz kaldığını” hatırlatarak  “Türkiye’nin hükümetten hesap sorma yetkisine haiz, etkin ve bağımsız bir insan hakları organına ihtiyacı var ve halihazırdaki planlar bu sınavı geçemiyor” dedi.

Türkiye İnsan Hakları Kurumu’nun (TİHK) oluşturulmasına dair tasarılar 2009’dan beri gündemdeydi. Yerli ve uluslararası insan hakları gruplarının, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin ve Avrupa Komisyonu’nun İnsan Hakları Kurumu Kanunu tasarısının kurumun hükümetten bağımsızlığını sağlamadığı yönündeki yinelenen eleştirilerine rağmen, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti yasanın özünde değişikliğe gitmeyi reddetti.

Birleşmiş Milletler’in (BM) Paris İlkeleri olarak bilinen ve ulusal insan hakları kurumları için geliştirilen kapsamlı bir dizi standartları bulunuyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiye hükümetinin yasa tasarısının birçok yönden Paris İlkelerinin lafzına ve ruhuna uymadığını söyledi. En dikkat çeken nokta, tasarıya göre kurumu yönetecek başkan, ikinci başkan ve Kurul üyelerinin Bakanlar Kurulu’nca seçilecek ve doğrudan hükümet tarafından atanacak olması; ayrıca yasada ayrıntıları net olarak belirlenmemekle birlikte, kurum bütünüyle başbakanlığa bağlı olacak.

Önerilen yasa tasarısı, kurula atanacak adayların sivil toplumu temsil eder nitelikte olmasını ve kurulun “insan haklarının geliştirilmesi ve korunmasıyla alakalı toplumsal güçlerin (sivil toplumun) çoğulcu bir biçimde temsil edilmesini sağlayacak” güvenceler içermiyor. Kurumun mali bakımdan bağımsız olacağına dair hiçbir güvence olmadığı gibi, yasa tasarısında kurumun bütçesiyle ilgili tüm hususlar hakkında da pek az bilgi yer alıyor.

Türkiye’deki insan hakları grupları, İnsan Hakları Derneği, Mazlum Der, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı da dahil olmak üzere, defalarca yasaya dair ayrıntılı yorumlarını sunmuşlar ve yasanın hazırlanma sürecine aktif olarak katılmak için çabalamışlardı. Hükümet bu önerileri büyük oranda dikkate almadı.

Sinclair-Webb “Hükümetin insan hakları gruplarının Türkiye İnsan Hakları Kurumu’yla ilgili kaygılarına ısrarla cevap vermemesi, Türkiye’de insan haklarının korunmasının ve geliştirilmesinin hükümet için bir öncelik olmadığına işaret etmektedir” diyerek “kanuna ve içeriğine yönelik bu hatalı yaklaşımın böylesi bir kurumu kurma amacıyla çeliştiğini” vurguladı.

BM tüm dünya ülkelerine, insan haklarının geliştirilmesi ve korunmasına ilişkin tüm hususlarda hükümete ve parlamentoya bağımsız danışmanlık sağlamaya, insan hakları ihlallerini araştırmaya, tavsiyelerde bulunmaya ve ulusal yasaların uluslararası insan hakları mekanizmalarıyla uyumlu olmasını ve etkin şekilde uygulanmasını sağlamaya yetkili ulusal insan hakları kurumları kurmalarını tavsiye etmektedir.

Paris İlkeleri bu tür organların sorumluluklarını, oluşumunu, işleyişini ve statüsünü özetler. Bu ilkelerin merkezinde, kurumun sivil toplumu temsil eder nitelikte olması, bunun da insan hakları alanında çalışan sivil toplum gruplarının temsilcilerinin, akademisyenlerin, nitelikli uzmanların ve milletvekillerinin dahil edilmesi yoluyla sağlanması, hükümet birimlerinden katılan kişilerin rolünün de ancak istişari mahiyette kalması şartı yer alır. Hükümetten bağımsızlık, mali bağımsızlık ve bağımsızlığını etkileyebilecek mali denetime tabi olmaması da dahil olmak üzere, temel bir ilkedir.

Avrupa Komisyonu, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik kriterlerini yerine getirmeye ilişkin adımlarda aldığı mesafeyle ilgili olarak hazırladığı 2011 ilerleme raporunda, Türkiye’nin yasa tasarısını eleştirmişti. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Avrupa bölgesel temsilcisi Jan Jarab, Türkiye hükümetine, Paris İlkeleri uyarınca ulusal insan hakları kurumunun bağımsızlığının,  yürütme içerisinde idari bir statü edinmek anlamında değil,yürütmeden bağımsız olmak şeklinde anlaşılması gerektiğini vurgulamıştı.

Your tax deductible gift can help stop human rights violations and save lives around the world.

Region / Country